Sahabilerin ilim yuvası Suffe hakkında bilgiler
Peygamberimiz, Medine'ye hicretinden sonra hemen bir mescid inşasına başlamış ve bir kısmını eğitim-öğretim mahalli olarak tahsis etmişti. Üzeri hurma dallarıyla kapatıldığı için oraya Suffe adı verildi. Ashab-ı Suffe olarak bilinen sahabiler bu mekanda gecesini ve gündüzünü geçiren kimselerdi. On yıllık süre zarfında, aralarından valiler, öğretmenler, kadılar, vergi memurları ve daha birçok alanda görevlendirilecek kimseler yetişti. İşte sahabilerin ilim yuvası Suffe hakkında bilgiler...
Önceki Resimler için Tıklayınız
Gençliği ne kadar nezih geçtiyse evliliğinde de o kadar nezaket doluydu. O'na eş olma şerefine nail olan annelerimizi, zarafeti ve nezaketi hayran bıraktı. Türlü yokluklar içinde olmalarına rağmen, O'nun gül kokusu, güler yüzü ve tatlı sözü, dünyaya ait sıkıntıları onlara kolay getirdi.
Peygamberimizin yaşadığı aile hayatında akrabalığın, karı-koca hukukunun, bir hayat arkadaşı olarak eş olmanın, bir baba ve dede olmanın tüm güzel örneklerini görmek mümkün oldu. İnsanlık en mutlu aile tablosunu O'nun ailesinde gördü. Her bir davranışı ile hemen her konuda güzellikleri telkin eden ve öğreten bir muallim oldu. "Müminin bu dünyadaki cenneti ailesidir." diyerek, huzuru aile ortamında aramak gerektiğini de O öğretti.
Hz. Peygamber, Medine'ye hicretinin ardından Mescid-i Nebevî'yi inşa ettirirken ailesine ait odaların yanı sıra mescidin güney tarafına düşen giriş kısmında kimsesiz fakir sahabîlerin barınması için bir gölgelik yaptırdı. Kâbe'nin kıble olmasıyla birlikte bu gölgelik mescidin kuzeyine alındı, daha sonra genişletilen Mescid-i Nebevî'ye dâhil edildi.
Gerek Mekke muhacirlerinden gerekse daha sonra İslâm'ı kabul edip Medine'ye hicret edenlerden yoksul, bekâr ve yakını bulunmayan sahabiler burada kalıyordu. Medine'ye gelip orada bir tanıdığı bulunmayanlar ve Medine'ye gelen heyetler de genellikle Suffe'de ağırlanırdı. Dolayısıyla heyetler çoğaldıkça burada kalanların sayısı da artıyordu.