Nefis nedir? Nefis hakkında ayet ve hadisler...
İnsanoğlu kimi zaman servetle, makamla kimi zaman açlıkla ve canıyla sınanır. Çünkü yeryüzünün en şerefli varlığı olmak, nimetin yanı sıra imtihanı da beraberinde getirir. İnsanın en büyük sınavlarından birisi ise nefsiyle mücadelesidir. Peki, dinimiz ve İslam alimleri, nefisle ilgili bizlere ne öğütlemiştir?
Önceki Resimler için Tıklayınız
Mesnevi'de Mevlana, hikâyeler aracılığıyla bize öğütler verir:
"Rüyasında saltanatını yıkacak bir peygamberin dünyaya geleceğini gören Firavun, bazı tedbirler alır. Önce bütün eşleri birbirinden ayırarak beklenen peygamberin doğmasını engellemek ister. Daha sonra müneccimlerden bu çocuğun dünyaya geldiğini öğrenince, o yıl doğan bütün erkek çocukları öldürtür. Hz. Musa'nın annesi çocuğunu ölümden korumak için, onu beşiğiyle Nil'e bırakır. Suda sürüklenen beşik, Firavun'un sarayı önüne gelir. Firavun'un eşi çocuğun ölümüne mani olur, onu himayesi altına alır. Böylece Firavun'un bütün tedbirleri boşa gider ve Hz. Musa'yı evinde büyütmeye başlar. İnsanoğlu da düşmanını hep dışarıda arar, suçunu yüklenmek istemez ama en büyük düşmanı bünyesindeki nefistir."
Nefis şeytanın yardımcısı, insanın en yakınında bulunan, en büyük düşmanıdır. İnsanın bu düşmandan korunmasını sağlayan ise aklıdır. Akıl ve nefis birbirine tamamen zıttır. Nefis yalnızca isteklerinin peşinde koşar; akıl ise her işin sonunu düşünür, iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırmamıza yardım eder.
Gazali'ye göre kalp, ruh, nefis ve aklın birbirinden farklı birçok anlamı vardır. Ancak bu dört kavram rabbani ve ilâhî latifeyi ifade etme noktasında birleşir ve bu bağlamda eş anlamlıdır. Allah'ın Âdem'e üflediği ruh ile itminana ererek Allah'a dönen nefis aynı şeydir. Bu anlamda nefse kalp de denir.
Fahreddin er-Razi tarafından söz konusu edilen ve İbn Kayyim el-Cevziyye tarafından da benimsenen bir görüşe göre nefis nurani, ulvî, şerefli, latif ve canlı bir cisim olup mahiyeti itibarıyla olan bedenden ayrı bir şeydir.
Muhyiddin İbnü'l-Arabî'ye göre insan üç unsurdan oluşur: Cismanî vücut (beden), nefis ve ruh. Cismani vücudu mekanda yeri, zamanda süresi olan, bozulan ve değişen maddî bir sûret olarak tanımlayan İbnü'l-Arabî nefsin üç niteliğinden bahseder. Bunlar nebatî, hayvanî ve aklî nefislerdir. Akli nefis akıl değildir, akıl onun tâlî bir özelliğidir. Nebatî nefsin baş görevi yiyecek aramak ve onu uzviyete dönüştürmektir. Hayvanî nefsin yeri kalptir, maddidir, bütün insan ve hayvanlar hayvani nefis sahibidir. Aklî nefis ise mutlak zatıyla kavrayıcıdır, bütün günahlardan arınmış ve hür olarak doğmuştur; yok edilemez, ezeli ve ebedidir. Bedenle birlikte olduğu sürece onunla işler, ancak bedenden tamamen bağımsızdır. İnsan ölünce aklî nefis küllî nefse döner. Ruh ise bu üç nefsin reisidir.
Nefsin birçok nitelik, özellik, fiil, hal, tezahür ve tavırları mevcuttur. İnsanların nefislerindeki farklılık bedenlerindeki farklılıktan, nefisteki yetenekler de bedensel ve zihinsel yeteneklerden çok daha fazladır. Bu noktada Sevgili Peygamberimizin şu duasını unutmamak gereklidir: "Allah'ım! Nefsime takvayı ver. Nefsimi arındır; onu en iyi arındıracak olan sensin. Onu koruyan da onun sahibi de sensin. Allah'ım! Faydasız ilimden, huşu duymayan kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım." Müslim, Zikir ve dua ve tevbe ve istiğfar, 73.