Müslümanları karşı karşıya getiren olay: Cemel Vakası
Hz. Osman'ın şehit edilmesi üzerine Müslümanlar arasındaki fitne hareketleri artmış, İslam dünyasında kutuplaşma başlamış ve bu durum savaşa kadar gitmişti. Dördüncü halife Hz. Ali, sadece Medine'de biat almış; şehre hâkim olan ve "Osman'ı hepimiz öldürdük" diyen isyancı toplulukla hemen başa çıkamamış, katillerini cezalandıramamıştı. Hac görevi için Mekke'de bulunan Hz. Ayşe'nin de Hz. Osman'ın mazlum olarak öldürüldüğü yolundaki konuşması, olayları hararetlendirmişti. Hz. Ali ile Hz. Ayşe arasında cereyan eden savaş, Cemel Vakası olarak tarihe geçti.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Daha Zûkâr'dan ayrılmadan anlaşma sağlama ümidiyle Hz. Ayşe'nin karargâhına sahâbeden Ka'kā' b. Amr'ı elçi olarak göndermişti. Ka'kâ' Basra'ya giderek Hz. Ayşe, Talha ve Zübeyr ile görüşmüş, kendilerini, Hz. Ali'nin halifeliği etrafında toplandıkları takdirde katilleri cezalandırmanın kolaylıkla mümkün olabileceği yolunda ikna etmeye çalışmış, onlar da halifenin bu görüşte olması durumunda barışı kabul edebileceklerini bildirmişlerdi.
Hz. Ali'nin Talha ve özellikle Zübeyr ile bizzat görüşmesi de olumlu sonuç verdi. Hatta Zübeyr, Ali'nin kendisine, Hz. Peygamber'in Ali ile haksız yere mücadele edeceğine dair sözlerini hatırlatması üzerine bu işten vazgeçmek istediğini Ayşe'ye bildirdi. Ancak oğlu Abdullah onu korkaklık ve döneklikle suçladı.
Bir rivayete göre, Hz. Osman'ın katline iştirak edenlerden bir grup barış sağlandığı takdirde cezalandırılacaklarını düşünerek savaşı başlatmıştır. Hz. Ayşe ile Hz. Ali savaşı durdurmak için gayret sarfetmişlerse de çarpışmalar bütün şiddetiyle devam etti.
Hz. Ayşe feryatlarının bir işe yaramadığını görünce Kâ'b bin Sûr'a ön saflara koşarak barış için bağırmasını ve Kur'an'ın hakemliğini istemesini emretti. Fakat Kâ'b bu sırada öldürüldü. İyi bir kumandana sahip olmayan Hz. Ayşe kendi safındakilerin kaçmasını önlemeye çalışıyor, ancak birdenbire şiddetlenen savaş özellikle Hz. Ayşe'nin etrafında cereyan ediyordu.
Hz. Ali, savaşın Hz. Ayşe'nin bindiği devenin etrafında cereyan ettiğini görünce devenin öldürülmesini emretti; onun öldürülmesiyle bir anlamda savaş da sona ermiş oldu. Hz. Ayşe savaşı devesinin üzerinden idare ettiği için İslâm tarihinde bu olaya "Vak'atü'l-cemel" denilmiştir.
Hz. Ayşe'nin devenin üzerindeki mahfiline birçok ok saplanmışsa da kendisi yara almadan kurtuldu. Talha, savaşın daha başlarında rivayete göre Mervân bin Hakem tarafından atılan bir okla öldürülmüştü. Zübeyr ise savaş meydanından uzaklaşmakta iken Vâdissibâ'da Ahnef bin Kays'ın kabilesine mensup bir kişi tarafından öldürüldü.
Hz. Ayşe yanına gelen Hz. Ali'ye, "Sen galip geldin, artık müsamahalı davran" dedi. Hz. Ali de hem Ayşe'ye hem de onun yanında savaşa katılanlara son derece iyi davrandı. Savaşta ölen Müslümanları bizzat gömdürdü ve Basra'ya girmeden önce ordusuna yağmadan sakınmalarını ve kimseye dokunmamalarını emretti. Medine'ye dönmek üzere Basra'dan ayrılacağı sırada Hz. Ayşe'yi bizzat uğurlamaya gitti.
Hz. Ayşe, meydana gelen olaylardan dolayı müminlerin birbirlerini incitmemelerini, kendisiyle Ali arasında şahsî herhangi bir kırgınlık bulunmadığını, onun iyi ve seçkin bir kişi olduğunu söyledi. Kendisine refakat edecek heyete ileri gelen Basralılardan 40 kadın, 40 kadar da erkek memur edildi. Hz. Ayşe, kardeşi Muhammed ile birlikte Basra'dan ayrıldı, önce Mekke'ye gitti, hac ibadetini eda ettikten sonra Medine'ye geçti ve hayatının sonuna kadar orada kaldı.