Arama

Kral ve Çocuk: Ashabı Uhdut

Hz. Nuh'tan bugüne kadar İslam tarihinde peygamberler ve müminler iman ettikleri için zalimler tarafından birçok kez zulme uğradı. Zalimler, iman edenler kendilerine Hakk'ı hatırlattığı için onlardan nefret etti ve işkence ederek dinlerinden döndürmek için uğraştı. İman edenler kendilerini İslam'a davet ettiklerinde ise onlara cevapları A'raf suresinde geçtiği üzere şöyle oldu: "Bunları yurdunuzdan sürüp çıkarın, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" Sizler için bir krala karşı Hakk'ı savunduğu için öldürülmeye çalışılan genç bir adamın ve gerçekleri gördükten sonra iman eden bir halkın kıssasını derledik.

📌Suheyb bin Rumi'nin rivayet ettiği bir hadiste Hz. Muhammed (sav) ashabına Kur'an-ı Kerim'de de bahsedilen şu kıssayı anlattı:

"İslam'dan önce topluluklarından birinde bir kral ve onun sihirbazı vardı. Sihirbaz yaşlanınca krala dedi ki: "Ben yaşlandım, büyü öğretmek üzere bana genç birisini gönder."

Kral bir delikanlıyı sihirbaza gönderdi. O da delikanlıya sihir yapmayı öğretmeye başladı. Genç adam, kralla sihirbaz arasında gidip gelirken yolunun üzerinde bir rahip vardı. Rahibin yanına uğrardı ve ondan nasihat dinlerdi. Zamanla rahibin sözleri delikanlının hoşuna gitmeye başladı.

Ancak rahibin yanında vakit geçirdiği için sihirbazın yanına geç kalıyor bu yüzden dövülüyordu. Sihirbazın yanından geç geldiği için de ailesi tarafından dövülüyordu.

(x) Ticareti karlı çıkan sahabi: Suheyb bin Rumi

📌 Genç adam bu durumu rahibe anlattı. Rahip: "Büyücü seni dövmek istediğinde beni ailem oyaladı; ailen seni dövmek istediğinde ise beni büyücü oyaladı." dersin dedi. Delikanlı bu şekilde rahip ile sihirbazdan eğitim almaya devam etti.

Bir gün delikanlı yol üzerinde insanların toplandığını gördü. Karşılarında korkunç bir hayvan olduğu için yoldan geçemiyorlardı.

Delikanlı kendi kendine şöyle dedi: "Büyücünün durumu mu, rahibin durumu mu daha faziletli? İşte bugün öğrenmiş olacağım."

Delikanlı eline bir taş alarak şöyle dedi:

- "Allahım! Eğer rahip büyücüden daha faziletli ise, şu hayvanı öldür ki insanlar geçebilsin."

Sonra elindeki taşı attı ve hayvanı öldürdü. Hayvanı öldürünce insanlar da yoldan geçmeye başladı.

📌 Genç adam bu olayı rahibe anlatınca rahip ona şöyle dedi:

"Yavrucuğum! Bugün sen benden, daha üstünsün. Şüphesiz ileride imtihan olunacaksın. İmtihan olunursan benim yerimi kimseye söyleme!"

Genç adam, rahipten öğrendikleri ile körlerin gözünü açmaya, alaca hastalığını ve diğer hastalıkları tedavi etmeye ve hastaları iyileştirmeye başladı.

Kralın meclisinde gözleri görmeyen bir adam vardı. Delikanlının hastaları iyileştirdiğini duyunca birçok hediye ile ona gitti.

(x) Peygamber Efendimizin kendisiyle övündüğü sahabe; Ukkaşe

📌 Delikanlıya şöyle dedi: "Eğer bana şifa verirsen bunların tümünü sana vereceğim."

- Genç adam:

"Ben hiç kimseye şifa veremem. Şifa veren Allah'tır. Eğer Allah'a iman edersen ben de Allah'a dua ederim. Böylece sana şifa vermiş olur" dedi.

Adam Müslüman olunca, delikanlı onun için Allah'a dua etti ve adamın gözleri görmeye başladı.

Daha sonra bu adam kralın meclisine gitti ve yerine oturdu.

Kral ona:

"Sana gözlerini kim verdi?" dedi.

Adam:

"Rabbim geri verdi."

Kral:

"Senin benden başka Rabbin mi var?" diye sorunca,

Adam: "Evet, benim ve senin Rabbin olan Allah vardır" dedi.

📌Kral bu cevap karşısında şaşırdı ve adama işkence yapılmasını emretti. Adam işkencelere dayanamadığı için delikanlının yerini söyledi.

Genç adam kralın meclisine getirilince kral:

"Yavrucuğum! Sen körlerin gözünü açacak, alaca (abraş) hastalığını diğer hastalıkları tedavi edecek kadar büyücülükte ilerledin, öyle mi?" dedi.

Genç adam:

"Ben hiç kimseye şifa vermem. Şifayı veren, Allah'tır." dedi.

Bu cevap üzerine kral rahibin yerini söyleyinceye kadar delikanlıya işkence yaptırdı. Delikanlı işkencelere dayanamadığı için rahibin yerini söyledi.

(x) Buruc suresini dinlemek için tıklayınız

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN