İbn-i Sina'nın ebedi mutluluğa ulaşma formülü
Müslüman alimler arasındaki eşsiz konumu sebebiyle "filozofların prensi" sıfatı ile nitelendirilen İbn-i Sina, düşünceleriyle günümüz dünyasını etkilemeye devam etmektedir. İslam felsefesini önemli bir noktaya getiren İbn Sina'nın insanlığın kadim konusu ahlak hususundaki görüşleri de oldukça dikkat çekicidir. Peki, ünlü filozof İslam'da insanın manevi nitelikleri ve huyları olarak tanımlanan ahlak kavramını mutlulukla nasıl ilişkilendirmiştir?
📌 Ahlak kavramı, İslam'da insanın iyi ve kötü olarak konumlandırılmasına sebep olabilecek manevi nitelikleri ve huyları şeklinde tanımlanmaktadır.
📌 Müslüman düşüncede yaratılışın en önemli hasletlerinden biri olan ahlakı yaşam şekline en doğru biçimde uyarlamak esastır. Ahlak Müslümanların hayat pratiklerini ilgilendiren ve toplumsal düzeni de ayakta tutan bir olgu olarak karşımızda durmakta...
➡ Evrensel bir mevzu olan ahlakın, Batı ve İslam felsefesinde türlü şekillerde ele alındığı biliniyor. Ahlak, ortaya koyduğu eserlerle İslam bilimine yön veren ve "filozofların prensi" olarak adlandırılan İbn Sina'nın felsefesini şekillendiren en önemli konulardan biridir.
📌 Ahlak mevzusuna dair ciddi görüşler ortaya atan İbn Sina'nın, kaleme aldığı küçük risalelerin dışında konuya dair ayrıntılı müstakil bir eser yazmadığını görüyoruz. Kitabü's-Saade ve'l-ùs'ad ve Risale fi'l Birr ve'l-İsm ahlak felsefesi alanında İbn Sina'nın yazdığı ahlak risalelerinden...
📌 Ahlak konusuyla ilgili müstakil olarak ayrıntılı eserler vermemesine rağmen bu konuyu geniş çaplı irdelemiştir. Özellikle İslam ve ilahiyat alanında yazdığı eserlerde ahlak konusuna türlü şekillerde değinir.
📌 Yani filozofun ahlak felsefesi din felsefesiyle paralel bir şekilde gelişmiştir. Bu sebeple İbn Sina'nın ahlak felsefesi ünlü filozofun metafizik ile ilgili düşünceleri ekseninde okunması gerekir.
📌 Ahlak felsefesini metafizik bağlamda okuyan İbn Sina, ahlakı metafiziğin tamamlayıcısı olarak görür. İbn Sina'ya göre var olmak bakımından varlığı konu edinen metafiziği öncelenmesi; ahlakı tanımlamanın ilk basamağıdır.
📌 İbni Sina'nın metafizik okumasında öncelikle varlık konusu esastır. Metafiziğin konusunu ihtiva eden tabiat ötesi düşünceler ise varlık kavramından sonra gelir. Kişi, kendi benini akıl yoluyla kavrayabileceği bir varlık olarak görürse metafizik yoluna ilk adımı atmış sayılır.
📌 İşte bu düşüncelerden hareket eden İbn Sina, ahlak felsefesinin bilgilerini metafizikten alır. Bu sebeple davranışlarımızın temelinde bulunan sebepleri sorgulamak gerekir.
➡İbn Sina'ya göre Batı'daki şekliyle ortaya çıkan ahlak felsefesi, ahlakla ilgili bilgide yalnızca biçimi yani kabuğu sunar. Metafizik bilginin öncelenmesiyle yani vahye dayalı bir dinin varlığı ve öğretileri ile şekillenen ahlak felsefesinde ise ahlakın içeriğine ve özüne dair asıl bilgiler elde edilir. Yani İbn Sina'ya göre ahlak görüşünün dini bir düşünceyle temellendirilmesi gerekir.
📌 İbn Sina'nın ahlak anlayışının dayandığı iki temel nokta vardır:
➡İbn Sina'ya göre birinci ve en temel nokta Kur'an-ı Kerim'in öngördüğü gibi "orta ümmet" kavramının yaşam şekli haline getirilmesidir. Tavır ve davranışlarıyla aşırılıklardan kaçma ve yaptığı birçok eylemde itidali kendisine düstur edinme, sonuç olarak ifrat ve tefrit kavramının bireyin bütün yaşantısına uygulamasıdır. İbn Sina'ya göre ahlakın temel hedefi, bireyin nefsi arzularına galip gelerek beden sağlığında orta yolu bulup bunu koruması gibi fiillerinde de orta yolu bularak ahlaki çizgiyi muhafaza etmesidir.
➡Ahlak felsefesindeki ikinci nokta ise bireyin bir amaca yönelerek bütün eylemlerini ona göre şekillendirmektir. Örneğin bireyin ahirette mutluluğu elde etme gibi bir gayesi varsa ahlakın da bu açıdan daha işlevsel bir rolü vardır.
📌İşte bu husus, ahlak felsefesinde metafiziğin öncelenmesinin en önemli göstergesidir.