Hz. Musa'nın hayatı ve Kur'an-ı Kerim’de zikredilen özellikleri
Hz. Musa, üç semavi dinin de kabul ettiği büyük bir peygamberdir. Kur'an-ı Kerim'de kendisinden söz edilen ulü'l azm peygamberlerden olan Hz. Musa, aynı zamanda İsrailoğullarını Firavun'un zulmünden kurtarıp hürriyete kavuşturan bir liderdir. Kur'an-ı Kerim'de onun dünyaya gelişi, saraya intikali, Medyen'e gidişi, peygamber olarak seçilişi, İsrailoğullarını kurtarmak için Firavun'a gönderilişi, Firavun'la mücadelesi ve ilahi emirleri alışına dair bilgiler yer alır. Hz. Musa'nın hayatı ve Kur'an-ı Kerim'de zikredilen özelliklerini derledik.
Hz. Mûsâ, Kur'ân-ı Kerîm'in 34 suresinde 136 yerde zikredilmektedir ve Kur'an ile sahih hadislerde geçmiş peygamberler arasında kendisinden en çok söz edilen peygamberdir.
Kur'ân-ı Kerîm, İsrailoğullarına hakkında ihtilâf edegeldikleri şeylerin pek çoğunu anlatmakta; bu çerçevede Hz. Mûsâ ile Firavun'un haberlerinden bir kısmını gerçek şekliyle nakletmektedir.
Kur'an'da onun dünyaya gelişi, saraya intikali, Medyen'e gidişi, peygamber olarak seçilişi, İsrâiloğulları'nı kurtarmak için Firavun'a gönderilişi, Firavun'la mücadelesi ve İsrailoğullarını Mısır'dan çıkarışı, Sînâ'da ilâhî emirleri alışı, çöldeki olaylar ve İsrailoğullarına rehberlik edişi anlatılır.
Kur'ân-ı Kerîm, Hz. Mûsâ'nın dünyaya geldiği dönemde Mısır'ın ve İsrailoğullarının durumunu naklederken Firavun'un halkını çeşitli zümrelere böldüğünü, bir kısmını güçsüz bulup baskı ve zulüm yaptığını, erkek çocuklarını öldürüp kız çocuklarını sağ bıraktığını bildirir.
Bu zat, rüyasında Beytülmakdis'ten çıkan bir ateşin Mısır'a sıçradığını ve Mısır'ın evlerini yaktığını, bütün Kıbtîler'i yok ettiğini, ancak İsrailoğullarına zarar vermediğini görmüştür.
Rüyanın yorumunu yapanlar İsrailoğulları içinden doğacak bir çocuğun elinden saltanatını alacağını, düzenini bozacağını ve dinini değiştireceğini söyleyince Firavun, İsrailoğullarından doğan her erkek çocuğun öldürülmesini emretmiş, daha sonra da bir yıl öldürülmelerini, bir yıl sağ bırakılmasını istemiş ve böyle bir yasak yılda Hz. Mûsâ doğmuştur.
Annesine, oğlunun kendisine geri getirileceği ve ileride peygamber olacağı müjdelenmiştir. Annesi onu daha fazla gizleyemeyeceğini anlayınca söyleneni yapmış ve çocuğu bir sandık içinde nehre bırakıp, Hz. Mûsâ'nın ablasına da kardeşinin âkıbetini uzaktan gözlemesini söylemiştir.
Firavun'un ailesi onu nehirde bulup almış; Firavun'un karısı öldürülmemesini, evlât edinilmesini istemiştir. Mûsâ, Mısırlı hiçbir sütanneyi kabul etmeyince ablası ona bir sütanne bulmayı teklif etmiş, böylece Hz. Mûsâ tekrar annesine kavuşturulmuştur.
Böylece çocuğun öldürülmemesini istemiş, Firavun hanımının hatırı için çocuğun hayatını bağışlamıştı. Bir rivayete göre Hz. Mûsâ kendisini kucağına alan Firavun'un sakalını yolmuş, diğer bir rivayete göre ise elindeki sopayla Firavun'un başına vurmuştur. Buna öfkelenen Firavun, Mûsâ'nın öldürülmesini emretmiş, fakat Âsiye onun daha çocuk olduğunu ve ne yaptığını bilmediğini söylemiştir.
Bunu ispatlamak için de bir tarafa ateş, bir tarafa mücevher koymuş, Mûsâ mücevhere uzanınca Cebrâil elini ateşe yöneltmiş, ateşi alan Mûsâ onu ağzına götürmüş ve bu yüzden dilinde tutukluk oluşmuştur. Mûsâ ilâhî nezaret altında yetiştirilmiş, gençlik çağına gelip olgunlaşınca kendisine hikmet ve ilim verilmiştir.