İslam uygarlığında hat sanatının temelleri
Estetik ve akıcı hat uygulamalarıyla güzel yazı sanatı, mukaddes kitabımız olan Kur'an-ı Kerim'in ve yaygın olarak bilinen özlü sözlerin yazılmasında kullanılır. Her yazı stili için ucu farklı açılarla kesilmiş farklı türde kamış kalemlere ihtiyaç duyulan bu sanatta, farklı türde ve renkte mürekkeplerle eşsiz güzellikte yazılar yazılır. Peki, İslam uygarlığı ile temelleri atılan hat sanatında, hattatların geçmişte mürekkeplerini dahi kendilerinin yaptığını; kimi zaman mürekkep tariflerini bir sır gibi sakladığını biliyor muydunuz? Resimden mimariye pek çok sanata ilham olan hat sanatının İslam uygarlığına uzanan geçmişini derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Arapça hat eserlerinde kullanılan dil eski Sami dillerine mensup olup, kufi ve nesih en ünlüleri arasında olmak üzere birçok stil bulunur.
Kufi ismi, kâtiplerin Kur'an-ı Kerim'i yazıya geçirdiği Irak'ın Kufe şehrinden gelmektedir. Bu yazı stilindeki harfler köşelidir.
Nesih yazı üslubu kufiden daha eskidir ancak modern Arapça yazı ve baskıda kullanılan karakterlere benzer.
Harflerin birleştirildiği işlek ve yuvarlak bir yazı üslubu olup birkaç farklı formu bulunur.
Bunlardan Osmanlılar tarafından geliştirilen nesih yazı üslubu, kufi yazı üslubundan daha popüler hale geldi. Yazının neyin üzerine yazılacağına çok önem veriliyordu.
Kâğıdın kullanılmaya başlaması öncesinde Kur'an-ı Kerim'in kopyalanması, el yazmalarının yazılması ve mektuplar için kullanılan en temel malzeme parşömen ve papirüstü.
Parşömen dayanıklı, parlak ve lüks bir malzeme olmasına rağmen yalnızca tek bir yüzü kullanılabiliyordu. Papirüs ise daha kırılgandı ve yazılanları silmek mümkün değildi, bu yüzden özellikle resmi kayıtlar için oldukça kullanışlıydı.
Ancak bu malzemelerin her ikisi de pahalıydı, bu yüzden 8'inci yüzyılda daha ucuz bir alternatif olan kâğıdın kullanılmaya başlamasıyla birlikte yazı sanatında bir devrim yaşanacaktı.