Arama

Türk Şiirine Aynadan Bakmak

Ayna yüzyıllardan beri kullanılan, sanatın farklı alanlarında da kendine yer bulan ilginç bir araç. Efsanelerde, masallarda başrolller kadar kilit bir konumda bulunan bu esrarengiz eşya Türk şiirinde de şairlerin sıklıkla kullandığı bir metafor olmuştur. Yalnızca şiirde değil kurmaca metinlerde de yer alan ayna imgesine Cahit Sıtkı, Necip Fazıl, Ahmet Muhip, Asaf Halet ve Ahmet Hamdi'nin şiirleri üzerinden beraber bakalım.

◾Sözlük anlamı "ışığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam" olarak ifade edilen aynanın da bütün kelimelerde olduğu gibi ifade ettiği mana zamanla derinleşmiş ve çoğalmış; sosyal, kültürel, psikolojik, felsefî ve tasavvufî bağlamlarda yeni anlamlar kazanmıştır.

Bilge Şair Sezai Karakoç'a ediplerin gözüyle bakmak

◾Yalnızca bir nesne olmayan ayna, psikoloji ve felsefede insanın benliğini temsil eder. İnsan henüz bebekken aynadaki yansımasına bakar ve kendini zihninde gördüğü şekilde tasavvur eder. Bir yerde insanın kendiyle tanıştığı sihirli bir ögedir ayna.

◾Eskiden beri masallarda, efsane ve destanlarda önemli ve kilit bir parça olarak kendine yer bulan aynanın geçtiği en eski edebi kaynaklardan biri Kaşgarlı Mahmut'un yazdığı Dîvânü Lügati't Türk'dür.

◾Aynanın sembolleşme deyim yerindeyse bir mazmuna dönüşme merhalesinde divan şiirinin katkısı büyüktür. Osmanlı şiirinin temel mazmunlarından birine dönüşen 'ayna' beşeri ve ilahi sevgilinin güzelliğini, saflığını, temizliğini anlatırken kullanıldığı gibi aşığın gönlünü, aşkını, rakiplerini, çektiği cefaları anlatmak için de kullanılmıştır.

1920-1950 yılları arasında yazılmış edebi metinlerde ayna, yalnızlığı, benliği, zamanı, Allah'ı simgeleyen anlamlar kazanmıştır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi zamanı temsil eden ayna, bu bağlamda geçmişe yani maziye de işaret eden bir kavram olmuştur. İnsan, aynaya her baktığında, bütün yaşlarının hatırası sanki karşısında durur.

Eski şiirin zirvesi: Fuzuli

Cumhuriyet Dönemi şair ve yazarları arasında aynayı temel metafor olarak en çok kullanan isimlerden biri de Ahmet Hamdi Tanpınar'dır.

◾Şiirlerinin yanısıra kurmaca eserlerinde de ayna, ana metaforlardan biridir. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın metinlerinde ayna hafızanın kapısını aralayan ve ve hafızanın içinde yolculuk yaptıran, bize hafızadan vizyonlar gösteren bir ekran görevini görür. Bu ekran hatıraların ve geçmişin sonsuz dehlizlerine aralan bir kapıdır.

"Bir sonu gelmeyen rüyaya dalar,

Akşam odalarda fersiz aynalar.

Durgun sularında hepsinin yer yer

Eski bir hatıra sanki genişler,

Maziden yadigâr kalan bir hisle"

Ahmet Hamdi Tanpınar, Aynalar

"Her bakışta çizer bu kederli su,

Ömrümüzün geniş bir tablosunu.

Bir tablo ki, ne renk, ne çizgisi var;

Fakat her hatıra içinde yaşar..

Ve derinliğinden bizlere güler,

Kalbi kalbimizde çarpan ölüler."

Ahmet Hamdi Tanpınar, Aynalar

◾Tanpınar'da birbirleriyle sürekli temas içinde bulunan ayna-su-gökyüzü gibi kavramlar bir yerde divan şiirindeki tenasüp sanatını anımsatır. Çünkü bunların hepsi derinliği olan, yansıtma özelliği bulunan kavramlardır. Özellikle su ve ayna metaforları birbiriyle iç içedir. Tanpınar'ın zihni aynasında kendi bedeninden suretinden çok zamanın muhafaza ettiği anılar görünür. Mehmet Kaplan'ın deyimiyle Tanpınar aynada "beliren mazisinin hüzünlü hayallerini seyreder"

"Aynalar" şiirinin başlangıncında fersiz aynalarla durgun su arasında bir bağ kurulmuş durgun suya hafıza nitelği kazandırılmıştır. Durgun sularda atılmış bir taşın halka halka genişlemesi gibi şairin anıları da genişler. Ve her halkada başka bir hatıra günyüzüne çıkar. Buradan anlarız ki Tanpınar hatıralarını suya saklamış ve kaydetmiştir. İlk mısradaki fersiz ve ışıksız aynalar önce yerini durgun suya sonra kederli suya bırakır, su hatırladıkça acılaşır adeta... Aynanın kapısından hafızasının denizine dalan Tanpınar bu şiirde kederli ve karanlık vizyonlar çizmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN