Edebiyatımızın Esrarengiz Kalemi: Asaf Halet Çelebi
Asaf Halet Çelebi, Türk edebiyatının en esrarengiz en ilginç simalarından birisi... Şiirini birden fazla kökle besleyen şair, sanki dünyaya bir rüyanın içinden düşmüş gibidir. Dünyaya bambaşka bir nazarla bakan Çelebi, edebiyatımızda örneği görülmemiş şiirleriyle tek başına bir okuldur. Şiirleri hala tam olarak anlaşılamayan Asaf Halet, 15 Ekim 1958'de öte aleme göçtü.
Önceki Resimler için Tıklayınız
◾ Şairin uzun süren arayış devresi, 1939 yılından itibaren yayımladığı kapalı ve esrarengiz şiirlerle sona erer. O günün okuruna yabancı gelecek kıvrak, mistik dille, anlayabilmek için entelektüel birikim gerektirecek şiirler yazar. Bu, şairi hem hedef haline getirir hem de şöhret kazanmasını sağlar.
💠
"zamanlar içinde
kuşlar uçuyor
kervanlar geçiyor
bir iğne deliğinden zamanlar içinde"
(Asaf Halet Çelebi - Adımı Unuttum)
◾ Fransa'ya gitmesinin de etkisiyle Batılı teknikleri bilen ve uygulayan bir şairdir artık. Fakat bunu yine şahsına münhasır bir şekilde gerçekleştirir.
◾ Doğu'yu unutmaz, eksiltmez aksine arttırır ve derinlerine iner. Doğulu bir resmi Batılı bir teknikle çizer. Başka şairlerin devam ettirdiği bir üslubu olmasa da kendi başına bir ekol olmuştur.
💠
"adımı unuttum
adı olmayan yerlerde
geçip gidenlere bakarak"
(Asaf Halet Çelebi - Adımı Unuttum)
◾ Dinler tarihinden, kıssalardan, mitolojiden, masallardan, eski kült ve kültürlerden çokça faydalanan Âsaf Halet, tasavvufu şiirine o kadar iyi gizler ki araştırmadan anlaşılmaz.
◾ "Anlaşılırlığın, açıklığın göreli olduğunu belirten Çelebi, şiirlerini kimse için değil, kendi iç dünyasını incelemek, " içindeki mağaradakiler"e "ayna tutmak" amacıyla yazdığını söyler". "A'dan Z'ye Âsaf Halet Çelebi" kitabında geçen bu ifadeler Âsaf Halet'in poetikasının özeti gibidir.
💠
"bir gün buradan gidersin
mariyya
aynalarda seni ararım
bu şehirde seni ararım
bu dünyada seni ararım"
(Asaf Halet Çelebi - Mariyya)
◾ Bir sonbahar günü çok sevdiği İstanbul'a veda eden Âsaf Halet 15 Ekim 1958'de vefat etti. Ünlü şairin kabriyse Beylerbeyi Küplüce Mezarlığı'ndadır.
💠
"bilmemek bilmekten iyidir
düşünmeden yaşayalım
mâra
günü ve saatleri ne yapacaksın
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
ne seneleri
yalnız seni hatırlarım
ki benim gibi bir insansın"
(Asaf Halet Çelebi - Mara)
🔸Şiir kitapları
➡He: Devrinin şiir anlayışından çok farklı çizgide yazılmış olan bu kitap şairin ilk kitabıdır. Kitabın sonunda bazı şiirlerinin Fransızca tercümeleri yer alır.
➡ Lâmelif: Üslup ve içerik anlamında ilkiyle benzeyen bu ikinci kitapta yalnızca 10 şiir bulunur.
➡ Om Mani Padme Hum: Sonuna düşülen, "Mevcudu kalmayan He ve Lâmelif kitaplarındaki şiirler bu kitaba alınmıştır" notundan anlaşıldığı kadarıyla bu şiirler hariç ilk iki kitapta bulunmayan sekiz şiir daha bulunur.
🔸Diğer eserleri
➡ Mevlâna'nın Rubaileri: Mevlânâ'nın rubâîlerinden seçmeler içeren bu eserde rubâîler mensur olarak Türkçe ve Fransızca'ya tercüme edilmiştir.
➡ Mevlâna Hayatı-Şahsiyeti: Mevlânâ Celâleddîn-i Rumi'nin hayatını, tasavvufî ve edebî eserlerini ana hatlarıyla anlatan el kitabı niteliğinde bir eserdir.
➡ Molla Câmi: İranlı mutasavvıf şair Molla Câmî'nin hayatı, edebî ve tasavvufî şahsiyeti üzerine yapılmış bir incelemedir.
➡ Konuşulan Fransızca: Fransızca'da kullanılan tabirleri, atasözlerini içine alan bu eser konuşma ve tercümede yardımcı olmak amacıyla yazılmış bir ders kitabıdır.
➡ Eşrefoğlu Divanı: 15. yüzyılın önde gelen Türk mutasavvıf şairlerinden biri olan Eşrefoğlu Rûmî hakkında geniş bir inceleme ile divanından seçme şiirlerinden meydana gelir. Eserde bir bibliyografya ve bazı terimlerin açıklandığı bir sözlük de vardır.
➡ Seçme Rubailer: Eserde, Ömer Hayyâm, Mevlânâ, Hâfız-ı Şîrâzî, Molla Câmî, Hucendî, Sultan Veled, Ebû Said ve Ubeyd-i Zâkânî gibi şairlerden seçilmiş 252 rubâînin mensur tercümesi bulunur. Kitabın sonunda rubâîleri tercüme edilen şairlerin kısa biyografileri verilmiştir.
💠
"tanımamak tanımaktan iyidir
seni bir kere tanıdıktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım
bu acıyı beraber tadalım
mâra"
(Asaf Halet Çelebi - Mara)