Mezarları İstanbul'da olan yazar ve şairler
Edebiyat; şiir, roman gibi birçok tarzda eserlerin verildiği uçsuz bucaksız bir dünyadır. Romanlar sayfalar; şiirlerse satırlar dolusu birçok şey anlatır. Her yazar ya da şair tarzıyla, üslubuyla ve yaşadıklarıyla her birimize farklı duygular katmışlardır. İşte edebiyat dünyasından isimleri asla silinmeyecek olan ve mezarları İstanbul'da bulunan yazar ile şairler...
Önceki Resimler için Tıklayınız
"Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında"
Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901'de Kadı Hüseyin Fikri Efendi ile Nesime Bahriye Hanım'ın oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan "19. Asır Türk Edebiyatı Kürsüsü"nde profesör olarak görev aldı. Geçirdiği kalp krizi nedeniyle 23 Ocak 1962'de İstanbul'da vefat eden usta edebiyatçı, Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı'nda Yahya Kemal'in mezarının yanı başına defnedildi. Mezar taşında, kendi dizeleri olan "Ne içindeyim zamanın/Ne de büsbütün dışında" ifadeleri yer alıyor.
"Bekliyorum
Öyle bir havada gel ki,
Vazgeçmek mümkün olmasın."
Tanpınar'ın deyimiyle şiirimize tatlı anlaşmazlığı ve lezzeti getiren Orhan Veli, eserlerinde hicivsel bir üslupla mizah ögelerinden yararlandı. Ağır sanat ifadeleri, kalıplaşmış benzetmeler yerine, daha basit ve yalın olan halk dilini kullanmayı benimsedi. Garip akımının ustası Orhan Veli henüz 36 yaşındayken, talihsiz bir şekilde hayatını kaybetti. Yaşamayı, aşkı, umudu ve pek çok şeyi aynı şiir düzleminde buluşturarak edebiyatın unutulmaz şairleri arasında yerini aldı. O, ölümü ardında sorular bırakırken, cebinde otuz kuruşla bir de şiir taşıyordu.
"Ölüye ağlayamayan insanların huzursuzluğu içindeyim."
Şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur'an tercümanı ve siyasetçi. Belki de bu unvanlarının içerisinde en önemlisi İstiklal Marşı'nın yazarı. Kısa hayatına birçok mesleği sığdıran bu başarılı isim Mehmet Akif Ersoy'dan başkası değildi. Mehmet Akif, hayatının her döneminde musikiyle bizzat uğraştı. Bunun yanı sıra yakın dostlar edindiği musiki çevreleriyle de bağını hiç koparmadı.17 Şubat 1921 tarihinde İstiklal Marşı'nı yazdı. Ersoy'un yazdığı şiir birinci TBMM tarafından kabul edildi. Mehmet Âkif, İstiklal Marşı'nı Türk milletinin eseri olarak kabul ettiğinden eserlerini içinde topladığı ünlü Safahat'ına koymamış ve kahraman ordumuza ithaf etmişti. Mehmet Akif Ersoy, 27 Aralık 1936′da İstanbul'da siroz hastalığından vefat etti.
"Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma"
Kimliğini "adım: Müslüman" diyerek tanımlayan, duygu dünyamızda derin izler bırakan bir şairdi Erdem Bayazıt. Şiir anlayışını "Büyük Doğu" ve Sezai Karakoç'la biçimlendirmiş, dizelerinde Müslümanların emperyalizme başkaldırışını yansıtmıştı. Edebiyat çevrelerince ''Yedi Güzel Adam''dan biri olarak anılan ve ''Mavera'' dergisinde de yazı işleri müdürlüğü görevini yürüten şairin "Sebeb Ey" isimli ilk şiir kitabı, 1972'de edebiyatseverlerle buluştu. Beyazıt, 5 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul'da vefat etti.