Arama

Her dizede sevinç ve coşku yaşatan bayram şiirleri

Bayramı bir armağan bilen ve neşeyle karşılayan Müslümanlar için, Ramazan Bayramı bereketiyle birlikte hoş geldi. Bu bayramda da çocuklar sevindirilecek; kimsesizlerin yardımına koşulacak. Biz de sizler için bayramın sevinç ve coşkusunu dizelerinde işlemiş ünlü şairlerden bayram şiirlerini derledik.

Bayramda gelir yâ da ne hoş hâtıralar ki:
Bin ömre verilmez, o kadar kadri girandır,

Iydin bana dâim görünür levh-i kerîmi:
Mâzî-i tufûliyyetimin yâd-ı besîmi.

Birinci gün hava bir parça nâ-müsâiddi;
İkinci gün açılıp, sonra pek güzel gitti.

Dedim ki: 'Fâtih'e çıksam yavaşça, bir yanda
Durup o âlemi seyreylesem de meydanda,

Ziyâret etsem ehibbâyı sonradan... Hoş olur.
Bütün gün evde oturmak ne olsa pek boştur. '

Bu arzû-yi tenezzüh gelince, artık ben
Durur muyum? Ne gezer! Fırladım hemen evden.

Gelin de bayramı Fâtih'te seyredin, zirâ
Hayâle, hâtıra sığmaz o herc ü merc-i safâ,

Kucakta gezdirilen bir karış çocuklardan
Tutun da, tâ dedemiz demlerinden arta kalan,

Asırlar ölçüsü boy boy asâli nesle kadar,
Büyük küçük bütün efrâd-i belde, hepsi de var!

Adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,
İçinde darbuka, teflerle zilli şakşaklar,

Biraz gidin; Kocaman bir çadır... Önünde bütün,
Çoluk çocuk birer onluk verip de girmek için

Nöbetle bekleşiyorlar. Acep içinde ne var?
'Caponya'dan gelen insan suratlı bir canavar! '

Geçin: sırayla çadırlar. Önünde her birinin.
Diyor: 'Kuzum, girecek varsa durmasın girsin.'

Bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir îlân,
'Alın gözüm buna derler...' sadâsı her yandan.

Alettirikçilerin keyfi pek yolunda hele:
Gelen yapışmada bir mutlaka o saplı tele.

...

  • 4
  • 10
Bayram, Necip Fazıl Kısakürek
Bayram, Necip Fazıl Kısakürek

Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var

  • 5
  • 10
Yahya Kemal Beyatlı, Süleymaniye'de Bayram Sabahı
Yahya Kemal Beyatlı, Süleymaniye’de Bayram Sabahı

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye'de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var! .. Ne mübârek, ne garîb âlem bu! ..
Hava boydan boya binlerce hayâletle dolu...
Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir;
O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.
Bu sükûnette karıştıkça karanlıkla ışık
Yürüyor, durmadan, insan ve hayâlet karışık;
Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilâhî yapıya.
Tanrının mâbedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymâniye târih oluyor.

Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı
Adamış sevdiği Allah'ına bir böyle yapı.
En güzel mâbedi olsun diye en son dînin
Budur öz şekli hayâl ettiği mîmârînin.
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,
Seçmiş İstanbul'un ufkunda bu kudsî tepeyi;
Taşımış harcını gâzîleri, serdârıyle,
Taşı yenmiş nice bin işçisi, mîmâriyle.
Hür ve engin vatan

  • 6
  • 10
Bir bayram yemeği, Cahit Sıtkı Tarancı
Bir bayram yemeği, Cahit Sıtkı Tarancı

Korkarım felekte bir gün
Bir bayram yemeğinde.
Anam, babam gibi kardeşlerimde,
En güzel dalgınlığında ömrün.
Beni gurbette sanıp
Keşke gelseydi bu bayram
Diyecekler.
Ve birdenbire yürekler,
Aynı acıyla yanıp
Hepsinin gözleri yaşaracak.
Öldüğümü hatırlayarak.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN