Gelibolulu Mustafa Ali Divanı'ndan en güzel beyitler
16. yüzyılın en meşhur tarihçilerinden biri olan Gelibolulu Mustafa Ali, tezkirelerde adına sıklıkla rastlandığı üzere aynı zamanda iyi bir şairdi. Yaşamı boyunca farklı alanlarda pek çok eser meydana getirdi. Şair kimliğiyle ön plana çıkmayan Ali, şiirlerinde sosyal konulara ve toplumsal aksaklıklara da değindi. Kimsenin söylemeye cesaret edemediği söz ve deyişleri kullanması onu çağdaşları arasında farklı bir konuma taşıyordu. Peki, Gelibolulu Mustafa Ali kimdir, edebi kişiliği nasıldır? Divanı'nda ne tarz şiirler yer almaktadır? İşte hayatı ile birlikte Gelibolulu Ali'den en güzel beyitler...
Önceki Resimler için Tıklayınız
"Pür olup bûy-ı vefâ ile meşâm-ı bülbül
Gonçeler buldı emârât-ı bahâr ile bahâ"
Buy-ı vefa: Vefa kokusu
Meşam: Burun
Baha: Güzellik, zarafet
Bülbülün burnu vefa kokusu ile dolunca goncalar güzellik ile bahardan izler buldu.
"Bu ne demdür n'ola çâk olsa girîbân-ı ukûl
Çerh giryân ola gülzâra ire neşv ü nemâ"
Çak: Yırtık
Giriban: Yaka
Ukul: Akıllar
Çerh: Felek, dünya
Giryan: Ağlayan
Gülzar: Gül bahçesi
Neşv ü nema: Gelişme büyüme
Aklımın yakası yırtık olsa ne olur, felek ağlayan olsun; gülbahçesine büyüme ve gelişme erişsin.
"Gül arûsı yine bülbülleri dellâl itmiş
Arz ider halka cihâzını çıgardup kâlâ"
Arus: Gelin, düğün
Dellal: Tellal
Cihaz: Çeyiz
Gül gelini yine bülbülleri tellal etmiş, çeyizini halka çıkartıp arz eder.