Arama

Edebiyatımızda iz bırakan 10 roman kahramanı

Roman, asırlar boyunca en çok ilgi gören, üzerinde konuşulup, tartışılan ve fikir üretilen; bunun yanı sıra birey-toplum etkileşiminin en yoğun biçimde yaşandığı bir yazınsal türdür. Okuyucu kimi zaman çok sevdiği roman kahramanlarıyla kendisini özdeştirir. Özellikle edebiyatımızda bazı kahramanlar vardır ki kurgudaki yeri, hayata olan bakışı ve psikolojik durumu itibariyla okuyucuda derin izler bırakmıştır. Edebiyat dünyamızda iz bırakan en etkileyici 10 kahramanını derledik.

  • 10
  • 10
Heba- Ziya
Heba- Ziya

Doğu'nun Kafkası da denilen, dil ve kurgu ustası Hasan Ali Toptaş, Heba'da yalnız, pişman, heba olmuş hayatları; sakin kasaba manzaraları üzernden o etkileyici diliyle anlatıyor. Toptaş'ın ustalığı, romancı zekasının bariz olarak göründüğü kurgu, duyarlılığının kuvvetle hissedildiği karakterler kadar dilde de ortaya çıkıyor.

Heba romanının ana karakterlerinden biri olan Ziya çocukluğunda sapanla vurduğu kuşun acısını hiç unutamaz, kendini suçlar. Hasan Ali bunun için "Belki Ziya'nın vicdanı yahut vicdan sızısıdır bu kuş, belki bu topraklarda gezinip duran bir barış güvercinidir, belki de başka bir şeydir. Mesela, Ziya'nın muhtaç olduğu ve yarattığı bir üzüntüdür. Yahut, Ziya'nın algısındaki bir çatlamadır, bir yırtıktır ve her şey onun aralığından görünmektedir. Tam olarak bilemiyorum."

Ziya, karısını bombalı bir saldırıda kaybettikten sonra , şehir yaşamının sıkıcılığından bunalıp, hayatın onu olumsuzlayan her şeyinden kaçıp, kendini var etmek için gittiği yer asker arkadaşı Kenan'ın köyüdür. Ama elbette hayat onun için heba olmuş bir serüvendir. Ama heba olmuş yaşamın içinde yine de var olmak ister. Gerçekte hiç var olamadığı ve tutunamadığı için rüyalar ve hayaller onun kaçış noktalarıdır. Romanın en uzun bölümü Sınır, Ziya'nın 70'li yıllarda Suriye sınırında geçen askerlik anıları damgasını vuruyor romana. Ziya sınırda müsademelerde ölenlerin acısını hiç unutmaz, yasını tutar. Kaybolan insani değerlere, vicdani duygulara, barışa, huzura duyulan özlemin cisimleşmiş hali gibidir Ziya.

"Hasılıkelam, çerden çöpten de olsa insan illaki bir baba yaratıyor Ziya Bey, başka türlü var edemiyor kendini; koku kırıntılarını tutup, ölgün gölgeleri ve titreşimleri tutup, ya da boşlukları bile tutup işte böyle babaya dönüştürüyor benim gibi. Hiç kuşkusuz insan başka yollarla da var edebilir kendini, diyelim uzun bir öpüşmenin derinliklerinde kaybolarak, bir bakışın ateşinde yanarak, bir kitabın ruhundan doğarak, bir dokunuşla sarsılarak ya da şu an hatırlayamadığım daha akıllıca yahut daha aptalca birtakım şeyler yaparak da var edebilir. Çarçabuk doyan küçük karınlı bir ruha sahipse, bir köşeye oturup sadece çekirdek çitleyerek de var edebilir sözgelimi. Mayasına karışan vahşi gölgelerin arasında yaşıyorsa, birtakım şeyleri kırıp dökerek de var edebilir. Hatta bütün bunların ötesinde, bazı şeyleri yapmamakla da var edebilir ama babayla var olmak bu saydıklarımla kıyaslanamayacak kadar farklı bir şey bence."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN