Arama

Doğu'nun Kafkası Sadık Hidayet'ten yaralı alıntılar

Düzyazı ve kısa hikâye yazarı olan Sâdık Hidayet, İran edebiyatında modern öykücülüğün kurucularından. Doğu'nun Kafkası olarak bilinen Hidayet, Doğu ve Batı arasında sıkışıp kaldı; yaşamı çok uzun sürmedi. İlk intihar girişimini 25 yaşında gerçekleştirdi. Bundan tam 23 sene sonra ise bu kez kimsenin onu kurtaramayacağı düşüncesiyle hayata veda etti. Sizler için, Hidayet'in ruhunu kemiren yaralarından alıntıları derledik.

İlk hikâyelerini Paris'teyken yazdı. 1936'da Hindistan'a giderek Sanskritçe öğrendi. Sadık Hidayet sonunda tüm hayatını Batı edebiyatı çalışmalarına ve İran tarihi ile folklorunu araştırmaya adadı. En çok, Guy de Maupassant, Çehov, Rilke, E.A. Poe ve Kafka'nın eserleriyle ilgilendi. Hidayet birçok hikâye, kısa roman, iki tarihi dram, bir oyun, bir seyahatname ile bir dizi yergili komedi ve taslak kaleme aldı.

Yazıları arasında ayrıca birçok edebiyat eleştirisi, İran folkloru ile ilgili araştırmalar ve Orta Farsça ile Fransızca'dan yapılmış çeviriler yer alır. Sadık Hidayet, İran Dili ve Edebiyatını uluslararası çağdaş edebiyatın bir parçası haline getiren yazar olarak kabul edilir.

Sonraki yıllarda, zamanın sosyo-politik problemlerinin de etkisiyle, İran'ın gerilemesinin sebebi olarak gördüğü monarşiye ve ruhban sınıfına yoğun eleştiriler yöneltmeye başladı. Eserleri aracılığıyla bu iki kurumun su-i istimallerinin İran milletinin sağırlığının ve körlüğünün sebebi olduğunu gösterme çabasına girdi. Çevresine, özellikle de, çağdaşlarına yabancılaşan Hidayet, son eseri Kafka'nın Mesajı'nda ancak ayrımcılık ve baskı sonucunda yaşanabilecek bir melankoli, umutsuzluk ve ölüm halinden bahseder.

Sadık Hidayet'in en tanınmış eseri 1937 yılında Bombay'da yayımlanan Kör Baykuş'tur.

Beethoven ve Çaykovski dinlemeyi seven ve afyon tiryakiliği ile bilinen Sadık Hidayet, resimle de uğraştı. Günümüze kalabilen resimleri Hassan Qa'emian tarafından bir araya getirildi. Kimileri bu eserlerde sanatsal bir değer bulmazken, kimilerine göre de bunlar geleceğin resimleridir.

Ölümünü yirmi beş yıllık arkadaşı Bozorg Alevi şöyle anlatır:

"Paris'te günlerce, havagazlı bir apartman aradı,
Championnet Caddesi'nde buldu aradığını;
9 Nisan 1951 günü dairesine kapandı
ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı.
Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu.
Tertemiz giyinmiş, güzelce traş olmuştu ve cebinde parası vardı.
Yakılmış müsveddelerinin kalıntıları, yanı başında, yerdeydi.
(…)
Ölümünden az önce bir hikaye taslağı kaleme almıştı, şuydu konu:
Annesi, 'salgı salamaz ol!' diye beddua eder yavru örümceğe.
Küçük örümcek ağ yapamayınca ölüme kurban gider.
-Hidayet'in hayat hikâyesi miydi bu?"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN