Arama

Bir kuruluş destanı: Osmancık

Eserleriyle yerli düşüncenin sesi olan Tarık Buğra, tarihi roman dediğimiz vakit, akla gelen ilk isimlerden… Buğra'nın hiç şüphesiz en önemli eserlerinden biri ise Osmancık romanı. Tarihi romanın en seçkin örnekleri arasında yer alan Osmancık'ta, Osman Gazi'nin şahsi dönüşümüyle bir devletin dönüşümü ve gelişimi anlatılır. Hepimizin aşina olduğu; "Bundan böyle öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize, gönül alma sana" öğütlerini ihtiva eden Osmancık eserine Tarık Buğra'nın vefatı sebebiyle yakından bakalım…

  • 1
  • 10
BİR KARAKTERDEN BİR İMPARATORLUĞA...
BİR KARAKTERDEN BİR İMPARATORLUĞA...

📌Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in hayatını konu alan Osmancık romanı, karakter ve devlet üzerindeki değişim ve gelişimi anlatması bakımından ayrıca bir öneme sahip. "Ölümdür bu gelen. Azrail'in ayak sesleridir işittiği. Biliyor bunu; çoktandır. Ama gene da hazır değildir. Bir burukluk var içinde…" cümleleriyle Osman Bey'in ölüm sahnesiyle açılan romana doğru kısa bir yolculuğa çıkalım…

ROMANIN KURGUSU

"Bir insanı açıklamak, birçok insanı açıklamak demektir" sözünü kuran Tarık Buğra eserlerine de bu düşüncesini yansıtır. Tarık Buğra'nın romanında Osman Bey'in şahsi hayatından evrensel bir "dönüşüm" hikayesini okumak mümkündür.

Roman Ertuğrul Osman Bey'in oğlu Orhan Bey'e ölüm döşeğinde verdiği vasiyetle başlar. "Oğul, ben öldüğüm vakit, beni Bursa'da şu gümüşlü kubbenin altına koy!" cümleleriyle oğluna vasiyetini bildiren Osman Bey, bu sahneden sonra "Uludağ'dan da büyük ve yüklü hatıralar dağı" olarak anılarına doğru uzanır.

Yerli düşüncenin sesi: Tarık Buğra

  • 2
  • 10
OSMANCIK'IN KABINA SIĞMAYAN "TOYLUK DÖNEMLERİ"
OSMANCIK’IN KABINA SIĞMAYAN TOYLUK DÖNEMLERİ

📌İlk bölümde Osmancık'ın gençlik dönemleri anlatılır. Osmancık'ın deli dolu, sabırsız ve çoğu zaman üstünlük kompleksleriyle dolu olduğu bu dönem, toyluk çağlarıdır. Bu bölümde Osmanlı'nın toyluk çağında kişiliğine ayna tutulur.

"Çocukluğunda ele avuca sığmazdı. Delikanlılığa yöneldiği yıllarda da kabına sığmıyordu. Derken, "Nerde çalgı, orda kalgı‟ dönemi başladı: gücünün, kuvvetinin sahibi değildi; gücü, kuvveti onun sahibiydi. Uzun ve boğum boğum kollarında kılıç, kocaman ellerinde yay, üstünleştikçe üstünleşiyor; asıl önemlisi, bu üstünleşme kendini gösterme tutkusuna kayıyordu: Değil bir meydan okumaya, bir yan bakışa, bir dudak büküşe bile katlanamazdı."

Kavga aradığı görülmemişti; ama en önemsiz aykırılıkları ve aykırı bulduğu davranışları kavga sebebi sanıyor, sayıyordu. Gurur her şeyi idi; gururu için yaşıyordu. Ve bu gurur, kişiliğini ispatlama, kabul ettirme hırsını pek andırıyordu; ama belki de, düpedüz, bir kişilik arayışı idi."

🔎TARIK BUĞRA KİMDİR?

📌Tarık Buğra edebiyatımızın önde gelen roman, hikâye ve tiyatro yazarlarındandır. Tam adı Süleyman Tarık Buğra olan yazar, 2 Eylül 1918'de, ağır ceza reisi olarak görev yapan Erzurumlu Mehmet Nazım Bey ve Akşehirli Nazike Hanım'ın çocukları olarak Akşehir'de dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu burada tamamlayan Buğra, babasının kütüphanesinden çok etkilenerek, küçük yaşlarda edebiyata merak saldı. Mehmet Kaplan, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi isimlerle dostluklar kuran Tarık Buğra'nın hayatı, yazdığı "Oğlumuz" hikayesi ile değişti. Katıldığı yarışmada ikincilik ödülüne layık görülen Buğra, 1949-1952 arasında, Akşehir'de babasıyla birlikte "Nasreddin Hoca" gazetesini çıkardı.

📌Babasını 1952'de kaybetmesiyle birlikte İstanbul'a dönen yazar, profesyonel gazetecilik hayatına "Milliyet"te başladı. Tarık Buğra, gazetelerde düzenlediği sanat sayfalarında aynı zamanda tiyatro eleştirileri yaptı ve "Haftalık Yol" dergisini çıkardı.

📌Gazeteciliğe olan ilgisini 1983 sonuna kadar devam ettiren yazar, "Tercüman"da çalıştığı sırada enfarktüs geçirip emekliliğini istedi ve edebiyat çalışmalarına ağırlık vermeye başladı. Daha sonra "Çınaraltı" ve "İstanbul" dergilerinde hikayeler kaleme almaya devam eden yazar, kasaba hikayelerinin ilk güzel örneklerini verdi.

  • 3
  • 10
OSMANCIK'IN SORGULAMA DÖNEMİ
OSMANCIK’IN SORGULAMA DÖNEMİ

📌Osmancık'ın hayatındaki dönüm noktası Kayı Boyu'nda saygı duyulan şeyh Ede Balı ile tanışması ile gerçekleşir. Şeyhin kızı Malhun Hatun'a aşık olan kabına sığmayan Osmancık, Ede Balı'ya fazla gururlu ve saldırgan görünür. Ede Balı kızını Osmancık'a vermeyi kabul etmez, Osmancık'ın şahsiyeti için farklı planları vardır. Ede Balı, Osman'a sakin kalabilmeyi, bilgeliği, gücü ve savaşçılığı yeri geldiğinde kullanmayı öğretecektir.

📌Şeyh Ede Balı ile karşılaşan Osmancık artık üstünlük isteğinden uzaklaşarak cihan mefkuresi düşüncelerine kapılır. Ede Balı'nın rehberliğinde benliğinden sıyrılma yolunda ilerleyen Osmancık, ülküsüne yoğunlaşınca dünyanın çok da büyük bir yer olmadığını fark eder. Çünkü Ede Balı'nın "Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz oğul. Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor, sonra da dünyayı çok büyük görüyoruz." cümleleri yaşam boyu Osmancık'ın kulağına küpe olacaktır.

"Dünya büyüktür… Çok, çok büyüktür; hatta Osman'ın kurabildiğinden çok daha büyüktür. Fakat bir ömür için, tek insan içindir bu büyüklük. Bu soy için değil; bir soyun benimsenmeyeceği, bir soya benimsetilecek bir amaç, bir ülkü için değil…"

Tarık Buğra'nın Küçük Ağa romanı hakkında 10 bilgi

  • 4
  • 10
OSMANCIK'TAN OSMAN BEY'E BİR DÖNÜŞÜM SERÜVENİ
OSMANCIK’TAN OSMAN BEY’E BİR DÖNÜŞÜM SERÜVENİ

📌Ede Balı'nın öğütleri dairesinde hayatına yön veren Osman, babası yaşlandığında onun yerine beyliğin başına geçer. Gençlik heveslerini, sabırsızlığını, Ede Balı'nın öğüt ve rehberliği sayesinde aşan Osmancık, kendisine tahakküm eden benliğinden sıyrılarak "Osman Bey" olmuştur.

➡Osman'daki bu değişim ve dönüşümü fark eden Ede Balı ise onun, kızı Malhun Hatun ile evlenmesine müsaade eder. Ede Balı'nın manevi önderliğinde hareket eden Osman Bey, Bizans'a karşı birçok savaş kazanır. Fethettiği yerlerde adalet ve hoşgörüyü sağlayan Osman Bey, Osmanlı Devleti'nin köklerini atmaya başlar. Savaşlardaki başarısı sebebiyle Selçuklu Sultanı tarafından Osman Bey'e hanlık verilir. Osman Bey'e bir suikast girişimi düzenlense de durumdan haberdar olan Osman Bey, planı tersine çevirir.

➡Hastalanan Osman Bey, Orhan Bey'e Bursa'yı aldıktan sonra kendisini oraya gömmesini vasiyet eder. Bursa'nın düştüğünü öğrenen Osman Bey, devleti Orhan Bey'e bırakarak hayata gözlerini yumar.

"İri ela gözler yumulmuştur. Ama gür kaşları, uzun kirpikleri, sert bıyıkları, kemerli burnu ve köşeli çenesiyle o karayağız yüz gülümsemektedir..

-"Uyudu" diyorlar.
Oysa hatırlamaktır o."

  • 5
  • 10
BENLİĞİNİ BULAN OSMAN BEY
BENLİĞİNİ BULAN OSMAN BEY

📌Osmancık'taki ana temayı kimlik inşası olarak açıklamak mümkün. Tema, toplum ve fert arasındaki ilgiyle sağlanır. Romanda Osman Bey'in, Osmancık, Osman Bey, Osman Gazi Han dönemlerine bağlı olarak Türk toplumun da aşiret, devlet ve imparatorluğa geçiş süreci verilir.

Osmancık'ın Osman Bey olma serüveninin anlatıldığı romanda, kendini tanıdıkça benliğinden sıyrılan Osman Bey, ülküsüne daha da yakınlaşır. Ve en nihayetinde varlığı asırlar sürecek bir imparatorluğun temelini atar.

Edebiyatımızın Küçük Ağası Tarık Buğra'dan 23 alıntı

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN