Bir dava adamı Necip Fazıl'ın okunması gereken kitapları
30 yaşındayken her şeyi bırakıp, sıfırdan yepyeni bir hayata başlayan mücadele adamı Necip Fazıl Kısakürek, Yunus Emre'den, Fuzuli'den, Yahya Kemal Beyatlı'dan miras aldığı edebiyata boyut atlattı. Bir edebiyat çilekeşi Necip Fazıl Kısakürek, fikirleri ve eserleriyle düşünce dünyamıza derin izler bıraktı. Onun için İslâmi değerler kutlu davasıydı. "Ya bin yıl, ya bin asır sonra o gün gelecek/ Koklarken küllerimi mezarımda bir böcek/ O kadar yanacak ki, bir yüksüklük toprağım/ Yerden bir damar gibi kopup fışkıracağım! " diyen usta şairin bir damar gibi kopup fışkıracak kitaplarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 22.12.2018
12:13
Güncelleme Tarihi: 11.04.2020
15:07
Necip Fazıl'ın baş eseri. 1925'de 'Örümcek Ağı' 1928'de 'Kaldırımlar', 1932'de 'Ben ve Ötesi', 1953'de 'Sonsuzluk Kervanı' ve 1969'da 'Şiirlerim' ismiyle yayınlanmış şiir kitaplarının birçok bakımdan kendini ifadelendiremediğini söyleyen Necip Fazıl Kısakürek'in, 1923'de Yeni Mecmua'da yayınlanmış ilk şiirinden başlayarak bizzat kendisi tarafından süzülen, ayıklanan, düzeltilen ve bir araya getirilen bütün şiirlerinden oluşuyor Çile kitabı. Ve Poetikası…Bir yanda belli başlı bir sanat anlayışından tüten şiirler, diğer yanda, bu sanat anlayışının tüttürdüğü şiir mefkûresi.
Kitabı okumak ve incelemek için tıklayın...
Piyes, Büyük Osmanlı Padişahı Abdülhamid Han'a ait tepetaklak edilmiş tarihî hakikatlerin, «Ulu Hakan» eseriyle taş taş yerine oturtularak bir tez, bir manifest halinde bina edilmesinden sonra, bir ölçüde sahneye yansıtılmasıdır.
Kitabı okumak ve incelemek için tıklayın...
BATI TEFEKKÜRÜ VE İSLAM TASAVVUFU
Bu eser, 1962 yılındaki Ramazan ayında, üç gece teravihten sahur vaktine kadar konferans şeklinde verildikten 20 sene sonra bizzat Necip Fazıl tarafından kitaplaştırıldı. İdeolocya Örgüsü'ne bağlı olarak en başa alınması gereken verimlerinden biri olarak gösterildi.
İki ana bölümden oluşan kitapta, 'Batı Tefekkürü' başlığı altında İlk Çağ felsefecilerinden başlayarak günümüze kadar ulaşan Batı düşünce çizgisi kısa ve kalın hatlariyle ele alınmış ve hükme bağlandı. İkinci bölümde ise İslam tasavvufu, en ince ve mahrem çizgileriyle anlatıldı.
Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu yayınlandığı 1982 senesinde Türkiye Yazarlar Birliği'nin fikir ödülünü kazandı.
Kitabı okumak ve incelemek için tıklayın...
Allah Resulünün mübarek hayatları…
Eserin yazılışı bir hayli maceralı. İlk olarak 1950 tarihinde kaleme alınan eser, 1952 Büyük Doğu' döneminde 'Allah'ın Sevgilisi' ismiyle pek kısa bir bölümü tefrika edildi. 1956'da bu kez 'O' başlığıyla yayınlanmaya başladı. Fakat daha sonra yarım kalsa da 1969'da nihai şekline ve ismine kavuştu.
Çöle İnen Nur, Siyer kitaplarının alışılmış anlatımlarından farklı bir üslubu yansıtır. Eserin takdiminde bu farklılık şöyle ifadelendirilir: "Tefsir, hadîs, siyer ve nakil olarak en emin kaynaklardan devşirili ve kaynaklarını tek tek göstermek tasasından uzak bu eser, 'Başlangıç' yazısında da belirtildiği gibi, sadece iman sahiplerine hitap edici, hiçbir aklî teftiş, tespit ve ispat gayretine düşmeyici, mutlak 'doğru' üzerine hissî ve teessürî bir çatı kurucu ve eğer bir kıymeti varsa onu bu noktada toplayıcı bir denemedir; ve akla verdiği pay, onu bazı noktalarda yine akılla iptal etmekten ibarettir. Bu bir ilim değil, sanat eseridir ve ilmin içini ve dışını tahkik selâhiyetinde olmadığı mukaddes kapıya ancak, inanmış ve teslim olmuş sanat tavriyle sokulmaktan başka çare yoktur. "
Kitabı okumak ve incelemek için tıklayın...
Hayatını, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri'ni tanıyıncaya kadar ve tanıdıktan sonra diye iki ana bölüme ayıran Necip Fazıl, 'Efendisi'ne doğru kendisini cezbeden hâdiseleri de mânâlandırdığı otobiyografik eseri "O Ve Ben"i 1975'de şöyle takdim eder: "Bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl O'nu tanıdıktan sonra mânasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir. Bu bakımdan, kendilerini görünceye kadar malik olabildiğim birbuçuk esere nisbetle bugün 60 cildi aşan ve hepsini birden o nura borçlu bildiğim eserler arasında, şimdikini, baş köşeye oturtulması lâzım ve en mahrem iç ve dış iklimlere doğru bir belirtiş olarak takdim ederim." Kitap, 1965 senesinde «Büyük Kapı» ismiyle yayınlandı.
Kitabı okumak ve incelemek için tıklayın...