Araba Sevdası hangi yönleriyle realist bir romandı?
Araba Sevdası, yıllar evvel bugün vefat eden Recaizade Mahmud Ekrem'in 1898 yılında yayımlanan ilk ve tek romanıdır. 1898 yılında yazılan eser, Türk edebiyatında ilk realist roman örneği olarak kabul edilmektedir. Romanın başkahramanı Bihruz Bey, tam da dönemin burjuva gençliğinin olması gerektiği gibi Fransız kültürüne hayran züppe bir gençtir ve bu gencin yaşamı üzerinden, dönemin İstanbul'unda görülen kimi cahilce davranış kalıpları, eğlence ve zevk yaşamı anlatılmaktadır. Peki, edebi bir akım olarak realizm nedir, nasıl ortaya çıkmış ve ilkeleri nelerdir? Türk edebiyatındaki ilk realist roman olan Araba Sevdası hangi yönleriyle realizme yaklaşır? İşte tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası sizlerle…
Önceki Resimler için Tıklayınız
İlk bakışta, Araba Sevdası, sıradan bir aşk hikayesi gibi görünse de, dönemin ruhunu yansıtır. 1889 yılında yazılan roman, Bihruz Bey gibi dönemin diğer burjuva gençliğinin Fransız hayranlığını anlatır. Bu hayranlık o denli bir seviyeye ulaşmıştır ki onlara göre, Türkler, kaba bir medeniyettir ve Türkçe gerekmedikçe kullanılmamalıdır. Romanda Recaizade, dönemin entellektüel ve aydın kesim olarak kabul edilen ailelerin gösteriş meraklısı çocuklarına ve ağır eleştiriler yapmaktadır. Öte yandan, dönemin aydın kesimi arasında yer alan Recaizade, özeleştiri de yapar. Bu yönden roman, dönem itibariyle dikkate alındığında, yenilikçi ve realist bir önem kazanmaktadır.
Recaizade'nin romanı, Türk toplumunun değişen yapısına eleştirel bir bakış açısı kazandırırken, dönemin sözde entellektüel ve Batıcı değer yargılarını bu taklitten öteye geçememesi bakış açısında sorgulamıştır.
Olayın son derece az olduğu romanda yazar, realist akımın özelliklerine uygun dış mekân ve kıyafet tasvirlerine de geniş yer vermiştir. Recâizâde Ekrem bu romanıyla realist akıma uygun bir sosyal tenkit örneği vermek istemiş, modaya uyarak o günkü edebiyatta işlenen alafranga tipini tenkit etmiş, fakat roman sanatı bakımından fazla başarılı olamamıştır.
Kitabı yayıma hazırlayan Fatih Altuğ, kitabın başında yayıma hazırlama sürecini anlatırken kitabın dönemindeki yeniliği noktasında daha evvelinde dikkat çekilmemiş bir mevzuyu da açıklar.
Altuğ sunuş yazısında Araba Sevdası'nın ilk defa illüstrasyonlarıyla birlikte bugünün okuyucusuna sunulması ile romanın kendi devrinde de ilk defa "musavver" (resimli) bir roman olarak okur karşısına çıkarılışından bahsediyor.
Altuğ, "1898 yılında yayımlanan roman, 24.5x16.5 cm boyutlarında 175 sayfa olarak ve Halil Paşa tarafından resimlenerek basılmıştır. Hem tefrikada hem de kitapta bulunan resimler özellikle bu roman için yapılan resimlerdir. Şu anda dolaşımda olan Araba Sevdası nüshalarında bu resimler yer almamaktadır. Halbuki kendisini 'musavver millî roman' olarak sunan ve görselliğin temel bir izlek olarak ele alındığı bir metin için bu resimler asli öneme sahiptir. Ahmet İhsan'ın sahibi olduğu Servet-i Fünûn dergisi ve Âlem Matbaası, romanı tefrika ve yayım sürecinin her aşamasında metnin resimli oluşunu öne çıkarmıştır." şeklinde ifade eder.