Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları eserinden alıntılar
Edebiyatımızda yaşadığı çevreyi, şehri, gündelik hayatı yazıya dökme alışkanlığı yaygın olmadığı için Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları'ndaki tanıklığı ayrı bir 'değer' mahiyetindedir. Ancak bu mektupların yayımlandığı günlerde ve edebiyat tarihi içinde kazandığı ünde Rasim'in dilinin de büyük payı vardır. Gördüklerini anlatmayı ve en sıradan olayların hikayesini bile dinletmeyi bilen Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları eserinden alıntılar derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
"Yenibahçe'yi unutmayalım. Bu sene o taraflar da oldukça şen. Çevre halkının hepsi oralara yayılarak akşamlan gezmektedirler."
"Göksu, gölgeler içinde kaldığı zaman batan güneşin son ışınlan o hafif karanlık içinde ayrı bir yansıma güzelliği meydana getiriyor. Suya doğru eğilen yaprakların uçlan, yere inen dalların her yanı karararak renk karşıtlığı ortaya çıkıyor. O zaman ta içerilerden ağır ağır gelen, gittikçe hafifleşen uzak bir gürültü, bir vakit oralara da yansıyıp kalan neşeli seslerin dönüşünü hatırlatıyor."
Ahmet Rasim bir İstanbul yazarıdır. Ahmet Rasim'in İstanbul'u bu kadar içeriden ve ayrıntılı gözlemleyip aktarabilmiş olmasında yetişme ve yaşama biçiminin doğrudan etkisi vardır. Sokakta, halkın içinde büyüyen Ahmet Rasim, insana ve şehre ait gözlemlerini çocukluğundan son yıllarına kadar çok canlı tablolarla kaydetmiştir. Böylece bir yandan çocukluk arkadaşları, aile çevresi, iş arkadaşları, girip çıktığı okullar, gazeteler, gezdiği mekânlar, semtler ile kendi öz yaşamını aktarırken bir yandan da insanları, doğal dokusu, gelenekleri, idari yapısı ile dönemin İstanbul'una dair önemli bilgiler bulabileceğimiz zengin bir doküman oluşturmuştur.
1864 yılında İstanbul'da doğan Ahmet Rasim, Darüşşafaka Lisesini birincilikle bitirdi. 1927'den 1932'ye kadar İstanbul milletvekilliği yaptı. 1932 yılında vefat etti. Edebiyat dünyasına 1891 yılında dönemin gazete ve dergilerinde yazarak başladı. Servet-i Fünun, Mektep, Maarif, Hazine-i Flünun gibi yayın organlarında hem Fransızca'dan tercümeler; hem de hikaye, şiir ve fıkra türünde yazılar yayınladı.