Yahya Kemal ve yanlış anlaşılmayla oluşan sanat anlayışı
Bir rüzgar eser eski şiirlerden… Yahya Kemal Beyatlı, birçoğumuzun yakından tanıdığı şiirleriyle, besteleriyle hafızalarımıza kazınan bir isim. Sanatı da edebiyatımızın ekollerinden birini oluşturur. Bu sanat anlayışının üzerinde durulmasının elbette bir sebebi var. Beyatlı, sanat anlayışını kendi düşüncelerinden ziyade bir yanlış anlaşılma üzerinde kurdu. Edebiyat dünyasının ilginç sanat anlayışı öyküsünü sizler için derledik.
Yahya Kemal Beyatlı, bunu okuduğunda yaşadığı heyecanı şöyle dile getirir:
"Ben Mallerme'nin tavsiyesini okur okumaz Paris'teki Şark Dilleri Mektebi'ne koştum. Şark Dilleri Mektebi (Ecole des LAngues orientales) Paris'te Şark dillerini tedris eden mekteptir. Burada Arapça, Farsça ve diğer Şark dilleri okutulur. Fransız Şarkiyatçıları burada yetişir. Burada Arapçamı, Farsçamı ilerletmeye çalıştım; Divan şiirimizi okuyup anlamanın yollarını araştırdım. O yıllarda adeta ihtirasla çalışıyordum. Kader bana Türk şiirini ve onun klasiklerini öğrenme fırsatını Fransa'da vermişti. Yine eski şiire nüfuz etmeye ve o tarzda mısralar söylemeye çalışıyordum."
Paul Verlaine'in şiirleri gerçekten de 18'inci yüzyılı andıran işaretlere yer verir. Ancak bunun sebebi 1830'lu yıllarda başlayan sanayileşme, toplumsal dönüşümler gibi etkenlerdir. Bunun yanı sıra şairin özel hayatını da göz önünde tutmak gerekir. Şair, 1867 yılında kaybettiği sevgilisinin acısını hafifletmek için saray ve çevrelerinde katıldığı eğlenceleri de şiirinde anlatır.