İslam Sanatına Adanmış Bir Ömür: Titus Burckhardt
Sanat, insanı içinden yakalayan bir güce sahiptir. 20. yüzyıl gelenekselci ekolün önde gelen sanat tarihi ve kültür antropolojisi uzmanı olan Titus Burckhardt, içindeki sese uyarak İsviçre'de kurulu olan düzenini bozup Fas'a yerleşti. Merakının peşinden giden usta yazar, kendini Doğu ve Batı sanat dünyasının sınırında buldu. İşte, bu dönemeçte bir karar vermesi gerektiğinin farkında olan Burckhardt'ın ilginç yaşamı...
Önceki Resimler için Tıklayınız
İSLAM TASAVVUF DOKTRİNİNE GİRİŞ
🔸Burckhardt'ın "İslam Tasavvuf Doktrinine Giriş" adlı eseri, tasavvuf alanında yazılmış en kapsamlı kitaplardan biri olarak kabul edilir. Bu eserinde, idrak edilmesi en zor meseleleri dahi anlaşılması kolay bir üslupla açıklar.
🔸 1995 yılında tercümesi gerçekleşen eser, gelenekselci bir pencereden kaleme alınır. Kitabın en temel özelliklerinden biri Doğu ve Batı arasında ortak olan konuları karşılaştırmalı olarak ele almasıdır. Eserin başlıca referansları Muhyiddin İbn Arabi ve Abdülkerim el-Cili'dir.
Abdülkerim el-Cili kimdir?
15. Yüzyılda yaşamış önemli İslam mutasavvıflardandır.
TERCÜME FAALİYETLERİ
🔸 Titus Burckhardt, yalnızca yazdığı kitaplarla değil aynı zamanda Batı dillerine yaptığı tercümelerle de İslam kültür ve sanatına hizmetlerde bulunur.
🔸 Muhyiddin İbnü'l Arabi tarafından 12- 13. yüzyıllarda yazılan ve klasik eserler arasında yer alan "Fususü'l-hikem" kitabını tercüme etmiştir. Bilhassa İbnü'l Arabi'ye karşı olan teveccühün Batı dünyasında artmasında Burckhardt'ın rolü inkar edilemez.
🔸 Abdülkerim el-Cili'ye ait tasavvufta varlık meselesini inceleyen ve kamil insan mevzusunu tartışan "el-insanü'l-kamil" isimli eseri de tercüme eder.