İktisadın temellerini Adam Smith’ten önce İbn Haldun attı
Dünya üzerinde iktisadın temellerini Adam Smith'in attığı bilinir. Kaleme aldığı Ulusların Zenginliği adlı eseri, ekonomi alanında bir başucu kaynağıdır ve ünlü filozof, literatüre kazandırdığı görüş ve kavramlarla "ekonominin babası" olarak anılır. Ancak onun savunduğu teorileri kendisinden 4 asır önce İslam uygarlığında yaşayan bir alim dile getirmiştir: İbn Haldun. Refahın kaynağının emek olduğunu belirten İbn Haldun, iktisadın psikoloji ile etkileşimine de dikkat çekmiş; emeğin ahlak ve karakter üzerindeki etkisine ışık tutmuştur.
Önceki Resimler için Tıklayınız
İnsanı ve insanlık tarihini, toplumlarla devletlerin gelişmesine ve yıkılmasına yol açan faktörleri gereğince anlayabilmek için iktisadî faaliyet şekillerinin, üretim ilişkilerinin, genel olarak iktisadî yapının iyi bir şekilde incelenmesi gerekir.
İnsanı, toplumları, toplumsal olayları ve insanlık tarihini iktisadî yapıdan soyutlayarak ele almak mümkün değildir.
İbn Haldun iktisadî yapının sosyal hadiseler üzerindeki etkilerinin bu derece önemli olduğunu daha önce kendisi kadar açık biçimde ortaya koyan bir düşünür bulunmadığını dile getirir.
Ona göre bu konuyla ilgili daha önce yazılanlar hedeflerine ulaşamamış, meseleleri açık şekilde ortaya koyamamıştır.
İbn Haldun, insanların bir araya gelerek cemiyetler halinde yaşamalarına yol açan iki faktörden birinin iktisadî, diğerinin emniyetle ilgili hususlar olduğunu ileri sürer.
İhtiyaç duydukları mal ve hizmetleri, asgari ölçüler içinde de olsa bir araya gelerek yardımlaştıkları takdirde karşılayabilmeleri, ayrıca bu şekilde iş bölümüne gittikleri zaman ürettikleri mal miktarının tek tek üretmelerine kıyasla çok daha fazla olması, insanları toplu halde yaşamaya zorlayan faktörlerin ilkidir. Diğeri ise korunma ihtiyacıdır.
Psikolojik kişisel faktörlerin iktisadi faaliyetler ve genel olarak ekonomik gelişme üzerindeki etkilerini inceleyen İbn Haldun, aynı zamanda iktisadi faaliyet ve yaşam biçimlerinin kişiler üzerindeki psikolojik etkileri ve karakter üzerinde yaptığı değişiklikleri de ele almıştı.
İktisadi faaliyetler ile psikolojik yapılar ve kişilik özelliklerini karşılıklı ilişki içinde ele almıştı. Ucuz alıp pahalı satmaya çalışma şeklinde özetlenebilecek bir ticaretin, kaba çıkar ilişkilerine dayalı bir geçim ve hayat tarzının kişinin karakteri ve ahlâkı üzerinde olumsuz etkiler yapacağına dikkat çekmişti.
İbn Haldun'a göre her türlü kazanç ve mal ancak emek sarf ederek elde edilebilir. İnsanın tabii kaynaklardan, tabiatta kendi kendine yetişen nimetlerden istifade edebilmesi, onları kendi mülkiyetine geçirebilmesi için mutlaka emek sarf etmesi gerekir.
Bütün zenginlikler o ülkedeki üretken insanların emeklerinin, çalışmalarının sonucundan başka bir şey değildir. Esas itibariyle insan için çalışmaktan başka bir geçim ve kazanç yolu yoktur.