Arama

İktisadın temellerini Adam Smith’ten önce İbn Haldun attı

Dünya üzerinde iktisadın temellerini Adam Smith'in attığı bilinir. Kaleme aldığı Ulusların Zenginliği adlı eseri, ekonomi alanında bir başucu kaynağıdır ve ünlü filozof, literatüre kazandırdığı görüş ve kavramlarla "ekonominin babası" olarak anılır. Ancak onun savunduğu teorileri kendisinden 4 asır önce İslam uygarlığında yaşayan bir alim dile getirmiştir: İbn Haldun. Refahın kaynağının emek olduğunu belirten İbn Haldun, iktisadın psikoloji ile etkileşimine de dikkat çekmiş; emeğin ahlak ve karakter üzerindeki etkisine ışık tutmuştur.

  • 2
  • 17
PİYASANIN GENEL REFAHI ARTIRACAĞINI SAVUNUYORDU
PİYASANIN GENEL REFAHI ARTIRACAĞINI SAVUNUYORDU

Ulusların Zenginliği, piyasa mekanizmasının kendi haline bırakıldığında her türlü sorunu çözebileceğini savunuyordu. Yine bu yoruma göre Adam Smith, piyasanın genel refahı artıracağını ve genel refahın nüfusun bütün sınıflarına adil bir şekilde dağıtılmasına hizmet edeceğini ortaya koymuştu.

Ona göre kazanç peşinde koşmak, sanıldığı gibi kötü şeyler değildi. Smith, insanların bireysel çıkar peşinde koşmasına karşın, "görünmeyen bir el"in, bencil davranışların toplumsal açıdan yararlar sağladığını savunuyordu. Kâr elde etmek dışında hiçbir amacı olmayan kişinin, aslında hiç de böyle bir şey amaçlamadığı halde, toplumun ihtiyaç duyduğu ürünleri piyasaya sunduğunu ve işsizler için iş imkânı sağladığını ifade ediyordu.

  • 3
  • 17
ADAM SMITH’TEN ÖNCE İBN HALDUN
ADAM SMITH’TEN ÖNCE İBN HALDUN

Refahın kaynağının emek olduğu konusunu ilk dile getiren ise Adam Smith'ten 4 yüzyıl önce İslam uygarlığında yaşayan ve sosyal bilimlerin temelini oluşturan âlim İbn Haldun'du. İbn Haldun, iktisat teorisinde zamanının oldukça ilerisindeydi.

Tarım, endüstri ve ticaretteki direkt gelir kaynağıyla ve devlet memurlarının ve özel ücretlilerin dolaylı gelirleri arasındaki ayrıma da işaret ediyordu.

  • 4
  • 17
İBN HALDUN’UN İKTİSAT TEORİSİNİN İÇERİĞİ
İBN HALDUN’UN İKTİSAT TEORİSİNİN İÇERİĞİ

İbn Haldun, insanın varlığını devam ettirebilmesi için toplu halde yaşamak mecburiyetinde olduğunu, en basit ve ilkel düzeyde de olsa ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacağını belirtiyordu. Bu sebeple insanoğlu, başkalarının ürettiği mal ve hizmetleri satın almak, buna mukabil başkalarının ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri üretmek mecburiyetindeydi.

İbn Haldun eserlerinde iktisatla, geçim ve kazanç yollarıyla ilgili konulara diğerlerinden önce yer veriyor ve bunun sebebini, zorunlu olanın kemal için gerekli olandan daha önce geldiği fikriyle açıklıyordu.

İbn Haldun kimdir? İbn Haldun'un hayatı…

  • 5
  • 17
‘RIZKINIZI ARAYINIZ’ AYETİ İLE GÖRÜŞÜNÜ DESTEKLİYORDU
‘RIZKINIZI ARAYINIZ’ AYETİ İLE GÖRÜŞÜNÜ DESTEKLİYORDU

İbn Haldun, iktisadî faaliyetlere böyle temel bir yer vermesinin yanında bu faaliyetin Allah'ın emri olduğuna işaret ediyor ve bu görüşünü, "Rızkınızı arayınız" mealindeki ayetle (Ankebût, 17) destekliyordu.

Ayrıca ona göre, etrafına serilen bu nimetlerden faydalanabilmesi için gerekli güç, kuvvet, akıl gibi imkânları insanoğluna bahşeden Allah, çiftçilik ve diğer temel zanaatlarla ilgili ana bilgi ve hünerleri de peygamberleri vasıtasıyla öğretmişti. Böylece iktisadî faaliyet, bir yönüyle mukaddes ve mübarek bir nitelik kazanıyordu.

  • 6
  • 17
‘KİŞİNİN DEĞERİ ORTAYA KOYDUĞU ESERLE ÖLÇÜLEBİLİR’
‘KİŞİNİN DEĞERİ ORTAYA KOYDUĞU ESERLE ÖLÇÜLEBİLİR’

Bir kimsenin değerinin çalışarak ortaya koyduğu eserlerle, sahip olduğu hüner ve zanaatla ölçüleceğini söyleyen İbn Haldun bu hususta Hz. Ali'nin şu sözünü nakleder: "Kişinin değeri güzel bir şekilde yapabileceği iş ile ölçülür."

İbn Haldun'a göre insanların ve toplumların içinde bulundukları hallerin farklılığı ve çeşitliliği, onların geçim tarzlarının ve uğraştıkları iktisadî faaliyetlerin çeşitli olmasından ileri gelir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN