Ebu Bekir Er-Razi kimdir?
İslam tarihinin en başarılı hekim-filozoflarından biri olan Razi, Hipokrat ve Calinus'tan (Galeni) sonra tıp ilmine yaptığı önemli katkılardan dolayı "Arapların Galeni" unvanıyla anıldı. Kuyumculuk yaparken kimya ilmine merak salan buradan da tıbba yönelen Razi, İslam medeniyetinin altın çağında yaşamış müstesna zekalardan biriydi. Peki, Razi'nin bilime katkıları nelerdi? Tabiplere nasıl tavsiyelerde bulundu?
Önceki Resimler için Tıklayınız
Râzî tahsilini tamamlamak için çıktığı seyahatte Horasan bölgesindeki çeşitli merkezlerde Yunan, Hint, İran ve İslâm tıbbı üzerinde araştırmalar yaptı ve çağın en ünlü hekimi Câlînûs'tan beri hiçbir tabibin ulaşamadığı tıp bilgisine sahip oldu.
Daha sonra Rey'e döndüğünde oradaki bîmâristanın başhekimliğine getirildi. Hem saray hekimi hem devlet işlerinde danışman olarak önemli görevler üstlendi.
Hizmeti muntazam bir şekilde nöbetleşe yürütebilmek için hastaneye dahiliye, hariciye, nöroloji, ortopedi ve göz hekimlerinden oluşan yirmi dört kişilik bir uzman kadrosu daha ilave etti.
Razi hastaları önce asistanlara, sonra başasistanlara muayene ettirir, onların teşhiste güçlük çektikleri bir vaka olursa o zaman kendisi müdahale ederdi.
Hastanelerde muayene, teşhis, ilâçların etkileri ve vakanın bütün seyri defterlere geçirilirdi. Tıp tarihinde kimyayı tıbbın hizmetinde kullanan ilk hekim olarak bilinir.
Muayene sırasında hastanın yaşını, beslenmesini, geçirdiği hastalıkları, şikâyetinin ne olduğunu ve ne zaman başladığını sormakta, koyduğu teşhisleriyle birlikte bütün bulguları kayda geçirmekteydi.
Kızamık ve çiçek hastalıklarının teşhisini doğru koyan ilk hekim olan Razi, "Tıpta kehanet olmaz, hekim her şeyi bilemez, hasta denek olarak kullanılamaz. Gerekmedikçe tedavide basit ilâçlarla yetinilmeli. Hekim hastasının sırdaşı olmalı. Hekim hasta ile doğrudan diyalog kurmalı" şeklinde tavsiyelerde bulunur.
Er-Razi, et-Tıbbu'r-rûhânî adlı eseriyle hastalarını müzik ile tedavi eden ilk tabip olma şöhretini kazandı. Bu eserinde özellikle melankolik hastaların meşgul edilerek ve oyalanarak tedavi edilmelerinin faydalarından söz eder.
Bu gibi melankolik hastaların balık tutma, avlanma, sevdikleri insanlarla sohbet etmelerini sağlama, onlarla dostluk kurma, hatta çeşitli oyunlara alıştırma ve müzik dinlemelerini sağlama konusunda önemli uyarı ve tespitlerde bulunur. Hastaların ancak bu gibi tedavi yöntemleriyle sıkıntı ve dertlerinden kurtulmalarının mümkün olduğunu belirtir.
Razi, Ahlâku't-tabîb adlı eserinde hekimde bulunması gereken özelliklerle ve ekimin edinmesi icap eden ahlâk ve huy hakkında tavsiyelerde bulundu.
Er-Razi'ye göre hekimin yapacağı ilk şey kendisini oyun ve eğlenceden uzak tutup kitapları ve araştırmalarıyla uğraşmasıdır. Hekimler hükümdarlar gibidir, onların buyruğu zengin-fakir, amir-memur herkes için geçerlidir. Onlar emir verir ama emir almazlar. Hekim her şeyi bilmez. Ama genellikle cahil olan devlet adamları tabibin her şeyi bildiğini zannederler. Bu konuda hassas olmak gerekir.