ABD ile neden anlaşamadık?
Yayınlanma Tarihi:
Haziran 03, 2017 06:32
ABD ile neden anlaşamadık?
ABD’deki başkan değişimi, Obama döneminde Suriye politikasında açığa düşürülen ve kendi kaderini tayin etmek zorunda kalan Türkiye için başlangıçta bir umuttu. Ama beklenen olmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Başkan Trump’la yaptığı görüşmeden "Rakka Operasyonu" için mutabakat çıkmadı. Yeni ABD yönetimi de Obama çizgisini izleyerek terör örgütü YPG’yi silahlandırmayı benimsedi.
Peki neden?
Obama’nın başarısız olan ikinci döneminden itibaren ABD, Ortadoğu’ya asker göndermek yerine kendisi adına çatışma alanlarına girecek gönüllüler aramayı tercih etti. O tercih ABD’lileri, müttefiklerinden ziyade, devlet altı örgütlerle işbirliğine yöneltti. Obama’nın, ABD askerini ileriye sürmediği sözde Suriye politikası, Başkan Trump’ın dış işlerden ziyade enerjisini iç işlerine çevirme yaklaşımıyla da örtüştü. Trump’ın, ABD’yi kendi içinde yeniden inşa etme önceliği, küresel stratejik liderliğini ikinci planda bırakma noktasına vardı. Bu da bölgesel ve küresel tabloyu iyice kaotik hale soktu. Uluslararası ilişkilerin bundan sonraki çizgisi, uzun dönemli ortaklık yolunda ilerlemeyecek. Milli çıkarları gereği bir sorunun çözümünde diğeri ile yakınlaşan ülke, bir başka sorunda masanın karşı tarafında oturabilecek. Bu gerçeklik, tek merkezli dış politika yerine çok merkezli, süreli, sonuç odaklı politika seçeneklerini gündeme getirecek.
İyi de niçin anlaşma sağlanamadı? Bugün meselenin, Rakka için kimin hayatını feda edeceğinde düğümlendiğini öğreniyoruz. ABD’liler, Türkiye’nin Suriye’de konuşlandıracağı ilave asker sayısına ikna (!) olmadığı gibi, Türk askerinin güvenli bir koridordan geçiş alternatifinin de PKK’lı Kürtlerin kontrolündeki alanlarda ciddi zayıflıklar yaratacağını hesapladı. Bundan da önemlisi, Ankara’nın yaklaşımının en az 10 bin ABD askerinin sıcak çatışmaya girmesine yol açacağını öne sürdü. Aksi söylense de şu anda Suriye’de ABD askeri var. Fakat ABD tarafı, "Onlar, danışman veya eski askerlerden oluşan profesyonel eğitmenler. Asla savaşa girmeyecekler" demekte.
Netice, "Coni mi ölecek, Mehmetçik mi şehit olacak?" sorusu tarafların kilitlendiği noktayı işaret ediyor. Ve ABD, bir terör örgütünü yok etmek için (DEAŞ), bir başka terör örgütünü (YPG) kullanmanın yaratacağı sonuçları görmezden geliyor. DEAŞ’ı doğuran hatta başlangıçta ABD istihbaratının gölgesinde büyüten şartlar değişmezse, bu coğrafyada gerilim bitecek mi? Tabii ki hayır.
(OKAN MÜDERRİSOĞLU - SABAH)
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.