Arama

Veysel Kurt
Haziran 10, 2019
Küstahlık

Yaklaşık iki hafta sonra İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri için yeniden sandığa gideceğiz.

Adaylar bayram süresince kampanyalarına devam ettiler.

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, CHP'nin adayı gittikçe daha fazla yalpalıyor.

Konuştukça nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu ele veriyor.

Pıtırcıklı kelimelerin makyajdan ibaret olduğu ortaya çıkıyor.

En ufak bir eleştiriye dahi katlanamıyor. Sürekli "ya dediğim olacak ya da ortalığı yıkarım modunda" dolaşıyor.

Ordu havaalanında yaşanan rezalet, sonrasında ortadan kaybolması ve üç gün sonra gelen açıklama CHP adayının deyim yerindeyse foyasını ortaya çıkardı.

Olay malum, VIP salonu kullanmaya hakkı olmayan bir sürü kişi ile salona dalıyorlar.

Kendilerine sıradan prosedür hatırlatıldığında polislerle didişmeler başlıyor.

Prosedür uygulandığında ise muhtemelen olayı sonradan duyan Ordu Valisi'ne hakaretler sıralanıyor.

Sonuç alamayıp çıkmak zorunda kalınca da CHP'nin adayının aklına halkın kullandığı salonlar geliyor.

Sıradan "halk gibi normal salonu kullanalım" deyiveriyor.

Üç gün sonra düzenlediği basın toplantısında da bunu bir erdem olarak dayatıyor.

Sonrasında yine sosyal medya üzerinden ortalığı toparlama çabası.

CHP'nin adayı ise üç gün ortalıkta gözükmedi. Bu arada ne oldu, CHP içinde ne konuşuldu tam bilmiyoruz.

Gözüktüğünde de yaptığı ağır hakareti telafi etmeyecek de olsa validen özür dilemesi beklendi.

En azından bunu yapar diye bir beklenti oluştu ama nafile.

Medyanın önüne çıktı ve valiyi suçladı.

Dahası Türkçe argoya katkı sayılabilecek ifadeler kullandı: vali beyin basitliğini anlatmak istediğini öne sürdü.

Bu kadarına gerçeken pes.

Olayın hukuki boyutu ile çok ilgili değilim.

Ancak bu kadar hak, hukuk, ahlak lafları edip de bu şekilde davranması ve üste çıkma çabası ise hiç normal değil.

Şatafat diye herkesi suçlar ama kiraladığı uçağa bakmaz.

İlk işi mal varlığına gizlilik kararı aldırmak olur.

Ahlak deyip devletin valisine küfreder.

Hak der, özür dilemeyi bilmez.

Hukuk der ama hiçbir hukuki kararı tanımaz. "İBB Başkanı" sıfatını her yerde fütursuzca kullanır.

Bu liste böyle uzar gider. Seçim süreci biraz daha uzun olsa nasıl bir davranış sergiler, bu liste nasıl uzar gerçekten merak ediyorum.

Bütün bunlar aslında seçim sonrasına dair de önemli ip uçları içeriyor.

Sevgi, saygı, hoşgörü kelimeleri ile makyajlanmış davranışlar eşliğinde "veri kopyalama" gibi icraatlara imza atacağından şüphe yok.

CHP'nin adayı kendisine bir iyilik yapmak istiyorsa yalnızca ve yalnızca CHP'nin İBB adayı olduğunu, başka bir sıfatı haiz olmadığını hatırlaması gerekiyor.

Veysel Kurt

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN