Çağdaş küreselleştirilen İngiliz-Yahudî medeniyetinin ana merkezi: Londra
BAŞ MİHRAKI: 'FARMASONLUK' ('SERBEST YAPI USTALIĞI') VE ÖNCÜ ETKİNLİKLERİ: İKTİSÂT İLE SANAYİ
-II-
Bundan böyle, en az masrafla en büyük kazancı elde etmek —kâr— ana hedeftir. Taş, toprak, maden, ağaç, insan, istisnâsız her şey, maddî ve manevî bütün birimler ile değerler, az önce bahsettiğimiz gâyeye yönelik araçlardır. Gâyeye ulaşmak çabasında olan birey hâliyle beşerdir. Başka bir anlatışla, Allah tebliğinde bildirilmiş tekmîl değerleri temelden red ve inkâr edip kendini bunlardan bağımsız ilân eden ve yeni yükselen medeniyette baş rolü oynayan bireylilik durumundaki beşerdir. Bundan önceki bütün medeniyetlerde esâs, câmiayken (Fr communaute), burada merkeze kayan tek başına oluşuyla bireydir. O, artık dünyanın odağı durumundadır. Maddî-mâlî menfaatine erişmek amacıyla ona bütün araçlar, gereçler ile yollar mubahtır. Tek başına altından kalkamayacağı güçlükleri yenmek için başka bireylerle mukavele yahut ittifâk akdedebilir. Bu yeni medeniyetin en önde gelen fikir babalarından Thomas Hobbes, toplumun (Fr societe) bireyler arasında akdedilmiş mukavelelerden vucut bulduğunu öne sürmüştür. "Herkesin herkesle savaş"[i] durumunda bulunduğu bir dünyada "beşer beşerin kurdudur".[ii] Mukavele veya ittifâk aktları, bu sürekli mücâdele ile rekâbet ortamındaki süreli ateşkeslerdir. 'Dikduran' —artık, 'başıboş' anlamında— 'serbest beşer,[iii] kibirlidir ve dünyaya menfaatleri açısından yukarıdan bakar. Mukaveleler veya ittifâklar, işler ikmâl olunur olunmaz sona ererler. Bu, ailenin esâsı olan evlilikten tutunuz da, toplumun en üst ve karmaşık teşkilâtlanışını ifâde eden devlet yapılanışına dek uzanan bir durumdur. Mukavele veya ittifâk süreleri geçici barış zamanlarıdır.[iv]
İşte, Friedrich Nietzsche'den (1844 - 1900) 'Yeni beşer'in tasvîr ve tavsîfi:
"Ecce Homo" ("İşte Beşer"):
"Elbette! Biliyorum aslımı esâsımı:
Aynen alev, yanmağa doymayan,
Yana yana kendini bitiren.
Neyi tutarsam, ışığa kesiveriyor;
Neyi bırakırsam, kömürleşiyor.Ben, muhakkak ki, alevim!"[v]
"Yeni Denizlere" açılan 'Yeni beşer'in durumuna gelince:
"Gitmek istiyorum oraya;
Güvendikce güveniyorum kendime ve kavrayışıma.
Deniz uzanıp gidiyor alabildiğine;
Cenevizli gemim almış başını gidiyor mâvîliklere.
Her şey, yeni, git gide daha da yeni gözüküyor bana.
Yatmış zaman ile mekân öğle uykusuna.
Yalnızca gözün —koskoca
Bakıyor bana —sonsuzluk!"[vi]
Bu 'nevzuhur tragique insan'ın ilişkilerinde gördüğümüz hercâîliği, avâmî söyleyişle, "öküz öldü, ortaklık bitti" atasözüyle de özetleyebiliriz. Buna karşılık, 'eski' 'inanmış insan'ınkilerini de yine Mevlânâ Celâleddîn Rûmî'den bir mısrayla dile getirelim: "Canın canıma karışmıştır; seni inciten her şey, beni de incitir."[vii] Atasözümüz, confederatif, Faydacı ilişkileri ele verirken, Mevlânâ'nın mısraı bize 'içten bütünlüklü'[viii] olanları yansıtmaktadır.
Confederatif, Faydacı (Fr Utilitariste) ilişkilerden doğan ittifâkların esâsı, daha önce bahsi geçen 'menfaat izdivâcı'dır.[ix] Böylesi 'izdivâç'lardan tarihte yepyeni bir sayfa açacak boyuttakiniyse, 'İngiliz-Yahudî İttifâkı'olarak adlandırıyoruz. Söz konusu ittifâk[x], çember çember, daire daire yükselen yahut genişleyen çeşitli alt birimlerin veyahut ortaklıkların meydana getirdikleri bir karma yapıdır. Birbirlerine karşıtmış gibi gözüken siyâsî, fikrî, iktisâdî hareketler ile akımların, aslında belirli bir çekirdek teşkilâttan, kuruluştan türeyip yönlendirildikleri ilk bakışta göze çarpmaz.
Sözünü ettiğimiz, bilindik anlamda resmen, şeklen ve ismen bir teşkilât değildir. 'Teşkilât'ın çağrıştırdığı aklîlikle iş gören ve gözlerden ırak bir 'çekirdek topluluk'tur. İngiliz-Yahudî dünyasının İngiltere - A.B.D. merkez ekseninin iktisâdî- siyâsî-askerî-istihbârî meşrûu ile gayrımeşrûu, kanunî ile kanundışı, tekellerden, Farmasonluktan tutunuz da mafyaya dek uzanan cümle güç odaklarının iplerini doğrudan doğruya yahut dolaylı olarak, son çözümlemede, ellerinde tutan 'hânedân' boyutunda, Mellon, Carnegy, Rothschild, Rockefeller, Guggenheim, Van Duyn, Duke, McDonal, Disney gibi, kentsoylu on üç ailenin, sözü edilen 'çekirdek topluluğun' iskeletini oluşturduğu rivâyet olunur. Bu hânedân mesâbesindeki ailelerin önde gelen bireylerinden teşekkül etmiş, adına da 'Aydınlanmışlar' (L Illuminati) yahut 'Âkil Adamlar Dünya Encümeni'[xi] denmiş bu 'çekirdek topluluk', başta İngiltere - A.B.D. ekseni olmak üzre, insanlık ile onun yurdu sayılan yeryüzünün kaderini çizip belirleyen kararların ya arkasındadır ya da bunlar onun bilgisi dâhilinde alınırlar.[xii] Bir çeşit dünya merkez kurulu niteliğini taşıyan çekirdek topluluğun gözetiminde yer yer ve zaman zaman, Bilderberg[xiii] ile Davos türünden, 'Dünya danışma meclisleri' toplanır. Buralarda dâvet olunmuş 'ehlivukûf sır ortakları' yeryüzünün siyâsî, iktisâdî ve güvenlik meselelerini ele alıp tartışır, görünüşte bağlayıcı olmayan hükümlere varırlar. Tavsîye niteliğini taşıyan görünüşte bağlayıcı olmayan hükümleri, Dünya Bankası, IMF, UNESCO, NATO cinsinden milletlerarası kuruluşlar ile tabaa-devletlerin siyâsî kadroları 'vicâhî'ye çevirirler.[xiv]
Şimdi tekrar Tapınakçıların serencâmına dönelim: Onlardan bâzıları, bağlı bulunmaları gereken kuruluştan bağımsız hâlde, özge bir anlatışla, loncaya bağlı kalmaksızın sanatlarını icrâ etmiş olduklarından, 'mesleğini serbestce yürüten' anlamında, kendilerini 'Serbest Duvarcılar' nâmıyla nitelemişlerdir. İşte, İngiliz-Yahudî İttifâkının temel kurucu ve yönlendirici teşkilâtı, inşâât ustalığını vurgulayan unvânla tanınmış olan 'Serbest Yapı Ustalığı' anlamındaki 'Farmasonluk'tur (Fr Franc-maçonnerie).
Farmasonların kurduğu meslek birliklerinden dördü, Londra'da 24 Haziran 1717'de birleşmiştir. Bu birleşme sonucunda ortaya çıkan 'Büyük Londra Locası' (İng Grand Lodge of London), Teşkilâtıesâsîye Düstûrunu (İng Grand Chart yahut Constitution) Iskoç rahip James Anderson başkanlığındaki heyetin çalışmalarıyla telîf etmiştir. Örf, âdet, âdâb-ı muâşeret kuralları ile remizlerini seleflerinden devralan Farmasonlar, bunları benimseyen meslek erbâbı yanında, sahasında sivrilmiş, öncelikle de varlıklı makam mevki sâhibi kimseleri saflarına kabul eder olmuşlardır.
Farmasonlar, kendilerine tarihî öncü olarak Hz Süleyman'ın mabedini inşâ etmiş olan Hiram Ustayı almışlardır. Ulu Ustaysa, âlemin yaradanı Tanrıdır. Evren, onun mimarî şaheseridir (İng Royal Art). Daha önce de belirttiğimiz üzre, örfleri, âdetleri, âdâb-ı muâşeret kuralları, silsile-i merâtipleri, remizleri, âyîn ile merâsim usulleri, kısmen Ahdiatîkten, kısmen Kadîm Kilise (Fr Eglise archaıque) ile Hırıstı- yanlıktan sapmış (Fr Heretique) mezheplerden, kısmen de İngiliz gelenek ile göreneklerinden neşet etmişlerdir. Söz konusu usuller, eğretilemeler yoluyla esrârengiz ve peçeli tarzda izhâr ve ifâde edilir.[xv] Evrenin mimarî yapısının da, insanlık âleminde ahlâk kılığına bürünmüş olduğu kanısındadırlar.[xvi]
Cihânşumûl ve beynelmilelci oldukları iddiasını güden Farmasonlar, birbirleriyle "kardeşlik" —"birâderlik"— bağıyla ilintilenmiş olduklarını öne sürerler. İmdi, Yahudîlik ile Hırıstıyanlıktan gelen nazarî ve tatbikî unsurların yanında, İslâm inancı ile medeniyetinde, özellikle de Onbirinci ile Onikinci yüzyılların Bâtınî Müslüman cemâatlardan Haşaşîn teşkilâtında ortaya çıkmış pek çok itikâdî, fikrî ve amelî hususu, Tapınakcılık gibi Farmasonluk da dağarına katmıştır.
Farmasonluk, yukarıda hikâye olunan geçmişin, gerçekten, tabîî-uzvî ve- risimidir? Bu soruya müsbet cevap vermemizi sağlayacak doğru düzgün kanıtlardan yoksunuz. Ne var ki, toplumlar, benimsedikleri ülküler doğrultusunda kendilerine geçmişler inşâa ederler. Nitekim, Albert Gallatin Mackey, "Farmasonluğun Tarihi/ Efsânevî Menşeleri" başlıklı kitabında, belirlememizi Farmasonluğa uygularken şöyle diyor: "Voltaire'in, 'İsveçli XII. Karlın Hayatında bildirdiği, 'tarih, inanılmaz türden hikâyelere dayanır' önermesi olanca gücüyle, bilginler için zamanla aksiyom değerini kazanmıştır. Bahsi geçen aksiyom, tarih eleştiriciliğinin git gide kuralı şeklinde benimsenmiştir. Kolay inanır olmak, bugünlerde, felsefeye aykırı düşmek anlamına geliyor. Nitekim günümüzde bilginler, matematik kesinliği hâvî kanıtlamayla mücehhez bir tarihi ancak kabule şâ- yân görüyorlar."[xvii]
Farmasonluk, haddizâtında Batı medeniyetleri câmiasının tüm manevî ile zanaate ilişkin değerleri bünyesinde derlemiş olduğu kanâatı ile iddiasını taşır. Nitekim geçmişini de, Batı medeniyetleri câmiasınınkiyle çakıştırmağa çalışır. İşte, taşıdığı bütün o son derece karmaşık gelenekler ile dışarıdan bakanlara esrârengîz görünen intisâp törenlerinin esbâbımûcibi, geçmişe sâdıklık ve onun ihyâsındandır. Bahsi geçen geleneksel kurallar arasında, bütün kadîm bâtınî tarîkatların barındırdıkları, sır saklama kaidesi baş orunu tutar.[xviii] Bu, hem müntesiplerin sıkı eğitimine[xix] hem de kurumu dışarıdan gelen bozucu etkilere karşı diri ve tâze tutmağa yarar. Tabîî, zamanla siyâsî oyunların tertîbinde de önemli yeri olmuştur. Hazırlıklarınızı nice gizli tutabilirseniz, oyununuzu akîm kılmak da o denli zorlaşır. Bugün bile, gerek dünyanın tümünü gerekse tek tek ülkeleri düzenleyenleri, kişiler esâsında, tanımıyoruz. Zâten Farmasonluğun, teşkilât düzleminde, insanlığa nizâm verdiğini belgeleyecek açık ve doğrudan delîllerden yoksunuz. Nihâyet yapabildiğimiz tek iş, karînelerden hareketle el yordamıyla yürümektir. Teşkilâtın muazzam gücü de buradan gelmektedir. Ülke özeli ile dünya genelinde kamuoyunun gözetimi ile denetiminden, böylelikle, masûndur.
Farmasonluk, belirli bir şeriâttan bağımsız, dindışı bir mahfil olarak temâyüz etmiştir. Bu yüzden de, Onsekizinci yüzyılın ikinci yarısından itibâren başta Katolik Kilisesi olmak üzre, teşkilâtlı yahut gayrıresmî biçimdeki dinî çevrelerce hasım olarak görülmüştür. Nitekim Papa XII. Clemens, 28 nisan 1738de "In Eminenti" 'fetva'sıyla, Katolik Kilisesi tarafından dinsiz ve putperest ilân edilen Farmasonluğu yasaklamıştır. Clemens yine, sözü edilen fetvayla Masonluğu benimseyen Katoliklerin aforoz edileceğini bildirmiştir.[xx]
Ş. Teoman Duralı'nın, Dergah Yayınları'nca yayınlanan 'Çağdaş Küresel Medeniyet – Çağdaş Küreselleştirilen İngiliz Yahudi Medeniyeti – Anlamı, Gelişimi ve Konumu' isimli kitabından alıntılanmıştır.
[i]L "bellum omnium contra omnes".
[ii]L "homo homini lupus".
[iii]L homo erectus liber.
[iv]Bkz: Jose Ferrater Mora: "Diccionario de Grandes Filosofos", I. cilt, 207.&208. syflr.
[v]"Ecce Homo":
"Ja, ich weiB, wocher ich stamme!
Ungesattigt gleich der Flamme
Glühe und verzehr ich mich.
Licht wird alles, was ich fasse,
Kohle alles, was ich lasse:
Flamme bin ich sicherlich!"(56.s)
[vi]"Nach neuen Meeren":
"Dorthin —will ich; und ich traue
Mir forthan und meinem Griff
Offen liegt das Meer, ins Blaue
Treibt mein Genueser Schiff.
Alles glanzt mir neu und neuer,
Mittag schlaft auf Raum und Zeit—:
Nur dein Auge —ungeheuer
Blickt mich an, Unendlichkeit!"
"Die fröhliche Wissenschaft/ aus dem Nachla, 1871 - 1888", 385. s; ayrıca: "Das deutsche Gedicht", 269.&270. syflr.
[viii]Fr integrite intrinseque.
[ix]Fr mariage d'interet.
[x]İngiliz-Yahudî ittifâkının tarihte muhtemelen ilk ve somut senedi, David Earl Llyod George'un (1863 -1945) savaş hükümetinde dışişleri bakanı olan Arthur James Earl Balfour'un (1848 - 1930) çabaları sonucunda 2 kasım 1917de ilân olunan Balfour Bildirisidir. Adı anılan bildiriyle Israil kavmine İngiliz idâresindeki Filistinde Yahudî millî vatanı armağan olunmuştur. Nihâyet, Bağımsız Israil devletinin kuruluşu otuz yıl sonra, 1947de gerçekleştirilmiştir —bkz: Robert John: "Balfour Bildirisinin Ardından", 82.-121. syflr;
ayrıca bkz: "Oxford Dictionary of World History", 53. s.
[xi]İng World Council of Wise Persons.
[xii]Latinceden alınmış Illuminati sözü, 'Aydınlanmışlar' yahut 'Işığı taşıyanlar' demektir. Bu teşkilâtın kurucusu (1776da) ve ad koyucusu, iddiaya göre Katolikliğe dönmüş Yahudî asıllı aileden gelmiş, bi- dâyette Cizvit olmuş, bilâhare tarîkatı ve hattâ dini terketmiş, Hırıstıyanlığa, hükümdârlık ile çağının aile düzeni anlayışına karşı çıkmış bulunan Alman filosofu ve din bilgini Adam Weishaupttur (6 şubat 1748, Ingolstadt/ Bavyera - 18 kasım 1830, Gotha).
Illuminatinin ülküleri, o devrin Alman toplumunun zihniyetine son derece ters düşmüş oldularından, 1784te yasaklanmışlardır. Fransada, az sonra da İngiltere ile A.B.D.de kök salmış, İhtilâlikebîre fikirce öncülük ve önderlik etmiştir. Illuminati, öncelikle Rothschild ailesinin mâlî desteğine mazhâr olmuş, Ondokuzuncu yüzyılın ortalarında Farmasonluğun aslî locası hâline gelmiştir
bkz: David I>
[xiii]İlk defa Hollandanın Oosterbeek şehrindeki Bilderberg hotelinin toplantı salonunda Felemenk şehzâ- desi Bernhard ın (1911 -) öncülüğünde 1954te düzenlenen Bilderberg toplantıları, her yıl farklı bir Avrupa - Kuzey Amerika şehrinde yer alır. Avrupa ile Kuzey Amerikadan dâvet olunan yüz kadar önde gelen siyâset ile iktisâd adamı hayatî önem taşıyan milletlerarası ile millî - mahallî sorunları üç gün boyunca kesin gizlilik kuralına uyarak tartışır, kararlara varırlar —bkz: "Encyclopedia Britanni- ca" ilgili maddeye.
[xiv]Bkz: David I>
[xv]İng: "a peculiar system of morality, veiled in allegory and illustrated by symbols".
[xvi]Bkz: Paul Naudon: "La Franc-Maçonnerie", 9., 13.&14. syflr;
ayrıca bkz: Alec Melloc: "Franc-Maçonnerie", 603.-607. syflr, "Dictionnaire des Religions"da; ayrıca bkz: Joyce M. Hawkins&Robert Allen: "The Oxford Encyclopedic Dictionary", 559. s.
[xvii]Albert Gallatin Mackey: "The History of Freemasonry/Its Legendary Origins", 3. s.
[xviii]Farmasonluğun remizlerine, intisâp törenlerine ve gerek sahih gerekse efsânelere bulanmış geçmişi hakkında mufassal bilgilerçin, Tamer Tayan'ın "Hamtaşın Evrimi" ile yine Tamer Tayan'ın "Çift Başlı Kartal/Anadoludan Skoç Ritine" bkz;
ayrıca bkz: Arthur Edward Waite: "A New Encyclopızdia of Freemasonry"; ayrıca bkz: Albert Gallatin Mackey: A.g.e.
[xix]Zirâ sır saklamak, becerilebilecek en zor işlerden sayılmalıdır.
[xx]kz: Audrey Baudrey: "Collins Dictionary of Dates", 230. s;
ayrıca bkz: "AnaBritannica", VI. cilt, 47. s.
Prof. Dr. Teoman Duralı
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.