Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Mayıs 7, 2021
Az alkol almak zararsız mı?
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Korona salgını her yeri kasıp kavuruyor. Öyle ki son rakamlara göre; dünyada vaka sayısı 156 milyonu, vefat edenlerin sayısı ise 3 milyon 260 bini bulmuş durumda. Türkiye'de ise koronalı sayısı 4 milyon 980 bini, bu rahatsızlık sebebiyle vefat edenler ise 42.187 olmuş. Böyle olunca pandemi ile mücadele için bütün dünyada sert tedbirler alınıyor.

Korona salgını ile alınan önlemlerden biri belki de en önemlilerinden biri de alkol tüketiminin sınırlanması. Ülkemizde de bu yönde bir tedbir alındı, çok da haklıydı. Ancak nedense konu alkol olunca bazı çevreler hemen, "Laik devlette kamusal yaşam dinsel kurallara göre biçimlendirilemez. Salgınla ilgisi olmayan alkol satışı yasakken namaz serbest" diyerek ağızlarındaki baklayı açığa verdiler.

Aslında bu tiplere en güzel cevabı İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu verdi ve "İdeolojik bir tavır ortaya koymaya gerek yok, bu bir sağlık meselesi" dedi. Alkollü içki satış yasağına değinen Soylu, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) pandemide alkol tüketimine ilişkin bilgilendirmesi olduğunu, yasak kararının bununla uyumlu olduğunu söyledi. Süleyman Soylu, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"DSÖ bu işin başında, kuralı koymuş. Demiş ki, DSÖ olarak ben alkol tüketimi ile ilgili bilgilendirme yapıyorum. 1, alkolden kaçınarak bağışıklık sisteminizi sağlığınızı koruyun. 2, ayık kalın, hızlı karar almanız gereken zamanlarda kimseyi riske etmeyin. 3, limitinde alın. 4, alkol alımında evde bile olsa sosyal mesafenin korunması riski yüksektir. 5, Özellikle kısıtlama günlerinde alkol alabilme imkânına sahip olursan daha fazla tüketirsin diyor. 6, aile içi şiddetin alkol kullanımıyla arttığı görülmektedir diyor."

Görüldüğü gibi İçişleri Bakanımız maddeler halinde pandemi ile alkolün ilişkisini net bir biçimde açıklamış.

Alkol bedenimiz için zehir sayılan bir maddedir ve alkol kullanmanın insana en ufak bir yararı yoktur.

Bazı kişiler az miktarda alınan alkolün başta kalp olmak üzere bazı rahatsızlıkları önlediğini iddia etmişlerse de bu tamamıyla yanlış bir düşüncedir.

AZ ALKOL ALMAK ZARARSIZ MI?

Yıllarca medya organları, "Az alkol almak zararsız, hatta faydalı" benzeri haberler yaptı. Biz ise bunlara şiddetle karşı çıktık ve "Rabbimin haram kıldığı ve vücudumuz için toksik madde olan alkollü içkilerin az miktarda alınmasının bile zararlı" olduğu bellidir. Çünkü alkollü içkilerin azı da haramdır ve faydalı olması mümkün değildir.

"Alkollü İçkiler ve Zararları" (Elit Yayınları, 2011) kitabımızda sıraladığımız gerekçelerden birkaçı şöyleydi:

'Az miktarda alkol' deyimi tanımlanmış değildir. Bu miktar ülkelere, alkollü içkinin cinsine, içerdiği saf alkol oranına, aç veya tok olmaya, kişinin kilosuna ve hassasiyetine, cinsiyeti ve yaşına göre değişmektedir.

• Kişi 'az' denilen miktarda alkol alsa dahi alkol bağımlısı olmayacağının garantisi yoktur.

• Yine 'az' alkol alındığında dahi sarhoş olunabildiği gibi trafik kazaları, aile kavgalarına karışma, iş performansında düşme, saldırganlık, cinayet ve intihar riski artar.

• Pek çok kişi için de iddia ettikleri gibi 'ölçülü miktarda alkol' içmek mümkün olmaz. Gerçekten az alkol alma niyetiyle başlanır, bir süre sonra çakırkeyifliğin de tesiriyle, kişi daha da içmek ister ve çok defa sarhoş olur. Neşelenir, coşar, rasgele konuşur. Derken utanma, ar, edep, toplumdan çekinme gibi duyguları körelir. Sonradan utanacağı eylemlerde bulunur. Bir İngiliz tekerlemesinde söylendiği gibi, "Bir kadeh içtiğim zaman bir başka kişi olurum, o bir başka kişi bir kadeh daha içmek ister."

• Kırmızı şarabın kalbe iyi geldiği iddiası da doğru değildir. Burada kalbe faydalı olan kırmızı üzümdeki revastarol adlı antioksidan maddedir. Şarap yerine kırmızı üzümü ve suyunu tüketen hem bu maddeden daha çok yararlanır hem de şaraptaki alkolün zararlarından korunmuş olur.

• Sonra 'az alkol' tüketmenin zararsız olduğunu savunan araştırmalara baktığınızda alkollü içkileri düzenli kullananlarla rahatsızlığından dolayı kullanmayanlar veya zararını görüp rahatsızlanıp artık içemeyenleri kıyaslamak şeklinde yapıldığını görürüz. Yani 'alkol almayanlar' denilen grup zaten genelde sağlık veya yaşlılık nedeniyle içkiyi bırakmış yani sağlığı bozuk olduğu için içmeyenlerdir. Bu yüzden onlarla kullananları kıyaslamak yanıltıcı sonuç verecektir. Bu durum göz önüne alındığında az miktarda alkol tüketmenin kalp hastalıklarını azalttığına dair bir veriye rastlanmadı.

• Bir de şu var, bu çalışmaları yapan ve destekleyenlere göz attığınızda bu kişilerin genelde alkollü içki üretenler olduğu anlaşılır. Yani ürettikleri bedenimiz için zehir etkili alkollü içkilerin insanlar tarafından tüketilerek para kazanma hedefleri olan kişilerdir.

Evet, alkollü içkilerin 'ılımlı miktarda' tüketilmesinin yararlı olmadığı, hatta zararlı olduğuyla ilgili çok sayıda araştırma vardı. Ancak yenilerde tanınmış İngiliz Tıp Dergisi'nde (BMJ yani British Medical Journal) yayınlanan ve modern MRI cihazlarıyla yapılan geniş kapsamlı bir araştırma bu konudaki iddialara son noktayı koydu.

"İngiltere'nin Alkol Tüketimi Önerisi Dünyayla Karşılaştırıldığında Nasıl Görülmeli?" başlıklı makalede kronik bağımlı içicilerde alkollü içkilerin Korsakof Sendromu, alkole bağlı bunama gibi rahatsızlıklarla ilgisi olduğu bilinse de bağımlı olmayıp da alkol kullananlarda beynin nasıl etkilendiğinin şimdiye kadar bilinmediği kaydedilmiş.

"Ilımlı Alkol Tüketiminin Beyindeki Olumsuz Etkileri ve Zihinsel Gerileme Yapması Üzerinde Bir Risk Faktörü Olarak Araştırılması" başlıklı Gordion'da yayınlanan bir başka çalışma ise 1985 ile 2015 yılları arasında sürdürülmüş. 30 yıl boyunca haftalık erkeklerde 21, kadınlarda 14 üniteyi (*) geçmeyecek tarzda ılımlı alkol alan bireylerin zihinsel (kognitif) performansları gözlenmiş. 550 kişi çalışmaya alınmış. Bu kişiler ortalama 43 yaşlarında olan erkek ve kadınlardan oluşuyormuş. Hiçbiri alkol bağımlısı değilmiş.

(*) 1 ünite alkol 8 gramdır.

Her iki çalışmanın sonucunda; ılımlı seviyede dahi olsa beynin hipokampal bölgesinde atrofiyi (küçülme) içeren beyin fonksiyonlarında gerileme bulunmuş. Yine beynin corpus callosumun mikro yapısındaki zarar görmeye bağlı olarak konuşma akışında zayıflama ortaya çıkmış.

Ayrıca kansere yakalanma riskinin arttığı belirlenmiş. 8 üniteden az tüketimin bile boğaz ve solunum borusu, yemek borusu, göğüs kanseri risklerini artırdığı görülmüş. Kullanılan alkol miktarı arttıkça kansere yakalanma riski de yükseliyormuş.

1995'te İngiltere'de haftalık 21 ünite üzerinde alkol kullanmak tehlikeli sayılırken şimdi bu miktar haftalık 14 üniteye düşürülmüş durumda. İşte son araştırma bu düşürmenin isabetli olduğunu ortaya koydu.

Hollanda Sağlık Konseyi ise yakında yayınladığı diyet ve beslenme önerilerinde alkolün hiç tüketilmemesini tavsiye etti. İçilecekse de günde bir kadehten fazla içilmemesi konusunda uyarıda bulundu. Çünkü alkol, az dahi tüketilse çeşitli zararlara sebep oluyordu.

ALKOL ÇOK SAYIDA RAHATSIZLIĞIN SEBEBİ

Ayrıca alkolün kalp hastalıkları riski bakımından rolü ister olsun ister olmasın tüketen kişinin ölümünü başka biçimlerde de çabuklaştırabilir.

Dünya Sağlık Örgütü'nün birkaç sene önceki raporunda alkolün depresyon ve anksiyete (kaygı, endişe bozukluğu), siroz, pankreas iltihaplanması, intihar, şiddet ve kazaya bağlı yaralanma risklerini artırabileceği ifade ediliyordu.

Alkolle bağlantılı çok sayıda hastalık mevcut. Alkol ayrıca ağız, burun, gırtlak, yutak, kalın bağırsak, karaciğer ve kadınlarda meme kanseri riskini de artırıyor. Dünya çapındaki kanser ölümlerinin yüzde 4 ila 30'unun alkolle bağlantılı olduğu tahmin ediliyor. Günde bir bardak içkinin meme kanseri riskini yüzde 4, daha fazla alkolün ise yüzde 40-50 oranında artırdığı sanılıyor. Aşırı alkol bağışıklık sistemini zayıflattığı için zatürre ve tüberküloz gibi hastalıklarla da ilişkilendiriliyor. Riskli şekilde cinsel ilişkiye girmeye iten davranışları tetikleyip cinsel yolla bulaşan hastalıklar riskini de artırıyor. Hamilelik sırasında alkol almak ise bebeğe zarar veriyor. Toplam 200 hastalığın alkolle bağlantısı kurulurken, bunların 30'unun sadece alkolden kaynaklandığı ifade ediliyor.

Tabi alkolün zararı sadece sebep olduğu çok sayıda hastalık da değildir. Ayrıca trafik ve iş kazalarına, cinayet ve yaralamalara, intihar ve aile kavgalarına, yüz kızartıcı davranışlar ve performans kaybına da yol açabilmektedir.

Bu yazıyı hazırlarken bir haber (Sözcü, 7.05.2021) dikkatimi çekti. Habere göre; İstanbul Beylikdüzü'nde alkol aldıktan sonra kullandığı kamyonla 17 ve 18 yaşlarında hayat dolu iki genç kızın ölümüne sebep olan kamyon şoförü Aslan İ., 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma' suçundan 'iyi hal indirimi' uygulanarak 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmış. Karara isyan eden genç kızların babaları, "İki canın bedeli 6 yıl mı?" diyerek tepki göstermişler.

Evet, alkolün damlası dahi zarardır. Hiç içmemek, bedenimizin ihtiyacı olmayan aksine toksik (zehir hükmünde) olan bu maddeden uzak durmak gerekir. Son araştırmalar bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır. Ve hükümetimiz pandemide, sokağa çıkma yasağının olduğu bugünlerde alkol kullanımını kısıtlamakla çok isabetli bir karar almıştır.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN