Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Mayıs 19, 2017
Oruç Psikolojisi

Bir mübarek ay daha geldi. Oruç tutarak yemenin esiri, yiyeceklerin bağımlısı olmadığımızı ilan ederiz. Özellikle içinde bulunduğumuz ayda Ramazan yılın en uzun günlerine denk gelmiştir ve biz sadece Allah rızası için günün neredeyse 18 saatinde yemekten ve içmekten uzak dururuz.

Oruçla bedenimizi temizler, toksinlerden (zehirli atıklar) arındırırız.

Oruç tutmayanlar oruca dayanmanın zor olduğunu düşünürler. Oruçla aç kalacaklarını sanırlar. Halbuki hakkıyla tutulan, iftar ve sahurda yenilen, ama aşırıya kaçmadan yenilen oruç asla zararlı değildir. Üstelik tutanı hastalıklara karşı korur ve sanılanın aksine kişiyi enerjik yapar.

Oruç; kalp, mide, bağırsaklar, böbrekler, ciğerler, pankreas dahil tüm sistemlerimize dinlenme ve yeniden güç kazanma şansı verir. Böylece oruçtan sonra vücudumuz daha düzenli olarak çalışır. Özellikle kalbin kan damarlarına ve sindirim sistemine besinlerin emilmesi için fazla miktarda kan pompalanması gerekmeyecek ve sistem istirahata geçecektir. Böylelikle yaşlanma süreci yavaşlayarak ömür uzayacaktır.

Oruç tutma zihni berraklaştırır, duyuları keskinleştirir ve hafızayı güçlendirir. Boş bir mide sindirim için harcanacak kanı beyne gönderir, böylece beyin daha fazla kan ve enerji alır. Böylelikle konsantrasyon artar ve düşünme yeteneği çoğalır.

Oruç tutma ile hormonların ve organların normal ve dengeli salgı yapmasına yardımcı olunur.

Oruç fazla yağları yakar ve aşırı kiloları azaltır. Sindirim sisteminin temizlenmesiyle oruçla sağlıklı bir iştah oluşur. Sürekli olarak fazla yemek yiyenler midelerini doğal olmayan bir şekilde genişletirler. Böylece onu doldurmak için daha fazla besin gerekir. Oruç büyümüş mideyi normal ölçüsüne getirir, doğal olmayan oburluk ortadan kaybolur.

Oruç kişiyi sakinleştirir. Endişeyi azaltır, uykusuzluğu giderir.

Oruçluyken nimetlerin tadını daha lezzetli algılarız ve kıymetini daha çok anlarız. Yoksulların ve olmayanların acılarını daha derinden hissederiz.

Oruç şeklen açlık perhizlerine benzerse de aradaki fark büyüktür. Rabbimizin isteği ile ve onun rızasını kazanmak için oruç tutan açlık hissetmez. Aç kalmak, böyle kişi için zahmetli olmaz aksine zevk ve haz verir.

Oruç tutan yemeye ara vermeyi, yemeden de yaşanacağını, fazla yemenin gereksiz hatta zararlı olduğunu anlar. Yılda tutulan bir aylık Ramazan orucu ve aradaki oruçlar bizi yemek için yaşamadığımızın, aksine yaşamak için yediğimizin şuuruna vardırır. Rasgele yemeye elimiz uzanmaz olur. İrademiz artık daha kuvvetlidir.

Gerçekten oruç sağlığımıza sağlık katar. Peygamber Efendimizin (sav) buyurduğu gibi, "Oruç tutan sıhhat bulur."

03.06.2016
Milat

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN