Arama

Mustafa Özcan
Ekim 28, 2022
İsmail Cerrahoğlu ile bir Kahire hatırası

Hendek'ten hemşerim ve 'hocaların hocası' olarak da bilinen tefsir anabilim dalı hocası İsmail Cerrahoğlu vatan-ı aslisine avdet etti. Dar-ı beka yolculuğuna çıktı. Sonsuz rahmetler olsun. Son sıralarda kuşe-i uzletinde idi. 93 yaşında bir pir-i fani olmuştu. İlahiyat hocası olmasına rağmen adanmış bir kişilikti. Kariyeri yerine hasbi kişiliği ön planda idi. Çocuklara mahsus veya kocakarı imanı tabir edilen tarzda safiyane bir imana ve inanca sahipti. En azından uzaktan temaşa ile ben böyle anlıyor ve hissediyordum. Hayatımda kendisiyle bir defa o da Kahire'de görüştüm. 1981 yılı başlarında olmalı profesörler heyeti Kahire'ye geziye gelmişlerdi. Bu münasebetle Ezher'de okuyan talebeleri Medinetü'l Buus Yurdu'na çağırmışlardı. Türkiye'den gelen heyetle görüşecektik. Geçmiş gün hatırladığım kadarıyla profesörler kervanı arasında Nevzat Yalçıntaş gibi tanınmış simalar da vardı. Orada Hendekli İsmail Cerrahoğlu ile tanıştık. Bu ilk ve son görüşmemiz oldu. Bana Nil Nehri kıyısında kaldığı otelde randevu verdi. Ben de Nil Nehri üzerindeki köprüyü adımlayarak otelin bulunduğu kıyıya doğru yürüyordum. Birden köprünün karşı kaldırımında akıbetinden endişe ettiğimiz merhum Ali Ulvi Kurucu'nun damadı ve dostumuz Hayrettin Bulut gözüme ilişti. İlim ve ehline meftun birisiydi. Lakin onu aradığımız halde varlığından bizi haberdar etmemesi nedeniyle kendisine biraz buruktum ve alınmıştım. Zaman ilerledikçe bu davranışını daha anlayışla karşıladım. Eşi de köprünün öbür ucunda yanındaydı. Bu nedenle varlığımı hissettirmeden İsmail Cerrahoğlu'nun kaldığı otele doğru yürüdüm. Lakin hocayı da yerinde bulamadım. Tekrar talebe yurduna geri döndüm.

İsmail Cerrahoğlu ile tanıştığım 1981 yılı benim için gayet kritik yıllardan birisi oldu. 1979 yılında Kabe baskını sırasında hacda idim. Cidde'de bulunuyordum. Sedat'ın öldürüldüğü 1981 yılında Kahire'de idim. 1982 yılında da zorunlu olarak Türkiye'ye geri döndüm. Kısaca 40 yıl öncesi benim için çok kritik yıllardı. Daha sonra da İsmail Cerrahoğlu ile bir daha görüşemedik. Lakin uzaktan uzağa haberlerini takip ettim. Samimi bir yürek taşıdığına inanıyorum. Hendek bereketli bir toprak. Abdurrahman Gürses gibi kurra hafızları çıkarmış bir mekan. İsmail Cerrahoğlu köyüne yani doğduğu topraklara defnedilmiş. 1985 yılında Hendek'te bir defin işlemine iştirak ettim. Merhum Burhan Tornuk abimizi buraya defnettik. Burhan Abi yaşasaydı İstanbul'a gelecek ve hem hasbihal edecek hem de bir meseleyi görüşecektik. Bazen Erenköy'de oturan ablasına uğruyordu. Benim işyerim de oraya yakındı. Bir meseleden dolayı randevulaşmıştık. İstanbul'a kendisi gelemedi ama yerine ölüm haberi geldi. Ben de otobüse atlayarak soluğu Orhan Camii'nde aldım ve ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazına yetiştim. Ertesinde naaşını önceleri Şıh Köyü ismiyle anılan sonrasında Çağlayan olarak değiştirilen köyünün kabristanına defnettik. Selahaddin Şimşek ile Burhan Tornuk her biri kendi tarzında bir eğilimin önde gelen isimleriydi. Selahaddin Şimşek entelektüel bir kişilik, Burhan abi ise miskinlerin babasıydı. Her ikisi de halleriyle insanı ilk görüşte cezbederdi.

Merhum Cerrahoğlu tefsir dalında ders veren üstatlardan birisiydi.1929 yılında Hendek'te doğan İsmail Cerrahoğlu Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun olmuştur. Aynı fakültede doktorasını verdi. Akademik hayatında 1968'de doçentliğe, 1975 yılında ise profesörlüğe yükseldi. Kayseri Yüksek İslam Enstitüsünde dersler veren Cerrahoğlu, 1976-78 yılları arasında Erzurum İslami İlimler Fakültesi'nde dekanlık yaptı. Daha sonra Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Tefsir Anabilim Dalı Başkanlığı görevini üstlendi. Cerrahoğlu, İlahiyat Fakültesi Dergisi ile Diyanet'in gazete ve dergilerine makaleler yazdı. İsmail Cerrahoğlu'nun en bilinen eseri Diyanet Vakfı Yayınları'ndan çıkan Tefsir Usülü adlı kitabıdır.

Rahmetli Selçuk Eraydın tasavvufta, Şerafettin Gölcük kelamda ve Talat Koçyiğit hadiste, İsmail Cerrahoğlu ise tefsirde iştihar eden ve itibar gören öncü ilahiyatçı kuşak arasındadır. Her biri sahasında değerli eserler kaleme almış ve talebeler yetiştirmiştir. Sözgelimi Şerafettin Gölcük Mısırlı Taftazani ailesinden Ebu'l-Vefa Taftazani'den Kelam İlminin Belli Başlı Meseleleri adlı eserini çevirmiştir. Hadiste Talat Koçyiğit ve tefsirde İsmail Cerrahoğlu göz doldurmuştur. Elbette tasavvuf dalında ve çığırında Süleyman Uludağ, Süleyman Ateş gibi niceleri var. Lakin Abdulkahir el Bağdadi'nin Usuluddin adlı eserinde değindiği gibi tezkiyeyi esas alsa da sünneti fevt eden tasavvuf erbabı arasında az da olsa ehli ehva göze çarpar ve bunlar heterodoks eğilimler taşımaktadırlar . Yaşar Nuri Öztürk bunlardan birisidir. Zira bu çizgi yerelde olmasa bile küreselde RAND Corparation raporunda ifade edildiği gibi iyi prim yapmaktadır. Yaşar Nuri Öztürk ulusalcı karakter taşımasına rağmen heterodoksi üzerinden yine de aynı çevrelerle kavuşum ya da bağlantı içinde olagelmiştir. Şeyh Nazım'ın Lübnan asıllı damadı Hişam Kabbani de böyledir. Yaşar Nuri Öztürk, tasavvuf meşrep ve mahviyet sahibi rind meşreplerin zıddı daima bilgiç ve mübalağalı bir dil kullanmıştır. Süleyman Ateş ona nazaran daha ilmidir lakin onda da benzeri bir eğilim az da olsa göze çarpar. Samsun'da Riyad'da ve her nereye gitti ise geride 'yatışmaz yapısıyla' tartışma konuları bırakarak geri dönmüştür. Bunun bir kısmı ilgilendiği meselelerle alakalıdır. Yani akademiktir. Diğer kısmı ise şahsi dürtü mahsulü olsa gerek. Tartışma üreten şahsiyetiyle alakalıdır. Şiilik ve Vehhabilik gibi bazı akımlar yatışmaz yapıları ve eğilimleri gereği sadece tartışma ve kavga üretirler. Halbuki hadislerde tam tersi pozisyon tavsiye edilmektedir. Hadisler 'haklı bile olsan mira ve tartışmadan kaçın' diyor. Onlar ise kaçınacakları yerde tartışma odağı olmuşlardır. İslami camiada zemin kaybettikçe Kemalist çevrelerde taraftar kazanmış ve benimsenmişlerdir.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN