Mustafa Özcan
12.08.2022
Mustafa Özcan
Fatmalar halkası
Tüm Yazıları

Fatmalar halkası

Fatımatü'z Zehra(RA) Hz. Peygamber (SAV) ailesinin göz nuru ve gözbebeğidir. Hz. Peygamberin (SAV) soyu oradan devam etmiştir. Hz. Peygamber eşlerinin tamamını sevmiştir. Lakin Hz. Hatice'nin yeri bir başkadır. Keza Zeynep, Ümmü Gülsüm, Rukiye ve Fatıma'dan ibaret kızlarını da çok sevmektedir. Lakin Hz. Fatıma'nın yeri daha başkadır. Onun babasıyla özel bir münasebeti vardır. Bu münasebet Hz. Aişe(RA) gibi Peygamber(SAV) evinin diğer mensuplarını kıskandıracak düzeydedir. Hz. Hatice'nin vefatından sonra Peygamberin(SAV) en sevgili kızı Fatma annesinin yerine geçmiştir. Hatta Hz. Amine'nin yerini almıştır. Bu nedenle de 'ümmü ebiha - babasının anası' denilmiştir. Biz de babasının kuzusu derler. Peygamberimiz (SAV) bazen onunla mahrem ve sırdaş bilgiler paylaşmıştır. Bunlardan birisi öleceğini bildirmesidir. Cebrail (AS) öncekilerin hilafına ölüm yılında iki defa gelmiş ve peygamberle Kur'an'ı mukabele etmiştir. Hz. Peygamber(SAV) buradan veda yılında olduğunu çıkarmıştır. Hz. Fatma ile bunu paylaşınca gözleri dolmuş ve firakına ağlamıştır. Bu defa Peygamber (SAV) biricik kızına bir müjde ile tesellide bulunmuştur. 'Benden sonra ilk yanıma gelecek sen olacaksın' demiştir. Nitekim Hz. Peygamberden(SAV) 6 ay sonra kimi kaynaklara göre 28 yaşında öteki dünyaya irtihal etmiştir. Mevlana'nın ifadesiyle 'rahil-rahil' demiştir. Yine de kızları içinde en son vefat edendir. Kısaca Hazreti Peygamberin (SAV) Fatımatü'z Zehra ile özel bir bağı ve münasebeti vardır. Baba kız birbirine son derece tutkundur. Hz. Fatma ile Ali'nin(RA) evleri onun ikinci evi olmuştur. Bir sefere giderken ve gelirken ilk veya en son uğradığı kapı onun kapısı olmuştur.

Fatma'ya eşlik eden başka Fatmalar da vardır. Bunlardan birisi Hz. Ali'nin annesi Fatma Binti Esed'dir ve kutlu Fatmalardan birisidir. Hz. Ali'nin(RA), annesi ve Ebu Talip'in eşi Fatma ismini taşıdığı gibi Hz. Peygamberin biricik ve eşsiz kızı Fatımatü'z Zehra ile de dünya evine girmiştir. Hayatını iki Fatma arasında tamamlamıştır. Hem annesi hem de eşi Fatma Betül'dür. Hz. Peygamber (SAV) yetim olarak amcası Ebu Talip'in yanında büyümüştür. Yani Hazreti Ali'nin (RA) annesi Fatma Binti Esed aynı zamanda hazreti peygamberi de yetiştirmiştir. Bu nedenle hem mecazen hem de gerçek anlamda Hazreti Ali (RA) ile Hz. Peygamber (SAV) kardeş sayılırlar. Hazreti Fatma'yı başta Hazreti Ebubekir (RA) ve Hazreti Ömer (RA) gibi güzide sahabeler eş olarak istemiş lakin kısmet Hz. Ali'nin (RA) olmuştur.

Göğün ve yerin seçimi onun üzerinde karar kılmıştır. Hz. Peygamberin (SAV) tanımladığı gibi Hazreti Ali (RA) ona köle Hz. Fatma (RA) da kocasına cariye olmuştur. Hasan ile Hüseyin cennet ehlinin gençleri olduğu kadar bu evliliğin de nadide meyveleridir.

Bununla birlikte dünya yüzlerine gülmemiştir. Bediüzzaman'dan Ebu'l Hasan en Nedevi'ye kadar birçok Sünni âlimin de ifadesiyle, onlar siyaset aleminin değil manevi alemin yıldızları ve kutuplarıdır. Peygamber(SAV) evi veya ocağının adaletten sapması düşünülemez. Lakin Hz. Peygamberden(SAV) sonra kargaşa zemininde adalet çizgisi şaşmış ve kırılmıştır. Adalet olmadan onlar, onlar olmadan adalet yürümezdi. Bu nedenle de Allah(CC) onları ahrete sakladı ve kayırdı. Nasların ruhundan bunu anlıyoruz. Onların değeri dünya ile değil ahret ile ölçülür. Belki birçokları bu gerçeği içine sindiremiyor olabilir. Bu bakış açısı dünyaya atfettiğimiz önemle alakalıdır. Dünyada ideal dönemler azdır. Çöldeki bir vahaları andırır. Siyasi ve toplumsal alanın dışında ferdi olarak da, insan ömründe mutluluk anları çok sınırlıdır. Bu mutluluk veya ideal anlarına tutunarak insan hayata tutunabilir ve ayakta kalabilir. Çöküş asırlarında da Müslümanlar kaybettikleri dünya cennetinin veya vahasının hayaliyle gün doldurmuşlardır. Hz. Peygamberin(SAV) kızı Fatıma'ya(RA) özel nasihatleri vardır. Bunlardan birisi 'herkesin hasebiyle ve ameliyle geldiği ruz-i mahşere sen nesebinle gelme' yani bana ve babana güvenme demiştir. Evet! Hz. Peygamber (SAV) çakıllar, taşlar arasında yakut misalidir. Bununla birlikte manevi makam kadar manevi sorumluluk da çok büyüktür. Nitekim bir ayette naz makamına bakılmadan şöyle buyrulmuştur: Eğer o Muhammed (SAV), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık.

Dünya acılar dünyasıdır, bilhassa hassas ruhlar için. Bununla acılar dünyada kalacaktır. Lakin karşılıkları ahirette verilecektir. Hz. Peygamber (SAV) Hazreti Fatma'ya(RA) bir gün şunu söyleyecektir: Ya Fatıma! Tecerrei mirarete't dünya lihaleveti'l ahire. Ahiret güzelliği için dünyanın çirkinliğine katlan. Ahiret tatlılığı için dünya acılarına katlan! Belki de ahiret yurdu ve güzellikleri adına dünya acısına en fazla katlanan 'peygamber evi' olmuştur. Bununla birlikte peygamber ve dolayısıyla Hazreti Fatma'nın(RA) soyundan gelenler bu dünyada maneviyat efendileri ve irşat kutupları olmuşlardır. Öbür dünyada da çileleri saadete dönüşecektir. Nitekim Kerbela şehitleri için Fuzuli 'Hadikatü's Süeda' ifadesini kullanmıştır. Saadete erenlerin bahçesi. Dünya tezatlar yumağıdır. Bir tarafından düzeltmeye kalkıştığınızda öbür yani yamuluverir. Bu dünyada tam saadet elde etmek mümkün değildir. Bazen çölde vahalar görünür - serap değilse de - kaybolur. Nitekim Hasan el Basri'ye Haccac'dan sonra Ömer Bin Abdulaziz gibi birisinin siyaset dünyasında yıldız gibi parlaması sorulduğunda şu cevabı verecektir; İnsanlar metanetini kaybetmesin diye Allah(CC) nefes alma veya teneffüs devreleri yaratmaktadır. Bu teneffüs devrelerinde insanlar rahat bir nefes alırlar. Çektikleri acıları bir nebze unuturlar.

Fatmalar zincirinin üçüncü halkası ise Hazreti Hamza'nın kızı Fatma'dır. O da diğer Fatma'larla birlikte güzide Fatmalar topluluğu veya halkaları arasındadır. Onlardan sonra Fatmalar çığır ve anonim hale gelmiştir. Rabiatü'l Adeviyye ve ardına takılan diğer Rabia'lar gibi. Yunus'ların piri Yunus Emre'den sonra gelen diğer Yunus'lar da öyledir.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları