İki sırdaşın açtığı felaket çığırı
İç halka veya yakın çevre diye bir tabir vardır. Arapça olarak buna 'bitane' denilir. Bu ifade iki farklı sıfatla anılır: Bitanetıssu, bitanetulhayr...Kötü sırdaşlar ve iyi sırdaşlar anlamına gelir. Genellikle Cenab-ı Hak bir kimse için hayır murad ederse onu iyi sırdaşlarla karşılaştırır.
Suudi Arabistan'da Kral Abdullah döneminin son demleri kraliyet sekreteri Halit et-Tüveyciri ile anılıyordu. Halit et-Tüveyciri, Kral Abdullah ve onun taht için hazırladığı Mutab bin Abdullah'ın danışmanı ve sırdaşı idi. Kral Abdullah ve Halit Tüveyciri batı yanlısıydı ve son dönemlerde İsrail ile yakınlaşma politikalarına hız vermişti. Arap Baharı'nı söndürmek için azami gayret sarf etmiş ve karşıt darbeler için kesenin ağzını açmıştır. Aynı dönemde Riyad, BAE ile de tarihinde rastlanmayan bir şekilde stratejik ilişkiler içine girmiştir. Bunun yan tesirlerinden birisi Türkiye ile ilişkilerin gerilemesi olmuştur. O dönemde Suudi Arabistan'ın bu olumsuz politikalarından Halit et-Tüveyciri ve ekibi sorumlu tutuluyordu. Ekibinin arasında da bilahare Muhammed Bin Selman'ın gözdesi haline gelen Suud el Kahtani de yer alıyordu. Kral Abdullah öldüğünde Türkiye gibi ülkeler umuda kapılmışlar ve Suudi Arabistan'ın politikalarının yön değiştireceğini ummuşlardır. Kral Abdullah'ın ölümünden sonra kısa süreli, bir nebze de olsa Türkiye gibi ülkelerle Suudi Arabistan arasında bir yumuşama süreci kat edildi. Bununla birlikte veliahtların değiştirilmesi süreçlerinde kral Selman ve oğlu Muhammet Bin Selman selefi Kral Abdullah'ın politikalarına geri döndü. Halit et-Tüveyciri azledilse de politikaları iktidarda kaldı. Değişen sadece isimler ve yüzler oldu. Kral Abdullah 23 Ocak 2015 tarihinde Riyad'da bir hastanede hayata gözlerini yumdu. Kardeşi Selman onu kontrol etmeye gelmişti. Durumunu Halit et-Tüveyciri'den sormuş ve ondan şu cevabı almıştı: Kral Abdullah istirahat ediyor! Halbuki istirahat ediyor dediği sırada çoktan ebediyet yolculuğuna çıkmıştı. Bunu öğrenen kral Selman, Halit Tüveyciri'yi tokatlamaktan kendini alamamıştı. Tokatlama sesleri koridorda yankılanmıştı. Ardından Halit Tüveyciri Riyad'da ki Ritz Carlton otelinin kapatmaları veya başka bir tabirle zoraki konukları arasında yerini almıştır. Kral Abdullah döneminde danışmanlık ve türevlerinden kazanmış olduğu paraları Muhammed bin Selman'a yatırmış veya devretmiştir. Halit Tüveyciri'nin bu suretle şahsi misyonu bitmişti. Ama yeni dönemde onun şahsi misyonunu çırağı Suud el-Kahtani deruhte edecekti. Yeni dönemde danışmanlar arasında yeni bir ikili zuhur etti: Suud el-Kahtani, Türki eş-Şeyh. Bu ikili muhaliflerin sindirilmesinden, gizli operasyonlardan ve yine gizli hapishanelerin idaresinden sorumluydular. Bu suretle eski dönemi arattılar ve tüy diktiler. Birinci olarak seleflerinin yani kral Abdullah ve takipçilerinin siyasetine geri döndüler. Birleşik Arap Emirlikleriyle birlikte Arap Baharı'nın kalıntılarını söndürmek için ellerinden geleni yaptılar. İçeride ve dışarıda Müslüman Kardeşler ve yandaşlarına yönelik olarak büyük bir kampanya açtılar. Bunun sonucu olarak istikrarsızlık ve insan hakları ihlalleri bütün bölgeyi sardı. Ayrıca Birleşik Arap Emirlikleriyle birlikte İsrail yanlısı politikalarına tüy diktiler, hız verdiler. İkinci olarak, muhalifleri sindirmek için iki yönteme başvurdular. Muhalif isimleri zorbalığa dayalı yöntemlerle ülkeye geri getirmek ve mümkün olmadığı takdirde de bunları ortadan kaldırmak. Bu konuda kraliyet ailesi içindeki taht oyunları çekişmesi Muhammet Bin Selman'ı paranoyak ve pervasız hale getirmiştir. Bunun sonucu olarak Kral Abdullah cenahının askeri danışmanlarından Ali Kahtani işkence altında can verdi. Ailenin Kral Abdullah kanadına yakın danışmanlarından Tarık Ubeyd, Çin'de ticari görüşmeler yaparken Muhammet bin Selman ekibi tarafından Çin makamlarına ihbar edilmişti. İhbarın mahiyeti sağlam bir temele dayanmıyordu. Aksine Ubeyd'in Çin'de yapılacak G-20 zirvesini Pakistanlı teröristlerle birlikte sabote edeceğine dair asılsız ihbardan kaynaklanmıştır. Bu ihbarla birlikte amaçlanan şey Tarık Ubeyd'in Suudi Arabistan'a iadesini temin etmektir. Lakin sorgulama sırasında Çinli ekip gerçek bilgilere ulaşmıştır. Bunun üzerine Ubeyd, koruma altına alınmış, sonra da pasaportunu taşıdığı İsviçre'ye gönderilmişti. Hala da bu ülkede yaşamaktadır. Bu asılsız ihbarlar sonucu sonradan Suudi Arabistan'lı bir resmi heyet Çin'e gelerek bu ülkeden özür dilemek durumunda kalmıştır. Esasında Kaşıkçı olayı da bazı farklarla birlikte Tarık Ubeyd meselesinin bir başka versiyonudur. Tarık Ubeyd'i Çin'den ülkeye dönmesini isteyen dönemin Suudi Arabistan İstihbarat Teşkilatı Başkan Yardımcısı Abdullah İdrisi idi. Bu olaydan sonra açığa alınmıştır. Yerine de Ahmet Asiri atanmıştır. Kaşıkçı olayıyla birlikte Ahmet Asiri de Suudi Arabistan'da açığa alınan görevliler arasına katılmıştır. Keza Halit Tüveyciri'nin eski çırağı Suud el Kahtani de açığa alınanlar arasında yerini aldı. Buradan şu sonuca varabiliriz: Kral Abdullah döneminin sırdaşlarının akıbeti Muhammet bin Selman'ın sırdaşlarının peşini de bırakmamıştır. Halef-selef aynı pozisyona düşmüştür. Burada ailenin iki cenahı arasında cereyan eden iktidar kavgasının ilkesizliği de ayan beyan görülmektedir. Kral Abdullah'ın politikaları yeni döneme intikal ettiği gibi araçları da adamları da yeni döneme intikal etmiştir. Sadakat değiştirenler yeni dönemde de varlıklarını muhafaza etmişlerse de efendilerine felaket çığırı açmaktan da kendilerini alamamışlardır. Sonuç itibariyle eski sırdaş Halit Tüveyciri taht oyunlarında Mutap Bin Abdullah'a tahtın yolunu açamamıştır. Muhammet Bin Selman'a siyasi kirvelik yaparak veliahtlık yolunu açan Suud el-Kahtani ve Türki eş Şeyh gibiler ise velinimetleri olan Muhammet bin Selman'ı Kaşıkçı olayı üzerinden büyük bir vartaya düşürmüşlerdir. Bunun sonucu Muhammed bin Selman'ın iktidarının geleceği belirsiz hale gelmiştir.
Tarık Ubeyd eski kraliyet divanı sekreteri Halit Tüveyciri'nin kral Abdullah'ın çocuklarına çok büyük zararı dokunduğu görüşündedir. Kral Abdullah'ın oğulları Meşal, Mutab ve Türki'den ibarettir. Çocuklarının en zekisi sayılan Türki bin Abdullah hala tutuklu bulunmaktadır. İleride Tarık Ubeyd gibi birileri eminim şunu da söyleyeceklerdir: "Suud el Kahtani ile Türk eş Şeyh, Selman bin Abdülaziz'in çocuklarını yaktılar, çok zarar verdiler."
Sırdaşını söyle, sırrını okuyayım!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.