Arama

Mustafa Özcan
Eylül 7, 2018
Beyaz Saray’ı deliler yönetiyor

Beyaz Saray bugünlerde Brütüs'ünü arıyor! Beyaz Saray'da Donald Trump ile birlikte yan yana çalışan birisi adını gizleyerek veya isimsiz bir surette Beyaz saray'ın kirli çamaşırlarını NYT üzerinden basına sızdırdı. Bu artık bardağı taşıran son damla. Bu Trump'ın Beyaz Saray'ı yönetme ehliyetinden yoksun olduğunun göstergesi. Kontrol edilemediği gibi kendisi de artık altını tutamıyor, kontrol edemiyor. İş kontrolden çıktı ve taştı! Gitmesi an meselesi haline gelmiştir. ABD geri dönüşü olmayan bir azil sürecine girmiştir. Bunun tamamlanması sadece vakit meselesidir. ABD, Rusya gibi olmadığından Yeltsin gibi arazlar gösteren Trump'ı sarıp sarmalayıp perde arkasında tutamaz. Sonuçta iyi tarafı şeffaf bir ülke olmasıdır. Herhalde Rusya'da bir NYT ve muadili yok! Trump sarıp sarmalamaya müsait, elverişli bir lider portresi de arz etmiyor. Önce yazılan kitaplara bu makaleyi de ilave ettiğinizde artık Beyaz Saray'da Trump'ı kimse tutamaz. George Walker Bush gibi liderler de kısmen kaçıktı lakin kontrol altında tutulabiliyorlardı. Trump ise kayda zapta gelmez bir adam. Eskiden sufi edebiyatında bazı sufilere atfedilen saçma sapan sözler vardı ve bunlara 'şatahat' denilirdi. Ölçüsüz sözler ve davranışlar demektir. Sonuç itibarıyla deli saçması söz veya davranışlar sahiplerini bağlar. Beyaz Saray'da ise dünyaya yön veren bir lider var. Attığı tweetlerle birlikte Türkiye'de döviz kurlarında dalgalanmalar meydana getirmiştir. Kaçık ama tehlikeli bir kaçık. Nixon'ı deviren haberlere imza atan kıdemli gazeteci Bob Woodward yeni kitabı Fear'da Beyaz Saray'ı deliler yurdu veya deliler otağı olarak tanımlıyor. Reagan döneminde gazete haberlerine aksettiği gibi 'dünyayı deliler yönetiyor' başlığı atılmıştır. Kaddafi, Reagan gibi liderler kaçık tipli liderlerdi. Libya halkının Kaddafi'nin yükselmesinde bir dahli olmamıştır. Amerikan halkı ise kendi elleriyle Trump'ı başlarına geçirdiler. Halklar da biraz kaçık mı acaba? Bu durum demokrasinin sağlığına da yansımayacak mıdır?

New York Times'da editör masasını temsil eden, 'I Am Part of the Resistance Inside the Trump Administration/ Beyaz Saray'daki Direnişin Bir Parçasıyım' başlıklı makale bize bir zamanlar Hayrünnisa Gül'ün sarayda intifada başlatacağını söylemesini hatırlattı. Nitekim, CNN'in yayınladığı olağan zanlılar listesinde bizzat First Lady Melania da var. Kimileri bu durumu kadınların intikam dürtüsüyle izah edebilir. Bu tez pek inandırıcı gelmiyor. Aralarında pürüz olsa da Melania'nın ailenin felaketine medar olacak böyle bir harekette bulunması, çaba içine girmesi düşünülemez. Nitekim, Melania anonim bir surette mektubu kaleme alan kişiyi paylamıştır. CNN, Mike Pence dışında makaleyi yazdığından şüphe edilen 13 kişiyi sıraladı: First Lady Melania Trump, kızı Ivanka Trump ve eşi Jared Kuschner, ABD'nin BM Temsilcisi Nikki Haley, Trump'ın Rusya danışmanı Fiona Hill, Adalet Bakanı Jeff Sessions, Savunma Bakanı James Mattis, Beyaz Saray Genel Sekreteri John Kelly, Trump'ın danışmanları Kellyanne Conway ve Don McGahn, İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen ve Ulusal Güvenlik Direktörü Don Coats.

Beyaz Saray sakinleri şimdi kendilerini bu meçhul mektupla ilgili aklamaya çalışıyorlar. Mike Pence, Pompeo gibi kabinenin ağır topları bu mektubun arkasında olmadıklarını ifade etmişlerdir. Bununla birlikte mektup gerçeklere havi olduğundan dolayı Trump idaresine büyük hasar vermiştir. Zira son çare olarak kaleme alındığı vurgulanıyor. Meçhul ya da anonim yazar, Trump'ın kabinesi içindeki isimlerin 'başkanın görevini yerine getirebilme ehliyeti olmadığı hükmünü' içeren ABD anayasasının 25'inci ek maddesini tartıştığını ancak anayasal bir krize neden olma kaygısıyla bundan vazgeçtiklerini anlatıyor.

Tarihte bu tür hatta daha ağırından kaçıklar ülkeleri yönetmişlerdir. Bunlara misal olarak Fatimi Halifesi El Hakim Biemrillah'ı saymak, göstermek mümkündür. Garip ve uçuk kararlarından bahsedilir. Mısır'da bazı yemekleri ve gece dolaşmayı yasakladığı rivayet edilir. Sonunda ortadan kaldırılmıştır. Esasında Trump hakkındaki mektup da manevi bir suikasttır ve onu siyasi bir figür olarak ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Muradına ermeye de ramak kalmıştır. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali gerçekten de Trump sufi edebiyatındaki tabirle siyasi şatahatlar işliyor. Dengeli değil dengesiz bir adam olduğu gün gibi aşikar. Zira Beyaz Saray'dan bütün sızıntılar bunu ortaya koyuyor. Trump'ın dengesizliğini kavramak için Beyaz Saray sakini olmaya gerek yok adamın sakarlığı gören için ekranlardan sarkıyor. Bu durumda soru şu: "Bindiği veya çıktığı ağaçtan nasıl indirilecek?"

Adam normal olmadığı için bütün akil söylem ve tavsiyelere direniyor. Dünya için eğlenceli ama bir o kadar da sakıncalı ve tehlikeli! Dünyayı yok edebilecek yetkilere haiz. Bundan sonra kim olursa olsun Amerikan başkanlarının göreve başlamadan evvel tam teşekküllü klinik veya hastanelerden heyet raporu almaları gerekebilir. Bu kadar boşluk inanılır olmadığı gibi müsamahaya da konu olamaz.

Bob Woodward'ın dediği gibi Beyaz Saray kaçıklar, çılgınlar mangası tarafından yönetiliyor ya da daha doğru tabirle işletiliyor! Hepsi tımarhanelik bir de hariçten Netanyahu'yu da onlara katmak gerekir. Zira Yahudi akil adamların tavsiyelerine direnmiştir. Ona şunu söylüyorlardı: Trump bir çığı andırıyor, kopmuş geliyor, altında kalmadan yanından çekil ve sıyrıl. Anadolu'da bir tabir vardır: Hırsızın ortağı tamahkardır. Bir ulusu ve bir dünyayı bir kaçığın yönetimine bırakmışlar. Şimdi kırk akıllı işin içinden çıkamıyor.

Durum yine bir Anadolu türküsünde dile getirildiği gibidir:
Ana beni bir çocuğa verdiler
Verdiler de vebalime girdiler!

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN