Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Mart 1, 2021
Zorluklara dayanmanın yolları…
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Hız ve haz çağı olarak tanımlanan postmodern dönemde yaşadıklarımız, insanoğlunun belki de en çok "çıkmaz sokak"la karşılaştığı bir zaman dilimi… Sosyal hayatta elde ettiği birtakım kazanımlar, bilim ve teknolojinin baş döndürücü şekilde terakki ettiği, sayısız buluşların insan hayatını kolaylaştırdığı, yirmi-otuz yıl önce bilim-kurgu filmlerinde seyrettiklerimizin bugün bizler tarafından bizzat yaşandığı bir dünyada, "insan artık eskiye oranla daha yalnız daha içine kapanık bir hale geldi" görüşünü dillendiriyor uzmanlar… Evet sosyologlar, toplumsal açıdan baktığında insan kitlelerinin neden bu kadar içine kapanık durum sergilediğini; psikologlar, tek tek bireyler üzerine yoğunlaştığında insan tekinin neden bu kadar benmerkezci ve egoist hale geldiğini sorgularken; psikiyatristler, insan benliğine sinmiş birtakım kötü ahlak özelliklerinin hangi zararlı besinlerle beslenerek onu bu kadar narsist ve sadist hale getirdiğini çözme çabasındalar…

Gerçekten hız ve hazzın tavan yaptığı bu çağ, insandan "sabırlı olma/sabretme/dayanma/direnme" gibi özellikleri aşındıra aşındıra yok etmeye çalışıyor dersek abartmış olmayız. Günlük yaşantıda etrafınıza bir bakınız. İnsanlarda tahammül de kalmamış, sabır denilen o yüce erdemin yansımaları da… Bir koşuşturmadır gidiyor. Psikiyatri uzmanları, sosyal psikologlar insana, "Dur da bir kendine bak!" telkinine yoğunlaştıkları eserler kaleme alıyor, aynı konuda konferanslar veriyorlar. Çünkü bu kadar hız, insan için ne sağlıklı ne de güvenli…

İnsanı yaratan, yaşatan, güçlü ve kuvvetli bir varlık haline getiren, ona akıl bahş eden, onu konuşma-anlatma-açıklama kabiliyetiyle donatan Yüce Yaradan, şu çağda da sahipsiz ve savunmasız bırakmaz elbet!.. Peki, O'nun bize sahip çıkışını, neleri çözüm yolu olarak sunduğunu nasıl bilecek, nereden öğreneceğiz? Son Elçisi ile gönderdiği ve Kıyamet'e kadar koruması altına aldığı Mukaddes Buyruğu Kur'an-ı Kerim ve o Son Elçi'nin yaşadığı örnek hayat ve sunduğu çözüm yollarıyla… İşte bu yazımızda hayatta karşılaştığımız zorlukları yenme hususunda bu iki kaynak rehberliğinde çözüm yollarını ele almaya çalışacağız.

ZORLUKLARA DAYANMA YOLLARI

Dünya hayatının tüm insanlar için çeşitli zorluklar taşıdığı bilinen bir gerçektir. 14 asır önce nâzil olan ayetlerdeki kapsayıcılık dikkat çekiyor: "And olsun ki, sizi bazen korku, bazen açlık çekmekle; bazen mallardan, bazen canlardan bazen de ürünlerinizden eksiltmekle; ama mutlaka bir şekilde sizi imtihan edeceğiz, sınayacağız…" (Bakara, 155)

Anlaşılan şu ki, psikolojik, biyolojik, sosyolojik, ekonomik… kısacası her yönden sınanabileceği hatırlatılıyor insana… Demek ki bu dünya hayatında daimi bir huzur ve sükun, sevinç ve mutluluk söz konusu değil. Mutlaka bir şekilde hayatımızın içinde sınavlardan birine/birkaçına rast gelmemiz kaçınılmaz. Bu kaçınılması imkansız hakikat ile tüm peygamberlerin, Allah'ın sevgili kullarının da muhatap olması ve sınanması, sıradan insanlar olan bizlerin de bir teselli kaynağı adeta…

Peki, bu sınavlardan birine ya da birkaçına muhatap olunca kişi nasıl bir çözüm yoluna başvurmalı?.. İşte bunu da bize Yüce Yaradan'ın gönderdiği elçiler, yaşadıkları hayat hikayeleriyle öğretmekteler… Bu bakımdan da Kur'an-ı Kerim, zengin bir kılavuz olarak duruyor önümüzde... Her bir peygamber adeta bizler için adeta "rol model" olarak sunulan ve muhtelif sınavlarda başarılı olan örnek şahsiyetlerdir. Hz. Adem'den Peygamber Efendimize kadar tüm peygamberlerin hayatları bu gözle bakılarak okunduğunda, bunlar insanlık adına nice dersler çıkarabileceğimiz kıssalar, bizler için de aynı zamanda nice hisselerle dolu hayat hikayelerdir…

Dilerseniz sadece Son Elçi Peygamber Efendimiz (sav) üzerine yoğunlaşarak "dünya sınavlarından birine ya da birkaçına muhatap olunca, kişi nasıl bir çözüm yoluna başvurmalı?" sorusuna cevap bulmaya çalışalım.

Ashab-ı Kiram, Peygamberimize bir şey ağır geldiğinde hemen namaza durarak Allah'a sığınıp O'ndan yardım istediğini bildirmektedir. Ancak namazda zamm-ı sure olarak okuduğu ayet-i kerime dikkat çekicidir. Çünkü bu ayet, Bakara suresinin 153. Ayetidir: "Ey müminler. Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüpheniz olmasın ki, Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir."

İlahi buyruk son derece manidardır!.. Allah'tan yardım talep etmenin yolu sabır ve namaz ikilisinden geçiyor. Ayetin içindeki "istiâne" kavramı hem sabrı istemek ve bu talebinde ısrarlı olmak; hem de namaz kılmak suretiyle kullukta ve isteğinde dâimî olmayı ifade etmektedir. Tıpkı geçmiş ümmetlerden bahseden ayetlerde, onların "Ey Rabbimiz! Üzerimize sabırlar yağdır! Bizi müslüman olarak can verenlerden eyle." (A'râf, 126) diye yakardıkları gibi…

Öte yandan Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) zor bir durumla karşılaşınca şu duayı ettiği bilinmektedir: "Allah'ım! Hiçbir şey Sen kolaylaştırmazsan kolay değil! Bütün zorluklar ancak Sen kolaylaştırırsan eğer, kolay gelir."

Allah Teâlâ'nın buyrukları ve Sevgili Peygamberimizden bize güzel bir kulluk hatırası olarak kalan bu davranış ve sözleriyle, karşılaştığımız zorlukları aşma hususunda sabır istemek, namazla bu talebi iletmek ve dua ile kolaylık niyazında bulunmak, hem bir güzel kulluk; hem de ruh ve beden sağlığı açısından son derece "doğru" tercihler olacaktır. Çünkü sınavsız geçmeyeceği belli olan bu hayatta başarılı olmanın bir yolu var ki, o da yukarıda zikrettiğimiz Bakara suresinin 155. Ayeti şu ifadeyle bildiriliyor: "(Ey Resûlüm!) Sen sabredenleri müjdele!..

Sağlık ve afiyet dileklerimle…

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN