Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Haziran 26, 2017
“Bu Dünyada Bir Yolcu Gibi Ol!..”

Değerli okuyucum.

Bayramın ikinci gününde de olsa, hepinizin bayramını tebrik ederim. Mevlamız, bu mübarek ayda kılınan namazları, tutulan oruçları, yapılan hayr u hasenatı ve işlenen bütün salih amelleri ahsen-i kabul ile makbul eylesin ve bizleri yeni bir Ramazan mevsimine sağlık ve afiyet içinde ulaştırsın inşaallah

Bir öneki yazımızda yolculuğa çıkarken dikkat etmemiz gereken hususları, Peygamberimiz'in (sav) tavsiyeleri çerçevesinde konu edinmiştik. Bugünkü yazımızda ise konuya "yolcu olmak ve yolculuk" açısından bakmaya devam edeceğiz.

Yazımızın başlığındaki bu tavsiye, Son Peygamber Hz. Muhammed (sav)'in çok değer verdiği genç sahabisi Hz. Abdullah'ın iki omzundan tutarak "Ey Abdullah! Diyerek başladığı nasihatinin arasında söylediği bir cümleydi.

Ona bazı tavsiyelerde bulunmuş ve sözlerini işte şu cümleyle bitirmişti: "Bu dünyada bir yolcu gibi ol!.."

İnsanın bu dünya hayatında kendini bir yolcu gibi düşünmesini tavsiye eden sevgili peygamberimiz acaba bu değerli sahabisi aracılığıyla biz ümmetine neler söylemek istemişti? Kur'an-ı Kerim'de Yüce Mevlamız, "Yeryüzünü gezin dolaşın da bakın geçmiş ümmetlerin hali nice olmuş" mealindeki ayetlerle biz kullarına seyahati, yolculuğu neden böylesine önemle tavsiye etmişti? Acaba, insanın Allah'ın rızasına nail olmak maksadıyla çıktığı kulluk yolculuğunu mutasavvıflar neden "seyr u süluk" olarak nitelendirmişlerdi? İşte sadece bu sorular bile konunun önemini ortaya koymaktadır.

"Seyahatten hoşlanmak" diye bir tabir vardır. Genellikle iş ilanlarında rastladığımız bu tabir, kişinin yolculuk etmekten keyif aldığını, yolculuğun ona bir eziyet, bir sıkıntı anlamına gelmediğini ifade eder. Gerçekte her insanın seyahatten hoşlanmasını beklemek doğru olmaz. Nitekim son çalışmalar, insanlarda farklı sekiz tür zekanın bulunduğunu ve bunlardan birinin de "dünyayı gezmekten, yeni şeyler keşfetmekten hoşlanan" zeka türü olduğunu ortaya koymaktadır. Söz konusu çalışmalar kaşiflerin ve seyyahların bu tür zekaya sahip olduğunu eklemektedir. O halde, herkesin seyahat ve yolculuk hadisesine bir kaşif, bir seyyah gibi bakmasını beklememek ve insanları bu durumdan dolayı da yadırgamamak gerekir. Bununla beraber, her bir müminin, mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de seyahatin tavsiye edildiği ayetleri iyi "okumak" ve "anlamak" vazifesi bulunduğunu; ve yine Hz. Peygamber (sav) Efendimizin sünnet-i seniyyesinde ve hadislerinde "seyahat" kavramının nasıl bir yer tuttuğunu, ümmeti olan bizlerin iyi "tahlil etmek" ve "yorumlamak" sorumluluğuna sahip olduğumuzu hatırlatmak durumundayız.

Kıymetli okuyucum.

Kur'an-ı Kerim'de seyahat ve yolculuk "seyh" ve "seyr" kelimeleriyle ifade edilmektedir. Seyahat eden kişi anlamındaki "Sâih" bazı ayetlerde geçtiği gibi, çok gezen kişi anlamındaki seyyah da dilimize bu şekilde intikal etmiştir. Şairin, "Seyyah olup şu alemi gezerim. Bir dost bulamadım gün akşam oldu" beytindeki ifadesi gibi…

Seyr kelimesi ise Allah Teala'nın emri olarak yansır ayetlere… "Sîrû fi'l-arz""Yeryüzünde gezin, dolaşın ve ibret alarak bakın bakalım, Allah'ın ayetlerini yalanlayanların akibetleri nasıl olmuş" (En'am, suresi, 11.ayet)

Sevgili Peygamberimizin, "seyahat ediniz sıhhat bulursunuz." tavsiyesi yanında, O'nun gençlik yıllarında bir uluslar arası tacir olarak yaptığı seyahatler de dikkatimizi çekmektedir. Son Peygamber'in mesleğinin "uluslar arası ticaret" olması, ümmeti için son derece önemlidir, kanaatindeyiz. Eğer O'nun bu özelliğini iyi tahlil edebilseydik, bugün uluslar arası ticaretin gerçek aktörlerinin Müslümanlar olması gerekirdi. Ama ne yazık ki, peygamberlik öncesi dönemde Bahreyn, Yemen ve Suriye gibi ülkelere kervanlar düzenleyen, deyim yerindeyse bir uluslararası ticaret organizasyonu yapan "el-Emin" sıfatlı tacir Muhammed (sav) Efendimizi, İslam ümmeti bu özelliğiyle iyi tahlil edemediği için bu konuda sahayı gayri Müslimlere teslim etmek zorunda kaldı yıllardır, asırlardır. Son yıllarda İslam ülkelerinde yeşeren Müslümanlar arası ticari bağlantılar çerçevesinde yapılan her tür faaliyetin, her tür seyahat ve yolculuğun, yirmibirinci yüzyılda yaşayan bir müminin peygamberine benzeme davranışı olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda, Endonezya gibi, nüfus yoğunluğu bakımından hatırı sayılır bir Müslüman ülkenin İslam diniyle tanışmasına, kumaş tacirlerinin vesile olduğunu, gemiye yüklediği kumaşlarıyla birlikte o adalara dürüstlüğünü de götüren ümmet-i Muhammed'in ne kadar önemli bir seyahat yaptığını sözlerime eklemek isterim.

Yazımızın sonunda, bir kez daha vurgulamak isteriz ki, her yönüyle bize "örnek kılınan" Sevgili Peygamberimizin (sav) yolculuğa çıkarken okuduğu "Sefer Duası" da her yolculuk öncesinde dilimizde dönüp durmalıdır. Bir önceki yazımızda zikrettiğimiz bu son derece anlamlı duayı ezberleyerek her defasında niyetimizi, ihlas ve samimiyetimizi de ekleyerek okumalıyız, her yolculuğa çıkışımızda…

Zira geniş bir şekilde tahlil etmemiz gereken bu duayı kısaca inceleyecek olursak, Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, çıktığı bu yolculukta Allah Teala'dan iyilik ve güzellikler yanında, kulluk şuuruna sahip olmayı istediği görülmektedir. Yolculuğun kolay geçmesini ve uzaklıkların yakınlaşmasını niyaz etmektedir. Yine, yolculuk süresince yanı başımızda yoldaşımız, geride bıraktığımız ailemiz için de görüp gözeten bir koruyucu olmasını dilemektedir Mevlamızdan... Nihayetinde bu anlamlı dua, umulmadık gelişmelerle karşılaşmaktan, yolculuğun zorluklarından ve sıkıntılarından, gerek yolculuk esnasında bizim, gerekse biz yokken ailemizin kötü gelişmelere muhatab olmasından Allah'a sığınarak son bulmaktadır. Bu duayı özümseyerek okuyan her bir mümin, gönül huzuruyla yolculuğa çıkacağı gibi, bu sığınma duygularıyla dolu bir müminin seyahati de umarız "ibretle bakılan" müşahedelere sahne olur.

Bayram dönüşünü yaşayacak bütün kardeşlerimize sağlık ve esenlik içinde geçirecekleri yolculuklar ve menzillerine salimen vasıl olmaları niyazıyla sağlıcakla kalınız efendim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN