Osmanlı'da bir Ramazan geleneği
Osmanlı'da Ramazan ayına has geleneklerden biri de tembihnamelerdi.
Sosyal bilimler açısından dünyada ilim âlemine yön veren hocaların hocası merhum Prof. Dr. Halil İnalcık, Almanya'nın Münih şehrinde katıldığı Bizantinistler kongresinde; Almanya'nın Bavyera Bölgesi Kardinali'nin, "Ayasofya'nın kubbesi üzerinde Hıristiyanlığın yıldızı parlayacak." ifadesi üzerine salondakiler tarafından dakikalarca ayakta alkışladığını anlatmıştı. Prof. Dr. Halil İnalcık, Batı'nın gizlediği yüzü ve amaçları hakkında Türkiye'yi şu sözlerle uyarmıştı: "İstanbul'u bugün hala Batı benimsemeye devam ediyor. Sizi uyarıyorum bir tarihçi olarak. Bütün bunlar bir oyundur. Batı hiçbir zaman vazgeçmedi."
Yeni Zelanda'daki cami saldırılarının ardından merhum Prof. Dr. Halil İnalcık'ın yıllar önce söylediği sözler akıllara geldi. "Sizi uyarıyorum bir tarihçi olarak. Bütün bunlar bir oyundur. Batı hiçbir zaman vazgeçmedi." şeklinde uyarıda bulunan İnalcık, 'Bizim devletimizin dışında ekonomik bir makam yaratmak istiyorlar.' ifadeleriyle Batı'nın ikiyüzlülüğüne ve bugüne dair mesajlar vermişti.
"Fatih çok geniş görüşlü bir insandı. Kendi topraklarında milyonarlarca Rum vardı ve bunların dinini öğrenmek istedi. Ben atalarımın tarihini temize çıkarmak misyonu ile çıktım. Benim hayatım bir vasıtadır, büyük bir fikri gerçekleştirmek için bir vasıtadır. Hayatımı bu misyona hizmet etmek için ayarladım. İstanbul'un tarihini yazdım." şeklinde konuşan İnalcık, bugüne dair uyarılarda bulunmuştu:
"İstanbul'u bugün hala Batı, Yunan benimsemeye devam ediyor. Sizi uyarıyorum bir tarihçi olarak. Bütün bunlar oyundur. Batı hiçbir zaman vazgeçmedi. 'Ayasofya'nın kubbesi üzerinde Hıristiyanlığın yıldızı parlayacak!' Bunu kim söyledi? Papa olacak olan Bavyera Kardinali. Bir Bizantinistler kongresinde söylemiştir bu sözleri. Bunu söylediği zaman bütün o sözde bilim adamları, Rumlar ayağa kalktılar, dakikalarca alkışladılar. Münih'te oldu bu olay 1958'de. Ben bunu unutmuyorum.
Dikkat edin, uyanık bulunmalıyız. Rusya bizi neden istila ediyordu. Çünkü Ortodoks Kilisesi İstanbul'dadır diyordu. Aynı anda bizim devletimizin dışında ekonomik bir makam yaratmak istiyorlar İstanbul'da. Bu büyük bir tehlikelidir. Ve açıkça bizi tehdit ediyor."
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan FİKRİYAT veya fikriyat.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Osmanlı'da Ramazan ayına has geleneklerden biri de tembihnamelerdi.
Dünya, 1992 senesinin 26 Şubat'ında, tarihin en kara gününe uyandı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından...
Günümüzde Tel Aviv olarak bilinen bölge 1909'dan evvel Yafa'ya bağlı boş bir toprak parçasıydı...
31 Aralık 1517 tarihinde Osmanlıların hakimiyetine giren Kudüs, asırlar süren istikrarsızlığın...
Milli Mücadele'de cesurca çarpışan Molla Mehmet Karayılan'ın kahramanlık hikayesine yakından...
Tarih boyunca kutsal olarak tanımlanan ve üç din için de büyük önem arz eden Kudüs şehrini...