Arama

İran'ın 'Bob DylanMohsen Namjoo

Dünyada ve ülkemizde birçok kişi tarafından ilgiyle takip edilen İran’ın "Bob Dylan"ı olarak gösterilen Mohsen Namjoo, sevenleri ile 5 Ağustos'ta Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde bir araya gelecek.

İran’ın ’Bob Dylan’ı Mohsen Namjoo
Yayınlanma Tarihi: 3.8.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 03.08.2018 18:47

The New York Times tarafından İran'ın "Bob Dylan"ı olarak gösterilen söz yazarı, şarkıcı, müzik eğitmeni ve setar çalgıcısı Namjoo, geleneksel İran müziğini, modern enstrümanlarla birleştirip farklı sentezler ortaya çıkardı. Eserlerinde Hz. Mevlana'dan, Ferîdüddîn-i Attâr'dan, Baba Tahir Üryan'dan, Sadi Şirazî'den, İran'dan ve Fars edebiyatından beslendi.

İran'ın "Bob Dylan"ı olarak gösterilen ve eserlerinde İran müziğini modern ezgilerle bir araya getiren sanatçı, 5 Ağustos'ta Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde sevenleriyle buluşacak.

Geleneksel yapıda bir aile içinde büyüyen Mohsen Namjoo'nun 2000'lerin başında yayınladığı şarkıları çok beğenildi ve Tahran'da konserler vermeye başladı. Yeraltı müzisyenlerine destek veren bir dergi tarafından ödülle taçlandırıldı. Temmuz 2009 tarihinde Şems isimli bir şarkısında Kur'an'dan alıntılar yaptığı ve İran yasalarına göre ayetlerin müzik eşliğinde söylenmesi yasak olduğu için Kur'an'ı karalama suçlaması ile beş yıl hapse mahkûm olmuştu...


MOHSEN NAMJOO KİMDİR?

Meşhed şehrinde dünyaya gelen Mohsen Namjoo geleneksel yapıda olan bir aile içinde büyüdü. Edebiyat ve müziğe olan ilgisi daha çocukluğunda başlayan sanatçının eğitim hayatı Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Mimarlık'la başlar fakat bunu tamamlamadan Berklee College of Music'e giderek burada müzik prodüksiyonu ve mühendisliği lisansı alır. Klasik, İran müziği ile ilgilendikten sonra kendi müziğini yapmaya başladı ve rock ve caz müziğini, modern yöntemlerle birleştiren tarzı İran'da çok ses getirdi. Bu çalışmaları bazı kesimler tarafından kabul görmeyen sanatçı bazı ambargolar ile karşı karşıya kalsa da sanatından vazgeçmedi. Eserlerinde Hafız'dan, Mevlana'dan, Ferîdüddîn-i Attâr'dan, Baba Tahir Üryan'dan, Sadi Şirazî'den ve Şems'den etkilendiği görülür.
İran müziğini süregelmişin aksine icra etmesi ve şarkılarının farklı tarzı nedeni ile üçüncü yılında üniversiteden kovulan Muhsin Namcu, üniversiteden atıldıktan sonra Tahran'da üç konser verdi.

2000'lerin başında, yayınladığı şarkılar beğenildi ve Tahran'da konserler verdi. Yer altı müzisyenlerine destek veren bir dergi tarafından ödülle taçlandırıldı.


HAPSE MAHKÛM OLMA HİKÂYESİ

Temmuz 2009 tarihinde Şems isimli bir şarkısında Kur'an'dan alıntılar yaptığı ve İran yasalarına göre ayetlerin müzik eşliğinde söylenmesi yasak olduğu için Kur'an'ı karalama suçlaması ile beş yıl hapse mahkûm oldu. İran'da halen Mohsen Namjoo albümlerinin satılması, çoğaltılması veya dinlenmesi yasaktır. Bu resmi olarak suçtur.

Namjoo gibi ender bulunan bir müzisyen için yaptığı müziğin niteliği nedeniyle verilen hapis cezası, İran dışında yaşamasını zorunlu hale getirdi. Bir konseri esnasında kendini dinlemeye gelen İranlı seyirciye neden İngilizce konuşmayı tercih ettiğini açıklarken söylediği "Farsça'yı unutuyorum" sözü hafızalarda iz bırakmıştır.

Mohsen Namjoo'nun en ses getiren eseri hiç şüphesiz Ey Sareban'dır. Farsça "donyâ-ye fânî" deyimi geçici dünya olarak çevrilir, bizim şarkılarımızda sıklıkla karşılaştığımız "fani dünya" tabiridir.

MOHSEN'İN TÜRKİYE İLE TANIŞMASI

Mohsen Türkiye'de ilk konserlerini 28 Ocak 2015'te Ankara'da ve 30 Ocak 2015'te ise İstanbul'da verdi. Türkiye'de büyük bir hayran kitlesine sahip olan Mohsen için bu iki konser yeterli gelmedi. Yılın son ayında 12-17-18-19 Aralık 2015'te Ankara, Bursa, İzmir ve İstanbul'da da dört konser verdi.

MODERN GELENEKSEL AĞITLAR VE DUALAR

Eserlerinde Hz. Mevlana'dan, Ferîdüddîn-i Attâr'dan, Baba Tahir Üryan'dan, Sadi Şirazî'den ve İran'dan ve Fars edebiyatından beslendi.

İran'dan birkaç isim vermek gerekirse Firdevsî, Ömer Hayyam, Sadi Şirazî, Hâfız-ı Şirazî, Nizami-yi Gencevî, E Ferîdüddîn-i Attâr, Molla Câmi, Hacu-yi Kirmanî, Selmân-ı Savecî, Baba Kemâl-i Hucendî bu kadim edebiyatın ustalarıdır…

"TÜRKİYE BENİM İKİNCİ EVİM"

İran asıllı müzisyen Namjoo Türkiye için 'ikinci evim' tabirini kullanır ve bunu şöyle ifade eder: "İran'ı terk ettim, Amerika'da yaşıyorum ama Türkiye benim ikinci evim. Gerçekten benim ikinci evim olacak, çünkü burada yaşayacağım."

Namjoo, bugünkü Ortadoğu coğrafyasında sözlerini kendisinin yazdığı "Jabre Jografiai" şarkısını söylemek istediğini şu cümlelerle ifade eder:

"Bu şarkı coğrafi çaresizliğimizi açıklıyor. 'Bir sabah uyandım ve yine Ortadoğu'da uyandım' diyen bir adam. 'Ayaklarından tavana asılmışsın, çaresizsin, her sabah kahvaltın çay ve sigara' diyorum. Ama dürüst olmam gerekirse, bu şarkı İran'dayken, İranlı bir adam olarak yazdığım bir şarkıydı. Eğer şu anki Ortadoğu'yla ilgili konuşacaksak, durum şu anda çok çok daha vahim. O zamandan çok daha üzücü durumda şu an Ortadoğu. Bazen bu durumda sanat yaptığınız için bile utanıyorsunuz."

MOHSEN NAMJOO YENİDEN İSTANBUL'DA

İran'ın "Bob Dylan"ı olarak gösterilen müzisyen Mohsen Namjoo, 5 Ağustos'ta Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde konser verecek. Eserlerinde İran müziğini modern ezgilerle bir araya getiren sanatçı, 5 Ağustos'ta Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde sevenleriyle buluşacak.

The New York Times tarafından İran'ın "Bob Dylan"ı olarak gösterilen söz yazarı, şarkıcı, müzik eğitmeni ve setar çalgıcısı Namjoo, geleneksel İran müziğini, modern enstrümanlarla birleştirip farklı sentezler ortaya çıkarıyor.


EDEBİYATTAN VE ŞİİRDEN BESLENEN MÜZİK

Namjoo'nun Hz. Mevlana'dan esinlenerek bestelediği şarkısı:

(Toranj (2007) albümündeki Talkhi Nakonad içerisinde progressive öğeler taşıyan bir şarkı)

"Nuh da sensin, ruh da sen. açılan da sensin, açan da sen. bana sırlar kapısında yarılıp açılan gönül de sensin, sen. nur da sensin, düğün-dernek de sen, yardım görüp üst olan devlet de sensin gagasıyla beni yaralayan tur dağındaki kuş da sen." (Mevlana Celaleddin Rumi)"

Esinlendiği şarkısı Toranj…

Dedi ki: Ben o dünyaya sığmayan turuncum.

Dedim: Turunçtan daha iyisin lakin ele geçirilmezsin.

Dedi ki: Sen nerelisin, zira perişan görünüyorsun.

Dedim: Ben tanıdık şehirden tanınmayan biriyim.

Dedi ki: Nasıl biri olduğun anlaşılmıyor, kimsin?

Dedim: Senin eşiğinde dilencilik mertebesindeyim.

Dedi ki: Gönül çelme işinde bizi nasıl bilirsin?

Dedim: Gönül çelme meclisinde gül harmanı gibisin.

Dedim: Zülfünün kokusu dünyamı kaybetmeme sebep oldu.

Dedi: Eğer bilirsen o sana rehber olur.

Dedim: Dudağının şarabı bizi arzudan öldürdü.

Dedi: Sen bağlılık göster, onda bağlılara sevgi görülür.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN