Allah Teala'nın bizi uyardığı 9 husus
Allah Teala sözlerin en yücesi olan Kur'an-ı Kerim'i sevgili Peygamberimize (SAV) nazil etmiş ve inananları iyi ve kötüye karşı bilgilendirmiştir. Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de bazı hususlarda Müslümanları uyarır. Bu uyarılar kulların yanlış yollara sapmamalarını sağlamak ve sırat-ı müstakim üzere kalmalarına vesile olmak maksatlıdır. Hayatımızı Allah Teala'nın istediği ölçüde düzenlemek için Allah Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de bizleri uyardığı 9 hususu araştırdık. İşte, Allah Teala'nın bizi uyardığı 9 husus...
▪ Rabbimizin insanlığa son vahyi olan Kur'an-ı Kerim, 114 sureden meydana geldiği gibi hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelen tek ilahî kitaptır. Allah Teala'nın bizi Kur'an-ı Kerim'de uyardığı 9 husus:
↪ ümitsizliğe kapılanlardan olma
↪ eli sıkı olma, ölçüsüzce eli açık da olma
↪ gafillerden olma
↪ cahillerden olma
↪ asla inkârcılara destek verme
↪ sakın müşriklerden olma
↪ hainlerden taraf olma
↪ sakın şüphelenenlerden olma
"Sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizliğe kapılanlardan olma! dediler."
Hicr Suresi 55. Ayet
Hicr Suresi 55. Ayet Tefsiri
▪ Hz. İbrâhim'e meleklerin gönderilmesi ve sonrasında gelişen olaylar Hûd sûresinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır (Hûd 11/69-83). Konunun burada tekrar özetle hatırlatılmasının sebebi ise az önceki âyetlerde bahsedilen Allah Teâlâ'nın rahmetinin genişliğine ve azabının şiddetli olduğuna tarihten birer örnek göstererek insanların ibret almalarını, buna göre hareket etmelerini sağlamaktır. Konumuz olan âyetlerde, Allah'ın rahmetinin, gerektiğinde biz insanlara olağan üstü gelecek derecedeki genişliğine bir örnek olmak üzere sevdiği kullarından olup, "dost" (halîl) diye nitelediği (en-Nisâ 4/125) Hz. İbrâhim'e meleklerden insan görünümünde misafirler göndererek ona "bilgili bir çocuk" müjdelemesinden söz edilmektedir.
TEFSİRİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
"Şayet sana indirdiklerimizden şüphen varsa, senden önce kitabı okuyanlara sor. Rabbinden sana gelen, gerçeğin ta kendisidir, sakın şüphelenenlerden olma!"
Yûnus Suresi 94. Ayet
Yûnus Suresi 94. Ayet Tefsiri
▪ Burada kime hitap edildiği hususunda birçok yorum yapılmıştır (Râzî, XVII, 160-162). Hz. Peygamber'e hitap edildiğini kabul edenler, âyetin devamındaki ifadelerden onun Allah'ın âyetlerini yalan sayanlardan olabileceği ve bu hususta uyarıldığı gibi sakıncalı bir sonucun çıkacağını dikkate alarak, bunu Türkçe'deki "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!" şeklinde ifade edilen ve Arapça'da "ta'rîz" adıyla bilinen üslûp çerçevesinde düşünmek gerektiği veya Resûlullah'ın çevresindeki inkârcılara böyle söylemesinin istendiği gibi izahlar yapmışlardır.
"İnsanlar arasında Allah'ın sana gösterdiğine göre hükmedesin diye hakkı içeren kitabı sana indirdik; hainlerden taraf olma!"
Nisâ Suresi 105. Ayet
Nisâ Suresi 105. Ayet Tefsiri
▪ Bu on âyette insanların arasında meydana gelen anlaşmazlıklar, davalar, tartışmalar karşısında Hz. Peygamber'in ve daha ziyade onun şahsında ümmetinin takınması gereken tavır, oynaması gereken rol ve uygulaması gereken muamele şekli açıklanmaktadır. Pek azı müstesna olmak üzere özel bir hadise üzerine gelmiş bulunan bu âyetlerin hedefi, sadece o hadiseyi açıklamak ve hükmünü ortaya koymak değil, bu münasebetle müslümanlara, kıyamete kadar uyacakları kaideleri –detaylı veya çerçeve hükümler olarak– açıklamaktır.
"Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, alçak sesle sabah akşam rabbini zikret, gafillerden olma!"
A'râf Suresi 205. Ayet
A'râf Suresi 205. Ayet Tefsiri
▪ Bir önceki âyette Kur'ân-ı Kerîm'i dinleme âdâbından söz edildikten sonra burada da zikir âdâbı özetlenmektedir. Sözlükte "bir şeyi kalple veya dil ile anma, hatırlama, akılda tutma" anlamına gelen zikir kelimesi, dinî bir terim olarak "Allah'ı anmak, hatırlamak, dilde ve gönülde tutmak, O'nu unutmamak, gaflet halinde olmamak" mânasında kullanılır; daha özel olarak Allah ismini ve esmâ-i hüsnâyı, "lâ ilâhe illallah" gibi diğer dinî ifade kalıplarını dilde tekrar etmeye de zikir denir. Tarikat ehlinin Allah'ın isimleriyle dinî mahiyetteki başka bazı kelime ve ibareleri belli zamanlarda ve belli sayılarda düzenli olarak dilde tekrar etmeleri de zikir kelimesiyle ifade edilir. Fakat Kur'ân-ı Kerîm'de (Ra'd 13/28; Nûr 24/37) ve hadislerde (Tirmizî, "Du'â", 4-8; İbn Mâce, "Edeb", 53) zikir, genellikle herhangi bir zaman veya sayı belirlemeksizin, müminin dilinde Allah ismini ve zihninde Allah bilincini daima canlı tutmasını ve bu bilinçle yaşamasını ifade eder.