Arama

  • Anasayfa
  • İslam
  • Hz. Peygamber nasıl vefat etti? Peygamberimizin vefatını haber veren sure...

Hz. Peygamber nasıl vefat etti? Peygamberimizin vefatını haber veren sure...

Alemlere rahmet olarak gönderilen ve ademoğlunun en mütakamil örneği olan Resulullah (sav) Safer ayında baş gösteren yoğun rahatsızlığının sonunda vefat etmişti. Vefatından önce sağlıksal açıdan oldukça zor bir süreç geçiren Alemlerin Efendisi Hz. Muhammed (sav) hayatının her aşamasında olduğu gibi hastalığı ve ölüme hazırlık sürecinde de Müslümanlara örneklik teşkil edilmişti. Bu sebeple her yıl, O'nun (sav) doğumunun kutlandığı gibi vefatınında hatırlanması önem teşkil etmektedir.

Hz. Peygamber nasıl vefat etti? Peygamberimizin vefatını haber veren sure...
Yayınlanma Tarihi: 16.9.2021 12:19:07 Güncelleme Tarihi: 19.09.2021 11:43
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Resulullah (sav) Mekke'nin fethi ve Veda Haccı'ndan sonra vefatının yaklaştığını hissetmiş olsa gerek daha önce yapmadığı bazı uygulamaları yerine getirmeye başlamış ya da bazı alışkanlıklarını daha sık tekrar eder olmuştu.

PEYGAMBERİMİZİN (SAV) VEFATINI HABER VEREN SURE

Resulullah'ın (sav) artık Allahu Teala'ya ulaşacağının en büyük iki habercisi, son Ramazan ayında Cebrail ile Kur'an'ı baştan sona iki kez mukabele etmesi ve Veda Haccı esnasında Maide suresinin 3. ayet-i kerimesinin nazil olmasıdır. Nitekim bunu kendisi (sav) de şu şekilde ifade etmektedir:

"Cebrail, her sene bana Kur'ân'ı arz ederdi. Bu sene iki defa arz etti. Bunu ecelimin yaklaşmasına bağlıyorum." (Buharî, "Fedâilü'l-Kur'an", 7.)

Söz konusu ayetin meali ise şu şekildedir:

"Bugün dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'a razı oldum" (el-Mâide 5/3)

(x) Mâide suresi 3. ayetin tefsiri 📕 ve meali🔊
(x)İshak Danış'ın kıraatinden Mâide suresini dinlemek için tıklayın🔊

Ayetten de anlaşıldığı üzere artık İslam dini ve Kur'an ayetlerinin tamamlanması Resulullah'ın (sav) bu fani dünyada görevinin tamamlandığını ve yolculuk vaktinin yaklaştığının habercisidir.

Bu sebeple Resulullah'ın (sav) Müslümanlarla yaptığı ilk ve son hac ziyaretinde hacıların arasında gezinirken şöyle demekteydi:

"Haccınızı benden öğrenin. Zira bilmiyorum, belki de bu haccımdan sonra bir daha haccedemem". (İbn Mâce, "Menâsik", 76.)

Hz. Muhammed (sav), Zilhicce ayında eda ettiği Veda Haccı'ndan sonra Medine'ye dönmüş ancak meşakatli bir ibadet olan hac vazifesini yerine getirmesi ve uzun süre seferi halde kaldığı için bitap düşmüştü.

Bir süredir vefat halini üzerinde hisseden Resulullah (sav) rahatsızlanmasının üzerine tesbih ve istiğfarı normal zamanlara kıyasla artırmış ve sık sık Baki mezarlığına gitmeye başlamıştı. Hatta, sekiz yılın ardından ilk defa Uhud şehitliğini ziyaret etmişti.

Hz. Muhammed (sav), kabristanlara girince sesli bir şekilde mezar ehline şöyle seslenmekteydi:

"Selam size ey müminler diyarı! Sizler, bizden önce gitmiş bulunuyorsunuz. Allah, size ve bize vaat edilenleri yerine getirdi. İnşallah biz de size katılacağız. Allah'ım, onların ecirlerinden bizi mahrum etme ve onlardan sonra bizleri fitnelere uğratma!" (Şamî, XII, 234.)

Hz. Muhammed (sav), Baki mezarlığından döndüğü bir gün, şiddetli bir baş ağrısına yaklanmıştı. Hicretin 11. senesinde Safer ayının son günü Çarşamba sabahı başlayan bu rahatsızlığa, ilerleyen günlerde şiddetli ateş ve vücut ağrıları eklenmiş, 12 Rebiülevvel pazartesi günü Resûlullah'ın vefatıyla sonuçlanmıştır. Dolayısıyla alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (sav) yaklaşık iki hafta ölüm hastalığı hali yaşamıştır.

Oldukça rahatsız olan Hz. Muhammed (sav), son günlerde artık desteksiz yürüyemez hale gelmişti. Yine de çevresindekileri üzmek istememesi sebebiyle eşlerinin ziyaretlerine aynı ihtimamı göstermeye devam etmiş ancak hareket edemeyecek halde olsa gerek hanımı Hz. Meymune'nin odasında yedi gün kalmıştır. Daha sonra kendisinin ricası üzerine, diğer hanımlarından da izin alınmak suretiyle Hz. Aişe'nin odasına taşınmış ve ömrünün kalan günlerini orada geçirmiştir. Hz. Aişe'nin odasına pazartesi günü getirildiği ve sonraki pazartesi vefat ettiği nakledilir.

PEYGAMBERİMİZİN (SAV) SON GÜNLERİ

Resulullah (sav) çok şiddetli ağrılar yaşıyor ve yüksek ateş geçiriyordu. Öyle ki ziyaretine gelen sahabiler O'nun (sav) acılar içinde kıvrandığını açık bir şekilde gözlemleyebiliyordu. Hatta hararetinin yüksekliğinden vücuduna dokunmakta zorluk çekiyorlardı.

Hastalığının hafifletilmesi için Allah'a dua etmesi istendiğinde ise şöyle demekteydi:

''İnsanların en ağır belaya uğrayanları peygamberlerdir. Sonra onları takip edenlerdir, buyurdu." (Ahmed b. Hanbel, XLV, 10 (27079).)

PEYGAMBERİMİZİN VEFAT ETMEDEN ÖNCEKİ HASTALIĞI NEYDİ?

Resulullah'ın (sav) hastalığının adı hakkında farklı rivayetler zikredilsede tam olarak ne olduğu ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Hastalığının yaklaşık onuncu gününde Peygamberimizin artık namaz kıldıracak tâkati kalmamıştı. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir, Hz. Muhammed'in (sav) vefatından önce Müslümanlara 17 vakit namaz kıldırdı.

Cematin namazda olduğu bir gün kısa süreliğine iyileşen Hz. Peygamber (sav), sonra yeniden ağırlaştı. Resulullah (sav) Rebiülevvel ayının 12. günü Medine'ye hicret etmesinin onuncu yıl dönümünde, eşi Hz. Aişe'nin odasında 63 yaşındayken Refik-i Ala'ya kavuştu...

Hz. Aişe (r.anh) Resulullah'ın vefat anını şu şekilde anlatmaktadır:

"Resûlullah'ın önünde, içinde su bulunan deriden yapılmış bir çanak yahut ahşap bir bardak vardı. Elini bu kaba daldırıyor, sonra elini yüzüne sürüp ıslatıyor ve 'Lâ ilâhe illallah, doğrusu ölümün sekerâtı vardır!' diyordu. Ardından sağ elini kaldırdı ve şöyle demeye başladı: 'Allah'ım, beni Refîk-i A'lâ'ya ulaştır!' Sonra birden eli suya düştü." (Buharî, "Meğazî", 83.)

Vefat haberinin ardından Medine'de büyük bir yas yaşanmıştır. Haberi alır almaz odasına giren Hz. Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) yüzündeki örtüyü açıp gözyaşları içinde "Anam babam sana feda olsun! Hayattayken çok güzeldin, ölüyken de çok güzelsin" dediği nakledilmektedir.

Resulullah vefat ettiğinde, üzerine henüz ihtiyarlık çökmemiş, saçı ve sakalındaki sayılı bazı teller dışında beyazlamamıştı.

Allah'ın salât ve selamı O'nun üzerine olsun...

FİKRİYAT
SÜMEYYE ALI JABER

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN