Arama

500 yıllık değer: Emanet-i Mübareke

Mukaddes Emanetler, Peygamber Efendimize (sav) ve diğer bazı peygamberlere, sahabe ve İslam büyüklerine ait eşyalardır. Önemli bir kısmı Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethi sırasında ve daha sonra oradan getirilenlerden oluşur. 504 yıl önce bugün  Kutsal Emanetler Mısır'dan İstanbula getirildi. Genç yazar Ahmet Akif Albayrak, Fikriyat’taki ikinci yazısında asırlar öncesinden gelen ve nesiller boyunca büyük bir titizlikle korunan aziz emanetler hakkında bilinmesi gerekenleri araştırdı.

500 yıllık değer: Emanet-i Mübareke
Yayınlanma Tarihi: 5.7.2021 15:07:55 Güncelleme Tarihi: 05.07.2021 16:27

KUTSAL EMANETLER NEDİR?

504 yıl önce bugün Kutsal Emanetler Mısır'dan İstanbula getirildi. Kutsal Emanetler, Hz. Muhammed'den (sav) bu yana O'nun, sahabenin ve bazı başka peygamberlerin eşyalarına verilen addır. Bu eşyalar İslam'da kutsal kabul edilir. Şu anda ise bu emanetler, Topkapı Sarayı'nın "Hırka-i Saadet Dairesi" olarak adlandırılan bölümde yer alır. Bu emanetlerin 605 adedi Mukaddes Emanetler Dairesi'nde bazıları da hazine, silâh, kumaş ve kütüphane bölümlerinde bulunmaktadır. Kutsal emanetlere aynı zamanda "Emanet-i Mübareke" de denir.

KUTSAL EMANETLERİN ÖNEMİ NEDİR?

İslam'da çok önemli bir yeri olan Kutsal Emanetler, Topkapı Sarayı'na gelmeleriyle çok büyük bir ilgi görmüş ve çok özenli bir şekilde korunmuşlardır. Hz. Peygamber'e (sav) ait olan veya onun tarafından kullanılan eşyayı sahâbîler ve ardından gelen nesillerde büyük bir titizlikle korumuşlardır. Sahâbîler, Resûl-i Ekrem'in kullandığı kendisine ait olmayan eşyayı da muhafaza etmiştir. Bunun bir örneği, Ömer b. Abdülazîz'in koruduğu eşya arasında bulunduğu sanılan bu su tasıdır.

Bir gün Hz. Peygamber (sav) Benî Sâide gölgeliğinde otururken on beş yaşındaki Sehl b. Sa'd'dan su istemiş, Sehl de ona su verdiği ağaç tası saklayıp daha sonra bunu kendisinden isteyen Ömer b. Abdülazîz'e hediye etmiştir (Buhârî, "Eşribe", 30; Müslim, "Eşribe", 88).

Sakifetü Benî Sâide gölgeliği: Sözlükte "gölgelik, çardak" anlamına gelen Sakife kelimesi, Medine'de İslâm öncesinden beri kabile mensuplarının hurma kurutmak gibi işlerde ortaklaşa kullandıkları ve toplantılar için bir araya geldikleri mekânları ifade eder.

Sehl b. Sa'd: Medine'de en son vefat eden Ensar-ı kiramın büyüklerinden. Ensar'ın Hazrec kabilesi kolundandır. Künyesi; Ebü'l-Abbâs, Ebû Mâlih Ebû Yahyâ'dır. Nesebi (silsilesi), Sehl bin Sa'd bin Mâlik bin Hâlid bin Salebe bin Harise bin Âmr bin Hazrec bin Sâide bin Ka'b bin Hazrec'dir. Babasının ismi Sa'd bin Mâlik olup, hicretten önce müslüman olmuştur.

Ömer b. Abdülazîz: 61'de (680) Medine'de doğdu. Babası Mısır Valisi Abdülazîz b. Mervân, annesi Hz. Ömer'in torunu Ümmü Âsım'dır. Çocukluğunun ilk yıllarını Medine'de dayılarının yanında geçirdi. Babası, küçük yaşta Kur'an'ı ezberleyen Ömer'i Medine'nin tanınmış âlimlerinden Sâlih b. Keysân'a emanet etti.

Sahabenin kutsal emanetlere verdiği bu büyük önemi, bizim de titizlikle vermemiz gerekiyor. Çünkü bu emanetlerin sorumluluğu bizim üzerimizde ve bizim de atalarımızın verdiği değer gibi değer vermemiz ve korumamız gerekiyor, Kutsal Emanetleri…

KUTSAL EMANETLER NEREDEN VE NASIL GETİRİLMİŞTİR?

*Benzersiz bir dini törenle Yavuz Sultan Selim'e takdim edilen Kutsal Emanetler'den bazıları, Osmanlı ordusunun bekçiliğinde ve Kur'an-ı Kerim okunarak, İstanbul'a getirilmiştir.

1507 yılında birçok Kutsal emanet Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır seferinden sonra İstanbul'a getirilmiştir. Kutsal emanetlerin birçoğunu Yavuz Sultan Selim getirse de sayıları zaman geçtikçe artmıştır.

Kutsal Emanetler önceleri Topkapı Sarayı'nın Harem, Hazine gibi kısımlarında korunmuş, daha sonra ise Hırka-i Saadet Dairesi'nde muhafaza edilmişlerdir.

Dediğim gibi bu eserlerin İstanbul'a gelmesi yalnızca Yavuz Sultan Selim ile kalmamıştır, birçok farklı Osmanlı padişahı kazandıkları seferlerden aldıkları bu parçaları, İstanbul'a getirmiş ve emanetlerin sayısını artırmıştır.

Yavuz Sultan Selim: 875'te (1470) babası II. Bayezid'in sancak beyi olarak bulunduğu Amasya'da doğdu. 9. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, 1510 yılına kadar Trabzon sancak beyliği yaptı. Şehzade Selim, kardeşi Ahmed'i tahta geçirmeye hazırlandığını öğrendiği babasının ordusuyla karşı karşıya geldi. Bu sırada İstanbul'da yeniçeriler Şehzade Ahmed'i istemediklerini ve Selim'i desteklediklerini ilan etti. Bazı vezir ve paşaların da baskısı sonucu 2. Bayezid, tahtından Selim lehine feragat etmek zorunda kaldı. Böylece Şehzade Selim, 24 Nisan 1512'de 9. Osmanlı hükümdarı olarak tahta çıktı. Ve tahta çıktıktan sonra da Osmanlı Devleti'nin tarihine "en çok toprak alan padişah" olarak geçti.

KUTSAL EMANETLER NEREDEDİR? ZİYARET ETMEK MÜMKÜN MÜDÜR?

Ayrıca bu kadar değerli bir şehir olan İstanbul'un bu emanetlerle çok daha değerli bir yer haline geldiğini de söyleyebiliriz. Kutsal Emanetler İstanbul'a geldiğinden beri 500 yıldır çok güzel bir şekilde muhafaza edilmiştir. Ayrıca bu emanetleri görmek ve ziyaret etmek de mümkündür. Topkapı Sarayı'nda insanlara açık bir şekilde sergilenmektedir. Bu sayede Topkapı Sarayı'nın açık olduğu her gün Kutsal Emanetleri ziyarete gidebilirsiniz.

Nasıl gidilir?

KUTSAL EMANETLER NELERDİR?

Kutsal Emanetler'e; Hz. Muhammed'in hırkası, sakalı, Uhud Savaşı'nda kırılan dişinin saklandığı mahfaza, ayak izi, mektupları, oku ve kılıcı, su içtiği kabı, Hz. İbrahim'in tenceresi, Hz. Musa'nın asası, Hz. Davud, Hz. Ali, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in kılıcı, Hz. Yusuf'un cübbesi, Hz. Yahya'nın kol roliği ve mahfazası, Hz. Fatma'ya ait gömlek, hırka, seccade ve sandık gibi Peygamber asrının kokusunu ve bereketini bugüne taşıyan yüzlerce emanet örnek olarak verilebilir.

KUTSAL EMANETLERDEN BİRKAÇI

Halen müzede korunan ve bir kısmı sergilenen Mukaddes Emanetler'den birkaçını yakından tanıyalım:

Hırka-i Saadet: Resûl-i Ekrem'in ashabından Kâ'b b. Züheyr'e hediye ettiği hırka olup bugün Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir.

Dendân-ı Saadet: Türk-İslâm kültüründe "dendân-ı saâdet, dendân-ı şerif" diye anılan bu kırık diş parçasının mahfazası Kutsal Emanetlerden bir tanesidir.

Sancak-ı Şerîf: Bugün Topkapı Sarayı'nda Kutsal Emanetler arasında bulunan Hz. Muhammed'e ait sancak, Âlem-i nebi, Âlem-i şerif, Liva-i saadet, Liva-i şerif isimleriyle de anılır.

Sakal-ı Şerif: Sûl-i Ekrem'in saç ve sakalından günümüze ulaşan teller İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Mukaddes Emanetler Dairesi ile dünyanın çeşitli yerlerindeki cami ve evlerde "lihye-i saâdet, lihye-i şerif, sakal-ı şerif" adı altında muhafaza edilmektedir.

Mühr-ü Saadet: Mühr-i Saâdet, Hz. Muhammed'in (a.s.) mührüdür. İlk halifeler tarafından kullanılmıştır. Hz. Osman (r.a.) tarafından kaybedilen mühür, orijinaline uygun olarak yeniden yapılmıştır. Bağdat'ta ele geçirilen mühür daha sonra İstanbul'a getirilmiştir.

TOPKAPI SARAYI…

Topkapı Sarayı; Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra 1460 yılında yapılmaya başlanmış ve 1478 yılında da tamamlanmıştır. Saray, İstanbul Boğazı ve Haliç arasında, İstanbul yarımadasının ucundaki Sarayburnu'nda yer alan Doğu Roma yerleşkesinin üzerinde 700.000 metrekarelik bir arazi üzerine inşa edilmiştir.

Fatih Sultan Mehmet başta olmak üzere Sultan Abdülmecid'e kadar dört yüz yıl imparatorluğun; eğitim, idare ve sanat merkezi olan Topkapı Sarayı, yapılış gününden itibaren günümüze kadar önemini korumayı başarmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra müze halini alan Topkapı Sarayı içinde, başta bahsettiğimiz Kutsal Emanetler olmak üzere birçok önemli esere ev sahipliği yapmaktadır.

Fatih Sultan Mehmet: Fatih Sultan Mehmed, 30 Mart 1432'de, o dönemde Osmanlı Devleti'nin başkenti olan Edirne'de, II. Murad'ın Hüma Hatun'dan olan oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Sultan İkinci Murad'dır. 12 yaşında Osmanlı tahtına çıkan Fatih Sultan Mehmet, Edirne'ye gelir gelmez, babası ile anlaşma imzalayan Avrupalı Hristiyan devletlerin, haçlı seferiyle karşılaştı. Fatih Sultan Mehmed 1481 yılına kadar hükümdarlık yaptı ve bizzat 25 sefere katıldı. Sınırları Tuna'dan Kızılırmak'a kadar genişleyen Devletinin başşehri olarak İstanbul'u almak ve Hz. Peygamber'in övgüsüne mazhar olmak en büyük ideali idi Fatih Sultan Mehmed'in…

Sultan Abdülmecid: Babası II. Mahmud, annesi Bezmiâlem Vâlide Sultan'dır. 25 Nisan 1823'te İstanbul'da doğdu. Tahsil ve terbiyesine itina edilerek zamanın icaplarına göre, tıpkı Avrupalı bir prens gibi yetiştirildi. 1 Temmuz 1839'da babasının ölümü üzerine, on yedi yaşında iken tahta geçti.

TOPKAPI SARAYI BÖLÜMLERİ…

Topkapı Sarayı'nın bölümleri 4 avlu ve 1 haremden oluşmaktadır. Saray, hizmet bölümü Birun ve iç örgütlenme yapılarını kapsayan Enderun olmak üzere 2 ana bölüme ayrılmıştır.

Ahmet Akif Albayrak

Kaynakça:

https://islamansiklopedisi.org.tr/
http://istanbul.gov.tr/istanbulun-muzeleri-topkapi-sarayi

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN