500 yıllık gelenek Ramazan pidesi nasıl yapılır? Ramazan pidesinin tarihi
Osmanlı döneminde Ramazan aylarında iftarlarını geç açma pahasına bile olsa, özel pide yaptırmak isteyenlerin fırın önünde beklediklerini biliyor muydunuz? Ya da pide yaptırmaya giderken taze yumurta, çörek otu ve susamı da beraberinde götürdüklerini? 500 yıllık gelenek Ramazan pidesi nasıl yapılır? Ramazan pidesinin tarihi nedir? Ramazan pidesi yaparken nelere dikkat edilmeli? Ramazan pidesinin geç bayatlaması için neler yapılması gerekir? Sizler için Osmanlı mirası Ramazan pidesinin tarihi serüvenini derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Özellikle Osmanlı döneminde Ramazan aylarında iftarlarını geç açma pahasına bile olsalar, özel pide yaptırabilmek uğruna fırın önünde beklenirdi. Bu meraklılar, pide yaptırmaya giderlerken ellerinde taze yumurta, çörek otu ve susamını da götürürler, malzemeleri kendi gözleri önünde pidelerinin üzerine sürdürürlerdi.
Tüm yıl boyunca kokusu ve lezzeti ile hasreti çekilen Ramazan pideleri sofraların vazgeçilmezi unvanını korumaya devam ediyor. Pitta, pita, pida gibi farklı telaffuzlarla da olsa, Hindistan'dan Adriyatik'e kadar uzanan geniş bir coğrafyada 'pide' hükümranlığını kurmuş. Uzak Asya'dan Anadolu'ya kadar düz ekmek veya sac ekmeğinin çeşitleri saymakla bitmez.
Anadolu'da ise pidenin bin bir türlüsü mevcuttur. Kayseri'nin etli, tahinli pidesi, Kastamonu'nun kır pidesi, Uzungöl'ün, Karadeniz'in açık veya kapalı pideleri, Konya'nın etli ekmeği, Ege'nin meşhur pideleri, fırıncılığın bu topraklardaki benzersiz ürünlerini oluşturur. Aslında pide, fazla kabarmayan, düz bir görünüşü olan, gerek sac üzerinde gerekse tandırda pişen bir çeşit ekmektir. Fakat yukarıda söz edilen bu pide türlerinin dışında, yapısı ve lezzeti itibari ile hepsinden farklı olan Ramazan pidesi, sadece Ramazan için hazırlanır.
Seyahatname içerisinde Evliya Çelebi için Ramazan ayının ayrı bir önemi var. Evliya Çelebi, Osmanlı Devleti'nde Ramazan'ın gelişini birçok şehirde anlatmış. Evliya Çelebi'ye göre Bursa'da Ramazan'ın gelişi, Uludağ'ın köşesinde yer alan Bakacak bölgesinden (Evliya Çelebi burayı fil hortumuna benzetiyor) takip edilir, Ramazan ayına girildiğini müjdeleyen hilal görülünce ateş yakılır ve şehre haber verilir, şehirde de top atışları başlarmış. Aynı şekilde notları arasında donanmanın da hilali görünce top atışı yaptığını yazmış.
Evliya Çelebi'ye göre Ramazan aylarında şehirlerde binlerce fişek atılır. Terk edilmiş yüksek kalelerde bile bu mübarek ayın gelişini haber verip müjdelemek için siyah barutlar saklanır; her yerde kandiller yanar, etraf ışıl ışıl aydınlatılırmış. Ramazan pidesi ise üstü çörek otu, badem, safran, haşhaş gibi şeyler dökülerek kaplanmış; beyaz undan katık olarak anlatılır.