Türklerin Anadolu’ya gelişine dair 10 soru 10 cevap
Türklerin Anadolu'ya gelişi, hem kendi tarihimiz hem de dünya tarihi açısından önemli dönüm noktalarından biridir. 1071 yılında gerçekleşen Malazgirt Savaşı'nın ardından Bizans ordusu dağıldı; Türkler bu zaferin ardından Anadolu içlerine gelerek, Ege ve Marmara kıyılarına kadar ilerlediler. Peki, Türklerin anayurtlarından ayrılmalarına sebep olan olaylar nelerdi? Anadolu'ya neden ve ne zaman geldiler? Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt nasıl fethedildi ve savaşın ardından bölgeye ne kadar Türk yerleşti?
Önceki Resimler için Tıklayınız
1048'deki Hasankale zaferinden sonra Anadolu'da yayılmaya başlayan Türkmen kitleleri, 1059'da Sivas ve Malatya'yı ele geçirdiler. 1064'te Alparslan, Kars'ı fethetti. 1067'ye gelindiğinde Kayseri, Niksar ve Konya fethedilmişti. Afşin Bey, 1068'de Anadolu'yu boydan boya geçerek, İstanbul Boğazı'na kadar geldi.
Türkmenler Anadolu'nun doğu ve orta kısımlarına yayılmışlarsa da burası henüz onlar için emin bir yurt değildi. Zira Türkmenlerin düzenli Bizans ordularına karşı mücadele edecek güçleri yoktu. Bu nedenle Kafkaslara çekilmek zorunda kalıyorlardı. 26 Ağustos 1071'de kazanılan Malazgirt zaferi Bizans ordusunu ve mukavemetini çökertti ve Anadolu'nun kapılarını sonuna kadar Türkmenlere açtı. Bizans'ın yediği bu büyük darbe Türkmenlerin Anadolu'ya sel halinde dolmalarını sağladı.
9. yüzyılın ortalarından itibaren Türkler, Anadolu'da yerleşmeye başlamışlardı. Asıl yerleşme ise Malazgirt savaşıyla oldu. Malazgirt'ten sonra Anadolu ile Türkistan arasında bir göç kanalı oluştu. Türkmenler, büyük kitleler halinde Anadolu'ya gelmeye başladılar. Ancak ne kadar Türk'ün geldiği tam olarak bilinemiyor. Claude Cahen'e göre ilk başta gelenlerin çok gelişi bir anda olmamış birkaç yüzyıl sürmüştür.
Cahen, ilk göç dalgasının büyük miktarda olmadığını söylemiştir. Anadolu'ya Türkmen dalgalarından birisi 13. yüzyılda Türkistan'ın Moğol istilasına uğramasından sonra gerçekleşti. Türkmenller, Anadolu'ya her zaman direkt olarak gelmediler. Bir kısmı Azerbaycan, Irak ve Suriye'ye gidip, bir müddet oralarda kaldıktan sonra Anadolu'ya geçmişlerdi. Türkmenler'in göçe 16. yüzyılda Safevi Devleti'nin kurulmasına kadar devam etti. Safeviler zamanında Türkistan ile Anadolu arasındaki bu göç kanalı kapandı.
Anadolu'ya gelen Türkler'in büyük bir kısmı göçebedir. Ancak göçebe Türkler'in yanı sıra önemli sayılabilecek miktarda yarı yerleşik ve tam yerleşik yaşayışta bulunan Türkler de gelmiştir. Divan-ı Lügat-it Türk'teki yerleşik hayatla ilgili kelimeler ile Türkiye Türkçesindekiler karşılaştırıldığında birçoğunun aynı olduğu görülür. Faruk Sümer, göçebe Türkmenlerin haricinde birçok aydın, sanatkâr ve tüccarın da Anadolu'ya geldiğini belirtir. Anadolu'ya asıl yerleşik nüfus 13. yüzyılda Moğol istilası sonucu Türkistan'daki şehirlerin tahrip edilmesi üzerine gelmiştir.
Türkmenler, Anadolu'ya gelirken çadırlarını, yetiştirdikleri hayvanlarını, göçebe ve şehirli yaşayışa ait kültürlerini, silah, kıyafet ve edebi değerlerini de beraberlerinde getirdiler.
Malazgirt'ten sonra Türklerin akın akın Anadolu'ya gelmeleri sonucu Avrupa'da burası Türkiye diye anılmaya başlandı. Faruk Sümer, 1085'ten itibaren Avrupalıların Anadolu'ya Türkiye demeye başladıklarını belirtir. Friedrich Barbarossa'nın Haçlı seferinden itibaren Batılı yazarlar Anadolu'dan, Türk hâkimiyetine giren hiçbir ülkeye vermedikleri bir adla Turchia/Turquie (Türkiye) diye söz etmeye başladılar. Bu Haçlı seferinden yarım yüzyıl sonra Simon de Saint-Quentin bu isimlendirmeyi sistematik hale getirdi. Claude Cahen'e göre Anadolu'da Türkleşme yoğunluğu ne olursa olsun, o zamanki Türkiye'nin sınırları ne kadar belirsiz olursa olsun, çağdaşlarının gözünde Anadolu'nun Türk niteliği ülkenin bütününe damgasını vurmuştur.
Avrupalı yazarlar Anadolu'ya Türkiye derken, Müslüman yazarlar, Selçuklular devlet kurduktan sonra dahi burası için hiçbir siyasal anlamı kalmamasına rağmen Rum/Roma diye bahsetmeye devam etmişlerdir.
Malazgirt savaşından çok kısa bir süre sonra Türkler İstanbul'un yanı başındaki İznik'e kadar olan toprakları ele geçirip Anadolu'daki ilk devletlerini kurmuşlardı. Bu devletin kuruluş tarihi çeşitli tartışmalara sebep olmuştur.
Türkiye Selçuklu Devleti'nin hangi tarihte kurulduğu konusunda araştırmacılar çeşitli tarihler ileri sürmüşlerdir. Mehmet Altay Köymen, 1073 tarihini gösterir. Ayrıca aynı devletin 1077 ve 1092 tarihlerinde iki defa daha kurulduğu fikrindedir. Mükrimin Halil Yinanç 1077, Zeki Velidi Togan ve J. Laurent ise 1080'de kurulduğunu ileri sürerler. İbrahim Kafesoğlu 1092 tarihinin üzerinde durur. Türkiye Selçukluları üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Osman Turan'ın devletin kuruluşu olarak gösterdiği tarih ise 1075'tir.
Derlenmiştir.
Erhan Afyoncu, Sorularla Osmanlı Tarihi, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2016.