Arama

Osmanlı'nın ilk renkli haritasını çizen coğrafyacı

Türk dilini incelemek üzere görevlendirilerek Osmanlı'ya gönderilen Rus coğrafyacı ve jeolog Tchihatchef, İstanbul'un çeşitli yerlerini gezdi. Ülkenin tarih ve coğrafyasına hayran kalan seyyah, 14 bin kilometreyi yaya olarak katetti. Bu haritanın özelliği ise Osmanlı'nın ilk renkli haritası olmasıydı.

Hayatının çok uzun bir kısmını, akademik alanıyla ilgili faaliyetler için Rusya dışında, genellikle Paris ve Floransa'da geçirir. İtalya ve Paris'te yapıldığı gezileri sonrasında İtalya Yarımadası'nın coğrafi haritasını çıkarır.

1842 yılında Altay Dağları'na ve Çin'e gider. Bu gezi, Altay Dağları silsilesinin modern jeolog gözlemiyle yapılmış ilk detaylı incelemesi olur.

  • 3
  • 8
PRENS NEDEN İSTANBUL'A GÖNDERİLDİ?
PRENS NEDEN İSTANBUL’A GÖNDERİLDİ?

Chikhachev daha sonra Rus Elçiliği'nde Türk dilini incelemek üzere görevlendirilerek İstanbul'a gönderildi. 1847 il 1858 yılları arasında Anadolu üzerinde detaylı bir çalışma yürüttü.

Ege sahillerinden Musul'a kadar uzanan atlı gezisinde Chikhachev, Anadolu'nun fiziki coğrafyası ve jeolojisinden botanik ve zoolojisine, arkeolojisinden etnografik bilişimine, sosyal yapı ve istatistiklerine kadar hemen he cephesini inceler.

  • 4
  • 8
OSMANLI'NIN İLK RENKLİ HARİTASINI ÇİZDİ
OSMANLI’NIN İLK RENKLİ HARİTASINI ÇİZDİ

Ülkenin ilk defa ½.000.000 ölçekte, 23 renkli haritasını yayımladı. Bütün bu geziler sırasında 14.000 km yol alan seyyah, 1877-1878 yıllarında ise İspanya, Cezayir ve Tunus'ta kapsamlı seyahatler yapar.

Anadolu üzerinde yaptığı araştırma gezilerini sekiz cilt ve üç atlastan oluşan iki ayrı kitapta yayımlayan Chikhachev'in bu çalışmalarından sadece bir tanesi İstanbul ve Boğaziçi adıyla Türkçeye çevrilmiştir.

"Son olarak da Aydos Dağı ile Üsküdar arasında uzanan yekpare sayılabilecek alanda tek başına yükselen Bulgurlu Dağı bulunur. Yükseklik hiçbir yerde 240 metreyi aşmaz, ama bu yükseklik Boğaz'ın bütün yakın çevresine egemen olması için yeterlidir.

Buradan görünen panorama belki de İstanbul çevresindeki çeşitli tepelerden görülen manzaraların en güzelidir. Kentin görüntüsünün bu tablonun güzelliğinde oynadığı rol de az değildir. Bulgurlu Dağı eskilerin Damatris'idir. Ve bugün bile hala ormanlık olan bu bölge, zamanında Roma İmparatorlarının av partilerinde buluştukları şatolarla süslüydü. Burası bir anlamda Bizans'ın Compienge'iydi. Ama Fransa'daki bu meşhur rakibinden çok daha güzel bir manzaraya sahiptir.

Bir yandan eşsiz bir konumdan yararlanan Bulgurlu Dağı, diğer yandan durulukları ve serinlikleriyle başka hiçbir suyu aratmayan kaynaklara da sahiptir. Bu ünlü kaynaklardan biri IV. Mehmed'in Çamlıca köyünde dağın eteğinde yaptırdığı bir kubbenin içinde bulunur ve Hammer'e göre bu kubbe belki de eski Bizans Damatris Şatosu'nun bulunduğu yere yapılmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN