Osmanlı'nın az bilinen üç özel alay birliği
Osmanlı'da 500 yıl süren bir gelenek olan Surre Alayı'nın, her yıl hacca gitmek isteyenlerle birlikte pek çok kıymetli eşya ile kutsal mekanlara gönderildiğini biliyor muydunuz? Ya da Abdülhamid'in güvenliğini sağlamak için 200 kişiden oluşan Söğüt Alayı'na girmek için, askerlerin son nefeslerine kadar sultana itaat ve sadakat göstereceklerine dair yemin etmelerinin yanında askerlerin, beş vakit namaz kılmaları gerektiğini? Sizler için, Osmanlı'nın az bilinen üç özel alay birliğini derledik.
Osmanlı'nın zor bir döneminde tahta çıktan İkinci Abdülhamid Han, şahsi güvenliğine dikkat eden bir padişahtı. Muhafızlara tam anlamıyla güvenmeyen sultan, güvenliğini kendi kurduğu özel bir alayın sağlamasını istedi. Böylece Abdühamid, Yıldız Sarayı'nın etrafına Ertuğrul ve Orhaniye kışlalarını yaptırarak bu kışlalara asker yerleştirdi.
Sözlükte "içine altın ve para gibi kıymetli eşyaların konulduğu kese" anlamına gelen ''surre'' kelimesi, her yıl hac mevsiminde yola çıkan alay, Harem-i şerif ahalisine, zahidlere, mukaddes yerlerin emniyetini sağlayan Mekke emirlerine ve Hicaz bölgesinde yaşayanlara dağıtılan para ve değerli eşyalara denirdi.
Haremeyn'e surre gönderilmeye ne zaman başlandığı tam olarak belli olmamakla birlikte bu âdetin Abbasî Halifesi Mehdî-Billâh zamanında ortaya çıktığı görüşü hâkimdir.
Aynı dönemde hac yollarının güvenliği, hac güzergâhı üzerinde bulunan su kuyularının bakımı, hacıların konaklama vb. ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bazı tedbirlerin alındığı da bilinir. Haremeyn'e her yıl düzenli biçimde surre gönderilmesi ise Abbasî Halifesi Muktedir-Billâh döneminde (908-932) başlandı. Daha sonra Fatımîler, Eyyübîler ve Memlüklüler tarafından da surre geleneği devam ettirildi.
Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar devam eden güzel geleneklerden olan Surre Alayı, İslam topluluklarının arasında bir muhabbet ve hürmet bağı oluşturdu.
İkinci Abdülhamid'in özel güvenliğini "öz hemşerilerim" dediği Söğüt Alayı'na mensup Türk çocukları sağladı. Bu özel muhafız alayının mensupları Karakeçili ailesinin çocuklarıdır. Sultan İkinci Abdülhamid, bu alay ile yakından ilgilenirdi ve onlara çok güvenirdi. Çünkü onlar devleti ayakta tutan Karakeçili aşiretinin mensupları ve Osmanlı hanedanının akrabalarıydı.