Osmanlı’da padişah muhafızlığı yapan askeri zümre: Solaklar
Osmanlı'da padişah muhafızlığı yapan askerlere solak denilirdi. Bu askerler cesur, kuvvetli, tecrübeli, hitabeti düzgün yeniçeriler arasından seçilirdi. Hepsi veya çoğunluğu solaktı; nedeni ise saldırı anında ilk müdahalenin beklenmeyen yerden gelmesini sağlamak içindi. Sefer zamanı solaklar, saray kapısından itibaren yaya olarak padişahın her iki yanında ve önünde yer alır, yabancı hiç kimseyi yaklaştırmazlardı. İşte Osmanlı'da padişah muhafızlığı yapan askeri zümre solaklar hakkında bilgiler...
Önceki Resimler için Tıklayınız
Solakların asıl görevi padişahın muhafazası idi. Padişah sefere çıktığı zaman solaklar saray kapısından itibaren yaya olarak her iki tarafında ve önünde yer alır, yanına yabancı hiç kimseyi yaklaştırmazlardı. Savaş esnasında bütün solak bölükleri padişahın etrafında yer alarak bir koruma hattı oluşturur, 400 kemankeş solak etrafını çevirirdi. Celâlzâde Mustafa Çelebi, *Selimnâme adlı eserinde Çaldıran Muharebesi esnasında solakların padişaha nasıl siper olduklarını nakleder.
*Selimnâme: Yavuz Sultan Selim ve dönemiyle ilgili eserlerin genel adı. Osmanlı tarih literatüründe dönemleri ele alınan padişahların adını taşıyan eserler ayrı bir grup oluşturur. Bu ad verme geleneği ilk defa Yavuz Sultan Selim devrinde ortaya çıkmış ve onun ismiyle anılan tarihler "Selimnâme" diye adlandırılmıştır. Ancak bu gelenek, Kanûnî Sultan Süleyman ve II. Selim'den sonra birkaç istisna dışında sürdürülmemiştir. Kanûnî dönemini anlatan tarihlere "Süleymannâme" adı verilirken II. Selim için yazılan bazı eserlere Selimnâme denilmesi dikkati çekmektedir.
Padişah alayı ve padişahın katıldığı savaşları tasvir eden bütün minyatürlerde solaklar bilhassa rengârenk kaftanları, beyaz gömlekleri ve tüy sorguçlu başlıklarıyla tasvir edilir. Padişah alayını görmüş olan bütün seyyahlar ve elçiler solakların göz alıcı elbiselerinden bahseder.
Sultan Abdülhamid'in albümünden tarihe ayna tutan kıyafetler
Saray içinde dört solakbaşı sadece muhafız bölüğünü temsilen bulunur ve padişahın yakınında olmayı rikâb-ı hümâyun ağaları ile diğer iç ağalarına bırakırdı. Düğün yemeğinde sadrazam sofrasına otururlardı. Şehzadeler sancağa çıktıkları zaman maiyetlerinde kendilerine bağlı solaklar da gönderilirdi.
Solakların başlıklarının uçları yukarıya doğru konik bir şekilde daralırdı. Ön kısmı daha düz olan bu üçgenin uç kısmının arkasına siyah tüy üstüne önceleri turna teli, sonraları bazen balıkçıl tüyü gibi çeşitli tüylerden yedi sekiz tane takılırdı; bu tüyler yelpaze şeklinde yukarıya doğru açıldığı için süpürge sorguç adı verilmişti.