Osmanlı padişahlarının mahlasları
Osmanlı edebiyatı; ifade güzelliği ve yoğun sanat gücü ile beş yüzyılı aşkın bir süre toplumun söz gücünün en önemli bölümünü temsil etti. Osmanlı sultanları, İslam kültür ve edebiyatını üst seviyelere taşıdı. Padişahlar duygularını kağıda aktarırken çeşitli mahlaslar kullandı. Sizler için devletin kuruluşundan itibaren bilim, sanat ve edebiyat gibi alanlarda önemli adımlar atan Osmanlı padişahlarının kullandığı mahlasları listeledik.
III. Murad, Muradi
Anlamı: İstenerek ümit ederek beklenen.
4 Temmuz 1546'da Bozdağ yaylağında doğdu. Venedik asıllı Nurbanu Sultan'ın oğludur. İlk eğitimini Manisa sarayında aldı. Murad yetenekli, iyi eğitim görmüş, dinine son derece bağlı, babası ve diğer ileri gelenler tarafından çok sevilen bir şehzadeydi. Büyük babası Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisini görmek istemesi üzerine bir ara İstanbul'a gitti. Şehzadelik yıllarında idarî işlere pek karışmadı, tahtın tek vârisi olarak rahat bir hayat sürdü, vaktini Manisa yaylalarında geçirdi.
Çoğu Osmanlı padişahları gibi III. Murad da iyi bir sanat eğitimi aldı, şiir ve edebiyatın yanında hat sanatıyla da ilgilendi. "Muradi" mahlasıyla dini ve tasavvufi şiirler kaleme aldı. Şiirleri bazı mecmua ve tezkirelerde yer aldı. Çeşitli kütüphanelerde III. Murad'a ait müstakil divanlara rastlandığı belirtilmiştir. Döneminde birçok hayır eseri inşa ettirdi. Kâbe'nin duvarlarının tamiri ve suyollarının temizlenmesi, Mescid-i Nebevî'nin tamiri yanında Mescid-i Harâm mimari açıdan kesin şeklini II. Selim ve onun zamanında aldı, Mekke ve Medine'de birer medrese, büyük bir imaret, mektep ve zâviye yaptırdı. En önemli eseri şehzadeliği döneminde inşa ettirdiği Manisa'daki mescidinin yerindeki külliyedir.
Fatih Sultan Mehmed, Avni
Anlamı: Yardıma ait, yardıma dair.
Fatih Sultan Mehmet, yedinci Osmanlı padişahıdır. Sultan II. Murat'ın, Hüma Hatun'dan 29 Mart 1432 yılında doğdu. Ömrü seferle geçen Fatih Sultan Mehmet Han, yine bir sefer hazırlığındayken 3 Mayıs 1481 tarihinde Gebze'de vefat ettiğinde, Osmanlı devleti ordusu, teşkilatı ve sanatı ile dünyanın önde gelen güçleri arasına girdi. Şeyh Vefa Hazretleri'nin kıldırdığı cenaze namazı ile Fatih'teki caminin haziresine gömülen Fatih Sultan Mehmet Han, bir asker ve devlet adamı olarak dünya tarihine geçti. Yerine, oğlu Sultan II. Beyazıt Veli tahta geçti.
Sultan Mehmed "Avnî" mahlasıyla şiirler yazdı. Akıcı üslûbu, henüz sanatlara boğulmamış bir Türk şiirinin güzel örnekleri arasında sayıldı. Tasvirlerindeki başarı ve mazmunlarındaki zenginlik ilk anda anlaşılabilecek kadar açık ve yalındı. Arapça-Farsça tamlamalar yerine Türkçe ifadeler kullanmayı tercih etti. Beyitlerine ustalıkla yerleştirdiği zekâ oyunları ve hayaller kadar belli kalıp ve fikirler de onun çağdaşları ile aynı klasik üslûp içinde eser verdiğini gösterir.
II. Bayezid, Adli
Anlamı: Adalete mensup, adaletle alâkalı, ilgili.
Osmanlı İmparatorluğu'nun sekizinci padişahı olan II. Bayezid, Edirne, Amasya ve İstanbul'da yaptırdığı külliyeler ile bu kentlerin Osmanlı kimliği kazanmasına önemli bir katkı sağladı. Öyle ki Amasya'daki ilk külliyesi, şehzadeler şehrine vurulan en esaslı Osmanlı mührüdür. Uzun boylu, yağız çehreli, elâ gözlü, geniş göğüslü olan Bayezid yumuşak, hatta melankolik bir tabiata sahipti. Padişahlığında ibadete ve hayır işlerine yöneldi. Bu sebeple de Bâyezîd-i Velî diye anılır olmuştu. Etrafına ünlü bilginleri toplamış ve kendisini yetiştirmeye çalışmıştı. Orta derecede bir şair olan padişah hat sanatında oldukça yetenekliydi. Şiirlerinde Adlî mahlasını kullandı. Osmanlı tarihçiliği onun zamanında ilk büyük eserlerini verdi.
Şehzade Korkut, Harimi
Anlamı: Kayıtsız kimse.
Şehzade Korkut 1467'de Amasya Sarayı'nda doğdu. İstanbul'da Fatih Sultan Mehmed'in sarayında iyi bir eğitim gördü. Arapça, Farsça öğrendi. 1491'de merkezi Manisa olan Saruhan Sancakbeyliği'ne tâyin olundu. 1502'de, Amasya Sancakbeyi Şehzade Ahmed'in itirazıyla, merkezi Antalya olan Teke Sancakbeyliği'ne gönderildi. Hâmid Sancağı da kendisine bağlandı. Osmanlı denizciliğinin gelişmesinde katkısı oldu. Dönemin kaynaklarında siyasî kimliği yanında ilme, edebiyata, şiire düşkünlüğü ve yazdığı eserlerle takdir edilen, şiirlerinde hac niyetiyle Mısır'a gittiğinde ihram bağladığı için "Harîmî" mahlasını kullanan Korkut'u Kahire'de gören İbn İyâs onu orta boylu, kumral, zayıf cüsseli olarak tarif eder.
Kanuni Sultan Süleyman, Muhibbi
Anlamı: Seven, sevgi besleyen anlamında muhible ilgili.
Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı tarihinin en uzun süre padişahlık yapan hükümdarıydı. 46 yıl boyunca Osmanlı Devleti'nde hüküm süren Kanuni, yaşadığı devirde yabancılar tarafından "Muhteşem Süleyman" ve "Büyük Türk" unvanlarıyla anılmıştı. Osmanlı padişahlarının çoğu gibi şair olan Kanuni Sultan Süleyman "Muhibbi"den başka "Muhib" ve "Meftûnî" mahlaslarını da kullanmıştır. Kaynaklar onun şiirden iyi anladığı, âlim ve şairlere itibar gösterdiği ve onları himaye ettiği hususunda birleşir. Kanuni Sultan Süleyman, yorulmak bilmez bir fütuhat azmi ve gayreti içinde bulunmakla beraber ruhundaki sanatkâr taraf onun aynı zamanda ince duygu ve düşünceler şairi olmasını sağlamıştır. Yazdığı aşk, kahramanlık ve düşünce şiirleriyle büyük bir divan meydana getirmiştir. "Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" beytinde olduğu gibi dillerden düşmeyen ve atasözü niteliği kazanan hikemî beyitler de söylemiştir.