Arama

Ortaçağ’ın en büyük seyyâhı İbn Battuta’nın seyahatleri

Henüz 22 yaşındayken Hac için yola koyuldu İbn Battûta. Ardından 28 yıl boyunca, dünyanın çeşitli yerlerine seyahat etti. Gezileri boyunca Mısır, Arap Yarımadası, Irak, İran, Anadolu, Deşt-i Kıpçak, Bizans (İstanbul), Orta Asya, Hindistan, Maldivler, Çin ve Endülüs'ü dolaştı. İbn Battûta, dünyanın büyük gezgini sayılan Marko Polo'yu seyahatleri ve aktardıklarıyla geride bıraktı. Dolaştığı diyarların 7 asır önceki durumlarını ise, kaleme aldığı seyahatnamede anlattı…

  • 2
  • 9
İBN BATTÛTA’NIN SEYAHATLERİ
İBN BATTÛTA’NIN SEYAHATLERİ

Ortaçağ'ın en büyük gezgini sayılan İbn Battûta, bu seyahatlerine dair detayları "Tuhfet'ün nüzzâr fi garâip'il-emsâr ve'l acâib'il-efsâr" adlı eserinde topladı.

Eser, daha sonra İbn Battûta'nın seyahatleri anlamına gelen "Rıhlet-ü İbn Battûta" olarak bilinir hale geldi. İbn Battûta, 28 yıl süren seyahatlerini kâtip İbn Cüzey el-Kelbî'ye ham metin olarak aktardı; İbn Cüzey de esere ilavelerde bulundu.

İbn Cüzeyy'in esere fazla müdahale etmediği onun şu ifadesinden anlaşılır:

"Üstat İbn Battûta'nın sözlerini naklederken onun maksadını anlatan kelimeleri kullandım ve çok defa da nasıl söylediyse 'köküne, dalına dokunmadan' öylece bıraktım; bahsettiği şeylerin aslı nedir diye araştırmadım. Çünkü üstadımız aktardıklarını değerlendirme sırasında en iyi yolu tutmuş, aslı astarı olmayan haberler için güvensizliğini bildiren sözler söylemiştir. Ben yer ve kişi adlarından problemli olanları halletmek ve harekeleri belirtmek suretiyle kitabı daha verimli hale getirmeye çalıştım."

  • 3
  • 9
SEYAHATNAME, 14’ÜNCÜ YÜZYILDA KALEME ALINDI
SEYAHATNAME, 14’ÜNCÜ YÜZYILDA KALEME ALINDI

Eserin önsözü, yine İbn Cüzey el-Kelbî tarafından kaleme alındı. Abdülhâdî et-Tâzî, "Er-Riĥle"yi neşre hazırlarken otuz nüshaya baktığını ve bazı özel nüshalarda mukaddimenin "İbn Cüzey der ki" diye başladığını kaydeder.

Kitabın sonunda verilen iki ayrı tarihten, İbn Battûta'nın hâtıralarını yazıya geçirişinin 9 Aralık 1355'te son bulduğu ve İbn Cüzey'in de metin üzerindeki çalışmalarını Şubat 1356'da tamamladığı anlaşılır.

  • 4
  • 9
ESERDE ÜÇ FARKLI ÜSLUP BULUNUYOR
ESERDE ÜÇ FARKLI ÜSLUP BULUNUYOR

Kitabın dili genel olarak sade olsa da, üç farklı anlatım tarzından bahsetmek mümkün:

1- Esere canlılık veren kısa cümleler ve yalın tasvirler, İbn Battûta'nın kaleminden çıkmış olmalıdır. İbn Battûta, bazı araştırmacılara göre, klasik eğitimden geçmesine rağmen, halktan biridir ve zaman zaman kaba sayılabilecek tasvirlerde bulunur; olayları sadece meraklı bir kişi gibi anlatır. Aslında pek çok seyyaha göre objektif sayılabilir; Afrika zencileriyle ilgili değerlendirmeleri bunun delilidir. Dikkatli bir gözlemcidir.

2- İbn Cüzey'in etkisi. Kâtibin arada bir yaptığı açıklamalar ya manzumdur, ya ilgili beldenin hatırlattığı bir anekdottur ya da İbn Battûta'nın verdiği bilgileri düzeltir mahiyettedir. İbn Cüzey'in üslûbu, gerek mukaddimeden, gerekse metin içindeki açıklamalarından anlaşıldığı üzere biraz külfetlidir. İbn Cüzey üslûbunda dönemin diğer vak'anüvisleri, saray kâtipleri olan İbn Fazlullah el-Ömerî ve Kalkaşendî gibi garip benzetmelere yer verir.

3- Alıntı yapılan kaynakların etkisi. Seyahatnâme içinde genel akışa uymayan, çok ayrıntılı bina tasvirlerinin geçtiği bölümler vardır. Meselâ Dımaşk Emevî Camii'nin ve Kâbe'nin tasvirleri müellifin kendi anlatımından değildir. Bu gibi bölümlerde onun İbn Cübeyr ve Ebû Ubeyd el-Bekrî gibi daha eski müelliflerden alıntı yaptığı, ayrıca İbn Cübeyr'in üslûbundan da etkilendiği görülür.

  • 5
  • 9
ANADOLU HAKKINDA PEK ÇOK DETAY İÇERİYOR
ANADOLU HAKKINDA PEK ÇOK DETAY İÇERİYOR

Avrupa hariç neredeyse eski dünyanın tamamını gezen İbn Battûta'nın dönemi, dolaştığı ülkelerin çoğunda Türklerin ve Moğolların hâkim olması sebebiyle bir Türk-Moğol asrı sayılabilir.

Dünyanın yedi büyük hükümdarı arasında ilk sıraya koyduğu Ebû İnân el-Merînî hariç, diğerleri Türk veya Moğol asıllıdır; dolayısıyla verdiği bilgiler bu milletlerin tarihi açısından çok önemlidir.

Seyahatnamede, Anadolu'nun o günkü durumu hakkında ayrıntılı bilgi vardır ve eser beyliklerin iç ihtilâfları, Umur Bey'e karşı düzenlenen Haçlı saldırısı, Alanya'nın milletlerarası bir liman oluşu, Germiyanoğullarına karşı duyulan güvensizlik, Eretna Devleti'nin refah seviyesi, Sinop'un stratejik değerine değinir.

Erzurum ve Erzincan'da birbirleriyle çarpışan Türkmen kabileleri, Anadolu genelinde Hanefî mezhebinin yaygın oluşu, İlhanlıların Anadolu siyaseti, Çobanoğulları, Ahîliğin yükselişi gibi konularda birinci el kaynaklardandır.

  • 6
  • 9
ÂDET, İNANÇ VE TÖRELER AÇISINDAN KIYMETLİ BİR KAYNAK
ÂDET, İNANÇ VE TÖRELER AÇISINDAN KIYMETLİ BİR KAYNAK

Sosyal hayat, âdetler, inançlar ve töreler hakkında çok zengin malzeme ihtiva eden seyahatname, antropoloji açısından da değerli bir kaynaktır.

Çünkü eserde yemek tariflerinden bayram ve matem giysilerine, siyasetten tasavvufa kadar o dönemin insanıyla ilgili her konuda bilgi verilir. Meselâ Hindistan'la ilgili kısımda ölü yakma merasimine yer verilmiş, İran'ın Fîrûzân şehrinde cenaze törenlerinin düğün havasında cereyan ettiği belirtilir.

Îzec'de cenaze münasebetiyle cemaatin perçemlerini keserek çığlık attığına, Anadolu'nun Mudurnu yöresinde mezarların üstüne -uzaktan bakınca evi andıracak şekilde- ahşap çatılar kondurulduğuna temas edilir, Sinop'ta cenaze kaldıranların başlarını açtıkları ve giysilerini ters çevirdikleri kaydedilir.

Moğol kökenli Çin kağanlarının cenazesinde hizmetçi ve cariye tayfasından bir grup insanın diri diri gömülmekte olduğu, Maldiv adalarında katil bulunup öldürülmeden maktulün cenazesinin kaldırılmadığı anlatılır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN