Kamboçya’yı ‘ölüm tarlasına’ çeviren örgüt: Kızıl Kmerler
20'nci yüzyılın sonlarında ortaya çıkan, dünyanın en baskıcı ve en kanlı rejimlerinden biriydi, Kızıl Kmer rejimi. Kısa sürede, "sosyalizm" ve "komünizm" adı altında milyonlarca insanı katlettiler. Kızıl Kmerler tarafından öldürülmek için değil rejime karşı olmak; gözlük veya saat takmak, kitap okumak veya yabancı dil bilmek dahi yetiyordu. Müslümanlara sistematik katliam uygulayan Kızıl Kmerler, çocuklara "anne", "baba" demeyi yasaklamışlar; aile kurumunu yok etmeyi hedeflemişlerdi. Katliamlarıyla Kamboçya'yı bir "ölüm tarlasına" çeviren Kızıl Kmerlerin, kendi halkına yaşattığı bu zulmü sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Pol Pot'a göre iyi insanlar çiftçilerdi. Çiftçi olmayan herkes modern toplumun yozlaşmış insanlarıydı. Pol Pot, çiftçilerin güçlenmesiyle Kamboçya'nın zenginleşeceğine inanıyordu ve bunun için kapitalizme dair tüm unsurların yok edilmesi gerekiyordu.
Böylece ne Kamboçya'da ne de Kamboçyalıların hafızalarında kapitalizme dair hiçbir şey kalmayacaktı.
Pol Pot, idareyi ele aldıktan sonra fikirlerini uygulamaya koymaya başladı. Yeni bir ülke, yeni bir halk yaratmak amacıyla faaliyete geçen Pol Pot, şehirleri boşaltarak insanları köylere göçe zorladı.
Ülkedeki üniversiteler, okullar, postaneler, fabrikalar, gazeteler, dergiler, fabrikalar, bankalar gibi kurumların hepsi kapatıldı, tahrip edildi.
Yeni kurulan düzende paraya ihtiyaç yoktu ve para yürürlükten kaldırıldı. Merkez bankası ve tüm bankalar kapatıldı.
Dış dünya ile bağlantıyı kesen Pol Pot parası ve eğitimi olan herkese düşmandı. Entelektüel olduğu düşünülen herkes öldürüldü. Devlet kurumlarında çalışan asker, bürokrat, diplomat, doktor, profesör, bilim adamı, din adamı, gazeteci, yazar kısaca eli kalem tutan, okuma yazması olan ağır işkencelerden geçirildi ve katledildi.
"Burjuva medeniyetini" yok etmek iddiasındaki bu rejim, pek çok kişiyi gözlük kullandığı ya da yabancı dil bildiği gerekçesiyle öldürdü.
Toplumun geleneksel değerlerini tahrip eden Pol Pot rejimi, aile kurumunu ve dini inançları ortadan kaldırmaya çalıştı. Aile fertleri birbirinden koparılarak herkes pirinç tarlalarında çalışmaya zorlandı. Çocuklar, kolektiflere emanet edildi.
Toplanan çocuklar, beyinlerinin yıkanması ile rejime sadık askeri güç haline getiriliyordu. Eskiye dair her şeyi imha eden Pol Pot, hayata dair her şeyi sıfırdan başlatmayı planlıyordu. Bu yıkım dalgası tarihe "Sıfır Yılı" olarak geçti.
O tarihlerde, Kamboçya'nın başkenti Phnom Penh kentinde bulunan, dünyanın en kanlı hapishanesi S-21'de, 12 bin kişi hayatını kaybetti. Sadece bir avuç dolusu insan hayatta kalmayı başarabildi.
Daha önce, bir lise olan bu bina, Kızıl Kmerler rejimi sırasında Kamboçya soykırımının yaşandığı yerlerden biri haline dönüştü.
Ellerinde nasır olmayan insanlar, entelektüel bir birikimi olan insanlar, birden fazla dil bilenler kamplara gönderilerek "ehlileştirilmek" için burada tutuldular. Dini eğitimler yasaklandı.
Çocuklar, politik okullarda eğitim almaya mecbur bırakıldı. Yetişkinlere her akşam "geliştirme" adı altında politik konuşmalar dayatıldı. Kişisel birikim yasaklandı.
Kızıl Kmerlerin kurmayı planladığı yeni toplum düzeni, ülkeye refah getirmedi; aksine açlık ve kıtlığa sebep oldu. Ekonomi geriledi. Pirinç tarlalarında çalışmaya zorlanan insanlar arasında salgın hastalıklar baş gösterdi. Bu tarlalar daha sonraları, "ölüm tarlaları" olarak anıldı.
En anlamsız yasaklardan biri de, hitaplar için olandı. "Anne, baba" demek yasaklandı, herkesin birbirine "yoldaş" demesi zorunlu hale getirildi.