İran’da 900 yıllık Türk hâkimiyeti
Dünyanın gündeminden hiç düşmeyen İran topraklarında Türkler'in 10. yüzyılın başlarından itibaren hakimiyeti var. İran'da 1923'te Kaçar Türkleri'nin hakimiyetinin son bulmasıyla İran asıllı Pehlevi hanedanı dönemi başladı.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Safevî Devleti'nin kurulmasından sonra iki asırdan fazla sürecek Osmanlı-İran mücadelesi başladı. Osmanlı-Safevi savaşları genellikle Sünni-Şiî mücadelesi olarak değerlendirilir. Ancak meselenin bu şekilde tek bir sebebe irca edilerek, izah ve ifade edilmesi yüzünden iki devlet arasındaki ilişkilerde siyasi, askeri, toplumsal ve ekonomik sebepler gözardı edilmiştir. Osmanlı-Safevi rekabeti, en genel anlamıyla, Doğu ile Batı'nın binlerce yıldan beri süregelen Anadolu üzerinde hâkim olma mücadelesidir. İki devlet arasındaki savaşların önemli sebeplerinden biri de, ipek ticareti üzerindeki hâkimiyet mücadelesiydi. Tebriz ile Bursa arasında yoğun bir kervan ticaretine konu olan ipek hem Osmanlı hem de İran ekonomilerinin en önemli gelir kaynaklarından birisiydi. Benzer bir mücadele Safeviler'den önce İran'a hâkim olan Akkoyunlular ile Osmanlılar arasında da yaşanmıştı.
18. yüzyılın başlarında İran'da Safevi hâkimiyeti sallanmaya başladı. Safeviler'e tâbi olan Afganlılar isyan ederek, Orta ve Güney İran'a hâkim oldular. İran'daki karışıklıklar üzerine Osmanlılar ve Ruslar İran'a girdi. Osmanlılar İran'da çok büyük fetihler yaptı. Kanunî döneminde ele geçirilemeyen yerler III. Ahmed döneminde fethedilmişti.
Son Safevi hükümdarı Şah Hüseyin'in oğlu Tahmasb, Afganlılar'ın istilası üzerine Tebriz'e kaçarak, II. Tahmasb adıyla kendisini şah ilân etti. İran'da iktidar boşluğu oluştu. Ancak ülkeye hâkim olamadı ve Horasan'a kaçarak, Avşar ve Kaçar Türkler'inden yardım aldı. Avşarların lideri Nadir Şah, önce II. Tahmasb'a yardım ederek İran'da otoriteyi tesis etti, ardından da 1736'da III. Abbas'ın çocuk yaşta ölümü üzerine Safevi hanedanına son vererek, İran'da Avşar hâkimiyetini başlattı. İran'daki değişen siyasi durum Osmanlılar'ın başarılarını tersine döndürdü. Nadir Şah, Osmanlılar'ın fethettiği yerleri geri aldı.
Nadir Şah
Safevîler'in sona ermesiyle İran'da başka bir Türk boyunun, Avşarlar'ın hâkimiyeti başlamıştı. Nadir Şah'ın ölümünden sonra Avşarlar'ın yerini, Lur asıllı Zend hanedanı aldı. Kaçar Türkleri'nin reisi Ağa Muhammed Han, 1779'da Zend hanedanını içine düştüğü karışıklıktan yararlanarak İran'da Kaçar hâkimiyeti dönemini başlattı. Tahran'ı başkent yapıp, İran'da düzeni sağladı.
İran, 19. yüzyıldan itibaren İngiltere, Rusya ve Fransa'nın çekişme alanı hâline geldi.
Rıza Han
Kaçar hanedanı yabancı devletlere karşı mücadelelerinde başarılı olamadı. 1921'de Kazak birlikleri komutanı Rıza Han, Seyyid Ziyaeddin Tabatabaee ile birlikte İngilizler'den aldığı silah ve mühimmat desteğiyle darbe yaptı. Rıza Han ordu komutanı, Seyyid Ziyaeddin Tabatabaee de başbakan oldu. Rıza Han birkaç ay sonra Ziyaeddin Tabatabaee'yi tasfiye ederek başbakan oldu. 1923'te son Kaçar hükümdarı Ahmed Şah'ın ülkeden kaçmasıyla birlikte yönetim tamamen eline geçti. Rıza Şah Pehlevî olarak Aralık 1925'te kendini şah ilân etti. Böylece İran'da Türk dönemi sona ermiş İran asıllı Pehlevî hanedanı dönemi başladı. 1979'da İran devrimiyle Rıza Şah Pehlevî'nin oğlu Muhammed Rıza Şah Pehlevî devrilince 54 yıl süren Pehlevî hanedanı sona erdi.