Arama
Fransa ‘Terör Dönemi’nin ölüm makinesi: Giyotin
Giyotin, 1789 gerçekleştirilen Fransız Devrimi ile tarih sahnesine adını kazıdı. Avrupa'da daha önce benzerleri kullanılsa da, ölüm makinesi Giyotin, o tarihlerde Fransa'daki kaotik ortam ile adeta özdeşleşti. Bundan 226 yıl önce, Fransa Meclisi'nden geçen bir kararla, "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" düsturları ile yola çıkan devrimciler, yalnızca 4 yılda "onlar gibi düşünmeyen" 15 bin kişinin Giyotinle idamına sebep oldular.
1789 yılında gerçekleşen Fransız İhtilali sonrası, birçok idam gerçekleştirilecekti. Doktor Joseph-Ignace Guillotin, bu idamlara insancıl bir hüviyet kazandırma amacıyla bir alet geliştirdi ve bunu Fransız hükümetine sundu.
Fransa Milli Meclisi, Doktor Guillotin'in geliştirdiği aletle idamı 20 Mart 1792 tarihinde onayladı. İsmini mucidinden alan Giyotin, 25 Nisan 1792 tarihinden itibaren kullanılmaya başlandı.
Doktor Guillotin, idamların daha insancıl şartlarda gerçekleşmesi ve idam mahkûmlarının daha az acı çekmesi umuduyla bu aleti icat etmişti. Bıçağının ağırlığı 40 kilo civarındaydı. Alet, kurbanlarının başını gövdesinden yaklaşık 000,5 saniyede ayırıyordu. Bu da onlar için acısız ve ani bir ölüm anlamına geliyordu.
Ancak Doktor Guillotin, icat ettiği aletten ve onun ismiyle anılmaktan daha sonra o kadar pişman oldu ki, soyadını değiştirme ihtiyacı hissetti.
Fransız İhtilâli'nde, özgürlük, eşitlik, kardeşlik düsturlarıyla yola çıkılmıştı. Ancak, 1789'dan itibaren yaklaşık dört yıl içinde 15 binden fazla kişinin idamında Giyotin kullanıldı. Dünya tarihine "Terör Dönemi" olarak geçen bu dönemde, birçok insan halk meydanlarında idam edildi.
Giyotin ile idam edilenler arasında Pellettier gibi hırsızlar da; Kraliçe Marie Antoinette ve Kral XVI. Louis gibi asiller de; entelektüeller ve politikacılar da vardı. Yani neredeyse cumhuriyet karşıtı, hatta cumhuriyet karşıtı olma potansiyeli taşıyan herkes, meydanlarda kurulan bu makine ile katledildi.
1794 yılına gelindiğinde, bu dönemin en önemli mimarlarından Maximillian Robespierre de Giyotin'den payına düşeni aldı. Fransız İhtilali'nin bir numaralı adamı olarak binlerce kişinin idam kararını veren Robespierre, git gide karşı olduğu kraldan farksız birine, bir tirana dönüşmüştü.
Bunun üzerine meclis tarafından idamına hükmedildi. Ancak onun giyotinle ölmek gibi bir niyeti yoktu. Çenesine dayadığı silahın tetiğini çekip intihar etmek istedi; fakat ıskalaması sonucu yalnızca çenesini paramparça etti. Giyotine götürülürken yüzü sargılar ve kanlar içindeydi. İronik biçimde, giyotin onun için bir kurtuluş olmuştu.
Giyotin ile meydanlarda yapılan idamlar, o dönem halkın da ilgisini çekmişti. İlk başlarda insanlar çocukları ile birlikte idamları izlemeye gelse de, giyotin o kadar sık kurulmaya başlandı ki, halk da bu eğlenceye olan ilgisini bir süre sonra kaybetti.
Giyotin, 16'ıncı yüzyılın sonlarına doğru Fransa'da yaygınlaşmaya başlasa da, ortadan kaybolması uzun zaman aldı. İdam cezasının 1981 yılına kadar yasal olduğu Fransa'da, halka açık son idam 1939 ve son idam da 1977 yılında gerçekleşti.
25 Nisan 1792 yılında Nicolas Jacques Pellettier'in idamı ile dünya tarih sahnesine çıkan Giyotin, yaklaşık iki asır boyunca Fransa'nın yanı sıra, bazı başka devletler tarafından da kullanıldı.
Nazi Almanya'sında da kullanılan Giyotin, 1933'de resmi infaz metodu olarak benimsendi.