Eski medeniyetlerin sırları
Dünyanın oluşumu, medeniyetler, krallıklar ve arkalarında bıraktıkları sırları… Bilim ne kadar gelişirse gelişsin tarihin bazı noktalarına dokunması güç bir durum. Şu zamana kadar bilinmezlik olarak karşımızda duran geçmişin izleri, hala tahminler ve farklı olay zincirlerinden çözülmeye çalışılıyor.
Giriş Tarihi: 06.11.2018
11:59
Güncelleme Tarihi: 07.11.2018
10:12
1994 yılında Şanlıurfa'da yer alan Göbekli Tepe'de yapılan inanılmaz bir arkeolojik keşif, medeniyetin evrimiyle ilgili yeni sorular doğurdu. Uzmanlar daha önce, avcı-toplayıcıların yerleşik düzene geçip tarım yapması sonucu anıtsal alanların yapıldığını düşünüyorlardı. Fakat tarıma geçilmeden önce avcı toplayıcı insanlar tarafından inşa edilen Göbekli Tepe, tüm bu düşünce sistemini altüst etti.
12 bin yıllık Göbekli Tepe'deki kazılarda ortaya çıkarılan kanıtlar, tarımın icadının uygarlığın başlamasıyla tetiklendiğini savunan teoriyi destekliyor. Her anıtsal yapının ortasında, üzerinde stilize kollar, eller ve peştamal yontuları bulunan iki adet T biçimli sütun yer alıyor. En büyüğünün ağırlığı 16 tonu aşıyor. Bu taşları yontmak ve yakındaki taşocağından taşımak, çok sayıda insan ve hepsini doyuracak miktarda yiyecek gerektiren zorlu bir organizasyon gerektiriyor.
Burada şimdiye kadar yapılan kazılarda bu insanların yerleşik bir hayat sürdüğüne dair bir kanıt bulunamadı. Bu yüzden Göbekli Tepe'nin dönemsel bir toplanma ve şölen yeri olduğu düşünülüyor.
Dünyada bazı kalıntılar defalarca kez keşfediliyor. Hz. Nuh'un gemisi de bunlardan bir tanesi. Arkeologlar arasında bir durum da onları ikiye ayırdı.
Dünyanın dört bir yanından gelen amatör arkeologlar, yüzyıllarca, Ağrı Dağı ve çevresinde, geminin kanıtlarını bulduklarını iddia ettiler. Ama diğer araştırmacılar ise, Nuh'un devasa gemisinin gerçekten inşa edilip edilmediğinden kuşku duyuyorlar. Atlantis gibi, Nuh'un Gemisi de hiç var olmamış olma ihtimaline rağmen tekrar tekrar çözülmeye devam edecek olan bir arkeolojik gizem.
ANTİK HAYVAN TUZAKLARI (TÜRKİYE, MISIR, ÜRDÜN)
İsrail, Mısır ve Ürdün çöllerini çaprazlama bir şekilde geçen bu alçak taş duvarlar, 20. yüzyılın başında pilotlar tarafından keşfedildikleri andan itibaren arkeologları şaşkına çeviriyor. MÖ 300'lere tarihlenen ve 64 km uzunluğundaki bu hat dizisi, havadan görünümleri bir uçurtmayı andırdığı için 'uçurtmalar' olarak da adlandırılıyor.
Bu 'Uçurtmalar'ın amacının vahşi hayvanları daha kolay bir şekilde ve çok sayıda avlayabilmek için küçük bir çukura doğru yöneltmek olduğunu iddia eden yakın zamandaki yeni bir araştırma, bu duvarların gizemini biraz çözmüş olabilir. Bu verimli sistem, yerel avcıların yerel fauna hakkında önceden düşünülenden daha fazla şey bildiğini ortaya çıkarıyor. Son yapılan araştırmalarda bu tuzaklardan Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde de çok sayıda keşfedildi.
İMPARATOR QİN SHİ HUANG’IN MEZARI (ÇİN)
1974 yılında Shaanxi bölgesinde çiftçiler şans eseri 20'nci yüzyılın en büyük arkeolojik buluşlarından birini ortaya çıkardılar. Sır olan bu figürler değil, tarihçiler bu kilden ordunun Çin'in ilk imparatorunu öbür dünyada savunmak için yaratılmış olduğunu biliyorlar. Asıl bilinmeyen, imparatorun nereye gömülmüş olduğu ve mezar odasının ihtiva edebileceği hazineler.Terakota Ordusu'nun 1,6 km kuzeydoğusunda piramit şeklindeki bir anıt mezar bulunuyor. Ancak, henüz hiç kimse Qin Shi Huang'ın kalıntılarının bulunduğu bu anıt mezara girmedi.
İlk imparatorun bu son dinlenme yeri, yapımını anlatan antik belgelerin de belirttiği gibi, şimdiye kadar Çin'de yapılmış en gösterişli mezar. Çevresindeki "krallık" ile tamamlanan bu yeraltı sarayı bir mağara ağından oluşuyor ve gelişmiş bir drenaj sistemi içeriyor. Arkeologlar mezarda güvenli bir şekilde kazı yapmak için gereken teknolojiye sahip oluncaya kadar (mezarın tehlikeli boyutlarda civa barındırdığı düşünülüyor) bu mezar ve içindeki hazineler gizemini koruyacak.
MISIR PİRAMİTLERİ (MISIR)
Neredeyse 5 bin yıl önce günümüz Kahire'sinin yer aldığı bu bölgede inşa edilen 3 piramit kompleksi, antik Mısırlıların firavunlarına olan hürmetini ve ölümden sonra yaşama olan incelikli inançlarının ahiti olarak bölgeye hükmediyor.
Arkeologlar hala piramitlerin içine inşa edilmiş yeni tüneller ve bölümler keşfediyor ve bu büyük anıtların yapım tekniklerine dair ipucu arıyorlar.